PEK çok asker ya da kurtuluş filminde duymaya alışık olduğunuz
PEK
çok asker ya da kurtuluş filminde duymaya alışık olduğunuz "yoldaşlık", kelime olarak "bir yolu birlikte yürümek" anlamına geliyor.
Benim olduğum yerde ise bu bambaşka anlamlar taşıyor.
Bizde yoldaş, "aynı davaya gönül verdik. Kardeşim ben yoruldum, sen tamamla. Yanında biz varız, korkma" gibi cümlelerin temel anlamıdır.
Ya da bir gece yarısı çekinmeden ve korkmadan her sıkıntınızda arayabileceğiniz numaralar dizisidir.
Birlikte aç kalmak, birlikte doymak, birlikte koşmak, birlikte düşmek ve aynı inanç uğruna gecesi gündüzüne birlikte karışmaktır.
Referanduma 2 gün kaldı. Ekip arkadaşlarımla gece gündüz çalışmalara aralıksız devam etmekteyiz.
Bazen kargaşanın ortasında durup öylece bakıyorum her birine ve içime bir huzur çöküyor.
"Ah be Yılmaz" diyorum kendi kendime, böyle karşılıksız, böyle beklentisiz, böylesine çıkarsızca uğrunda savaşılan şey nasıl kötü veyahut da bakarız olabilir.
Olmaz elbette.
Aile olduk biz.
Koskocaman güçlü bağlarla birbirine bağlı bir aile.
Alaaddin Işık, kardeşim oldu mesela.
Saygıdan "Başkanım" desek de bir abiden farklı değil içimizde.
Anıl Kara var bir de mesela. Namı diğer Anıl Hoca'mız.
Bir gülsün, tüm ekip bütün sıkıntıları unutur.
Ana kademe bambaşka bir dayanak zaten.
İlçe Başkanı Mustafa Berberoğlu her sıkıntımızda yanımızda.
Kadın Kolları olmazsa olmazımız.
Şükran Çalık Hanım bizim giremediğimiz aile ortamlarında, ev annelerine ulaştığımız en güçlü bağ.
Lise teşkilatının daha lisede bir şeyler için savaşmaya çalışan küçük ama kocaman yürekleri var bir de.
Her fırsatta bize koşan Alanyalı Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, milletvekillerimiz Sena Nur Çelik, İbrahim Aydın, Genel Merkez MKYK Üyesi Mustafa Toklu, hepsi bambaşka bir güç, bambaşka bir şükür sebebi Allah'a.
Bu hafta sizinle siyasetten çok, yoldaşlarım hakkında konuşmak istedim.
Ailemi anlatmak istedim sizlere.
Çıkarsız çıktığımız bu yolda birlikte yürümekten şeref duyduğum insanlar onlar benim.
Her şey mükemmel değildi elbet ama bağlar sıkı ve güçlüydü.
Gün geldi kavga ettik, gün geldi sımsıkı sarılıp güldük, iyiyi kötüyü hep birlikte paylaştık.
Aile olmak buydu zaten.
16 Nisan'da emeklerimizin boşa gitmeyeceğinden eminim ama bilmenizi istediğim bir şey var.
Biz bu yola inanarak çıktık.
Uğruna çok çalıştık.
Halkın kararı ne olursa olsun biz kaybetmedik, aksine çok şey kazandık.
Sayın Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu'ndan tutun da milletvekillerimiz, ana kadememiz, kadın kollarımız ve lise teşkilatımız dahil olmak üzere bize gönül bağı ile destek veren tüm kardeşlerime sonsuz teşekkür ederim.
Sizinle çalışmak bir onurdur.
16 Nisan'da emeğimizi 'Evet' ile taçlandırıyoruz.