Şehirli neye itiraz ediyor? Alanya'nın geleceği için model olabilecek şehirlerden birisi Barselona'dır. Barselona,
Şehirli neye itiraz ediyor?
Alanya'nın geleceği için model olabilecek şehirlerden birisi Barselona'dır. Barselona, "Barcelona en Comu" diye adlandırılan; Türkçeye, "Hepimizin Barselona'sı" diye çevrilebilecek bir oluşumla yönetilmektedir. Barcelona en Comu 2015 belediye başkanlığı seçimleri sırasında şehirdeki sivil ve politik yapılardan oluşturulmuş ve seçim kazanmış bir sivil platformdur. Katılımcı demokrasinin teşvik edildiği, turizmden asayişe kadar her türlü konuda ortak kararların alındığı bir güçbirliği ile şehir yönetilir.
Barselona turistler için özel alanlar üretmeyen, onları şehirliyle birlikte ama şehrin düzenini bozmadan yaşamaya davet eden bir şehirdir. Barselona'nın tarihsel önemi, burjuvası ve işçi sınıfının tam bir uzlaşı içinde olması ve şehri birlikte inşa etmesinden gelir. Özellikle üretim ilişkilerinde karşılıklı hak ve çıkarların korunması şehirde öyle bir doygunluk ve uzlaşı yaratmıştır ki, sosyalist kadın belediye başkanı Ada Colau, turistlerin kenti yaşanmaz hale getirmelerinden şikayet bile edebilmektedir! Yeni otel yatırımlarını engelleyici kararlar alınacağını söyleyebilmektedir...
Dünyadaki her yerleşimin sonuçta bağımlı olduğu bir büyük merkez vardır. Zanaatkarın, sanatçının; usta çırak ilişkisindeki esnafın; bölgenin yönetim birimlerinin konuşlandığı; üretim ilişkilerinin düzenlendiği, ticaretin yoğunlaştığı bir çekim alanı vardır. Buna da şehir denir. Eskiden "şehre inmek" dendiğinde, bu bölgede yalnızca Alanya'ya gitmek anlaşılırdı; hala da öyledir... Alanya şehirken mesela, en büyük yakın yerleşim olan Mahmutlar beldesi şehir değildir...
Alanya şehir merkezi, görüntüsü ve demografik yapısıyla çağdaş dünyadaki benzeriyle boy ölçüşecek durumdadır. Alanya'da, ancak sandığa yansıyan siyasi tercihleriyle sayısını anlayabileceğimiz, şehrin yaklaşık üçte birini oluşturan, geleneksel muhafazakar yapıdan farklı bir insan gurubu vardır. Kentlilik bilinci oluşmuş, şehre ilişkin farklı talepleri olan bu hiç de azımsanmayacak topluluğun "yatırım yapılacak değil ama yaşanacak" bir Alanya'nın merkezinde yaşama, böyle bir şehri koruyarak kullanma istekleri var.
Bu, aslında birbiriyle çok ilişkide olmayan şehirli topluluk, Barcelona en Comu örneğinde olduğu gibi, şimdiden "Hepimizin Alanyası"nı inşa etme adına güçbirliğine gitmeye hazırdır. Anılan insanlar Alanya'nın, AKP iktidarının kötü bir mirası olarak; doğa yıkımına dayalı, çıkar guruplarına, yandaşlara kıyak ilkesiyle oluşturulan, kenti işgal etmeye yönelik hizmetler yerine; adaletli, huzurlu, güvenli bir yapıya kavuşmasını ister. Son yılların modası sosyal faaliyet ve hizmetlerin yanı sıra ve belki ondan da önce halkın ortak, temel gereksinimlerini karşılayan, birlikte yaşama istençlerini artıran, sosyal barışı sağlayan uygar dünyadakilerin benzeri bir yönetim bekler...
Hiç bir idareci böyle bir Alanya'nın yaratılması için danışmak, tartışmak, ortak karar almak için kentli ile işbirliğinden yüksünmemelidir. Son yıllarda moda olan yörük kökene referans vermek yalnızca bir geleneğin sürdürülmesi, kimliğin tanımlanması olarak değerlendirilmelidir. Toroslardan geliyor olmak, modern dünya ile eklemlenme yolunda iddialı olan bir turizm şehrinin yönetimi için yeterli bir referans kaynağı olmamalıdır...
Alanya, kendi kırsalındaki ya da Anadolu'nun tenhalarından sürüklenip getirilen yaşam biçimlerinin kentliye dayatıldığı bir şehir olmaktan ziyade; o insanları modern, uygar dünyanın nimetleriyle buluşturacak, çıtasını yükseltecek bir merkez olmalıdır. Konforu sağlanmış ama karşılığında da düzeni bozanların bedel ödeyeceklerini bilecekleri bir şehir...
YAZARIN NOTU:
Dünkü yazıda Berberoğlu'nun rakibi olarak Sabri Tos yerine yanlışlıkla Musa Taş yazılmıştır. Beni uyaran alanyagazetesi.com'dan Yüksel Soylu'ya teşekkür ederim.
YARIN: Önümüze Bakarken