Önce Mimarlar Odası'na gelirler. Kimler mi? Siyasiler, Belediye Başkanları, aday adayları, sorumluluğu sırtından atmaya çalışan kamu mühendisleri, büyük arsa sahipleri, hemen hepsi odaya danışırlar.
Önce Mimarlar Odası'na gelirler. Kimler mi? Siyasiler, Belediye Başkanları, aday adayları, sorumluluğu sırtından atmaya çalışan kamu mühendisleri, büyük arsa sahipleri, hemen hepsi odaya danışırlar. "Hayalle karışık projelerim var" derler. Kimi zaman yaptıkları hatalara lojistik destek ararlar. Kimi zaman da danışıyorum ayaklarıyla bildiğini okumak ve nabız yoklamak için gelirler. "Odaya danıştım" kalkanını savunma olarak kullanırlar. Oysa danıştıkları bir şey de yoktur. Bildiklerini okumak bilgisizliklerinden gelir ama bilinçaltında da "vay ben neymişim" duygusuna kapılırlar…
Dim Çayı’nın her iki yakasına da taş duvar yapılması için danışmışlardı ve tesadüf odadaydım. "Cinayettir, yapmayın etmeyin" ikazımı ciddiye bile almadılar. İş yapmak veya iş yaratmak iktidardakilerin genlerine işlemiş, iş işe yararmış yaramazmış, peyzajın içine edilirmiş, umurlarında mı?
Biliyorum, savunmalarını şöyle yapacaklar: DSİ önerdi, baraj kapakları açılırsa yöredeki yapılar zarar görür. Doğrudur, Türkiye’de zarar görür, modern batılı kentlerinde görmez, her ne hikmetse! Çayın kenarında yaptığım Emirkent Sitesi'nin çaya bakan yüzüne yaptığım kuru pere tahkimat da, haliyle yok oldu. Oysa perenin içini dolduran alüvyon sayesinde sazlar çıkmış, aralarına ektiğim sardunyalar kırmızı ve yeşilin dinamik ahengini sağlamıştı. Ortam börtü böcek ve kuşlar için güzel bir yaşam ortamı sağlamıştı.
Şu an içine adam düşse çıkamaz. Çocukların topu kaçsa denizden alabilirlerse alırlar. Yakında hayvan leşlerinden, araba lastiklerinden, molozdan geçilmez hale gelir.
Aynı hatayı Sak Deresi için de yaptılar. Betonarme kanal içine alınan derenin suyu kent topraklarıyla buluşmadan doğrudan denize akıyor. Dere yatağında biyolojik ortam olmayınca, ne kurbağa, ne balık, ne de bitki olmuyor. Karga familyasından muhteşem güzellikteki yalıçapkını isimli kuş bölgeye gelmez oldu. Kurbağa sesinin güzelliğini algılayamayanların, yalıçapkınını bilmeyenlerin, derenin beton kanal içine alınmasını icraat olarak görmesi doğaldır.
Buraya kadar iyi de, Sak Deresi’nin ucundaki kargılığı niye yok ettiniz? Dibindeki ulu çınarın kime zararı vardı?
Kent içinden akan dereler, o kentlerin gerdanlığıdır, süsüdür. Biyolojik yaşam ortamını zenginleştirir. Hava kirliliğini hava akımlarıyla yok eder. Bol oksijen sağlar. En önemlisi de insanlara moral aşılar. Tarlada, işte, güçte ayran, hoş anlarda rakı... Ortak payda su. Milli olan