İNSAN icadı ilk alet bence bıçaktır. Tarih öncesi; insanlar kolay avlanabilmek için ucu yontulmuş taşı bir kargıya bağlayarak yaptıkları silah, günlük hayatımızda kullandığımız kesici aletlerin evrim geçirmemiş halidir. Aynı zamanda...
İNSAN
icadı ilk alet bence bıçaktır. Tarih öncesi; insanlar kolay avlanabilmek için ucu yontulmuş taşı bir kargıya bağlayarak yaptıkları silah, günlük hayatımızda kullandığımız kesici aletlerin evrim geçirmemiş halidir. Aynı zamanda cinayet aracı olabilen bıçak insanlar için yararlı mıdır, zararlı mıdır?
Çeşitli dallarda verilen Nobel ödülleri; Alfred Nobel’in dinamiti icadı sonucudur. Dinamit, inşaat işlerinde ve madencilikte kullanılan çok önemli bir malzemedir. Büyük tahrip gücü nedeniyle savaşlarda da kullanılması insanlık için yararlı mıdır, zararlı mıdır?
Soruyu Facebook için de sorabiliriz!
Eski arkadaşları bulmada, yeni arkadaş edinmede, bilgi paylaşımlarında, dayanışmada, örgütlenmede, mizah ve haberleşmede etkin ve yararlı olduğunu söyleyebiliriz. Yararlarını belki de saymakla bitiremeyiz, ya zararları?
Zamanın boşa harcanması, bilgi kirliliği, çarpıtma, yanıltma, kaos ortamı yaratma; kısacası 5. Kol diye tanımlanan ve toplumların dirliğini bozma amaçlı, kin ve düşmanlıkları arttırmada en kolay kullanılan internet ortamı Facebook’tur…
Son 10 yılda; milli ve manevi değerlerimize hiç bu kadar saldırı yapılmamıştı. En çok da Mustafa Kemal, vatan, millet konuları istismar edildi. Siyaset, para ve küçük hesaplar adına yapılan istismar, sadece vatana değil insanlığa da ihanettir.
Cumhuriyet Yalanları kitabını yazan tarihçi Sinan Meydan şöyle bir paragraf yapmış: “Çanakkale’de Atatürk bir futbol yıldızı kadar ünlüydü.” 1915’de soyadı kanunu çıkmamış, futbol o tarih için bir bilinmez ama benzetmeye bakar mısınız? Aynı kitapta Atatürk’ün ve İnönü’nün ne kadar iyi birer Müslüman olduklarını savunuyor, sanki her ikisinin de savunulmaya ihtiyaçları varmış gibi… Kimi ilgilendirir onların inancı. Müslümanlığa ve ezilen halklara onlardan daha fazla hizmet etmişler var mı?
Paris’te bir matbaaya silahlı saldırı yapıldı. Sonuç; tüm dünyada Müslümanlar aşağılandı. Yapılmadık hakaret kalmadı. Fırsatı ganimet bilen Papa dünya gezisine çıktı ve Hıristiyanları kiliselere davet etti. Müslüman düşmanlığını pekiştirmek için elinden geleni yaptı. Dinleri düşmanlık için kullanan bu anlayışın, Paris katliamını dizayn edenler olduğunu ve insanlıkla ilgilerinin olmadığını düşünüyorum.
IŞİD’in yaptığı işkenceleri detaylarıyla dünyaya servis edenlerin aynı anlayış olduğunu görememek saflık olur. Öyle ya; IŞİD’i Müslümanlıkla örtüştürmek ne derece doğrudur?
Facebook üzerinden yapılan her türlü saçmalıkları paylaşmanın bizlere zarar verdiği bir gerçektir. Aristo mantığıyla düşünürsek bu paylaşımların bize faydası ne sorusunu kendimize sormalıyız. Kendi insanını koyun diye nitelendirip siyaset yapanların, Cumhuriyet, millet ve din düşmanlarının ihanet içeren söylemlerini sayfalarına taşıyarak salaklık yaptıklarını üzüntüyle söylemeliyim. Hainler bugün daha meşhur ve tehlikelilerse bunun sorumlusu saçmalıklara izin verenlerdir. Facebook güçlünün silahıdır; söylemez, söylettirir.
Affınıza sığınarak, teşbihte hata olmaz diyeyim ve şu fıkrayı anlatayım:
Genç, gece sevgilisinin evinin önüne gelmiş. Lapa lapa kar yağıyor. Sokak lambasının altına, çişiyle “seni seviyorum” yazmak ister ama yazı yarım kalır. O ara yanından geçen ihtiyar bir amcaya yazıyı tamamlamasını rica eder. Adam “Hay hay evlat! Ama benim okumam yazmam yok, sen yazıver!” der. Bilmem anlatabildim mi?