ÖĞRENCİ tam puan almış… Veli mutlu, öğretmen mutlu, öğrenci bir havalarda! Karşılıklı kutlamalar; 'sizi kutluyorum, çok iyi çocuk yetiştir mişsiniz”. Oysa yetişen...
ÖĞRENCİ
tam puan almış… Veli mutlu, öğretmen mutlu, öğrenci bir havalarda! Karşılıklı kutlamalar; “sizi kutluyorum, çok iyi çocuk yetiştir mişsiniz”. Oysa yetişen bir şey yok. Japon robot yapar metalden, elektrikle çalışır. Bizimkisi yüzde 100 doğal. Çocuğun; resim, müzik, spor ilgi alanına girmemiş, felsefe, mantık, sosyoloji hak getire, diğer dersler de ezbere. Sonuç olarak çocuk, çok iyi yetiştirilmiş; öyle mi?
Yanlışlık “yetiştirme” fiilinin içinde gizli. Çocuk “büyütülür”, hayvan “beslenir”, bitki “yetiştirilir” diyeceksiniz. “Yetiştirme” fiili çocuk için de kullanılabilir, doğrudur. Dindar ve kindar nesil yetiştirmek, bazı okulların siyasetin arka bahçesi olarak görülmesi, hep aynı anlayışın sonuçlarıdır.
Komedinin sahnelendiği alan okullardır. Okul müdürü, okul başarı puanını yükseltmek ve kendini başarılı göstermek için yaptığı eylemlerin, eğitimle değil “ortaoyunu” ile ilgilidir. Bir öğretmenin yakınmasıdır “okulun %90’ı takdir, diğerleri teşekkür” belgesi almış. Panolara iftiharlık öğrencilerin fotoğrafları asılmış. Ödüllendirilmiş çocuklarla, diğerlerini öteleyen eğitim anlayışı olamaz. Sınıf bir bütündür, önemli olan, o sınıftan özgür ve düşünebilen öğrencilerin çıkmasıdır. Çağdışı anlayışını değiştiremeyen veli ve öğretmenlere “kavun, karpuz veya soğan, patates yetiştirmelerini” öneriyorum. Daha faydalı olacaklarını göreceklerdir.
Dogmalarla, testle, kumar veya tutarsa mantığıyla yapılan eğitim, boşa zaman kaybıdır. Bu tornadan iyi iş çıkmaz. Öğretmenlerin ve velilerin baskısından kurtulmuş ve üniversiteye yeni başlamış öğrencilere; beyinlerini “sıfırlamalarını” öneriyorum. Dini de, Atatürk’ü de yeniden ve kendileri öğrensinler. Referans kitaplar, kendi ufuklarını genişletecektir. Mevlana’yı, Hacıbektaş’ı, Yunus Emre’yi okusunlar. Hasan İzzettin Dinamo, Falih Rıfkı Atay, Şevket Süreyya Aydemir gibi yazarlar eliyle Atatürk’ü öğrensinler. Üniversite sıraları özgür birey olmak için son şanstır. Bu şansı gençlerin kaçırmaması için, veliler; lütfen düşün gençlerin yakasından.
Çocuk suya benzer, önündeki engelleri, kendisi fark etmeden kaldırmalısınız. Suya “akıl” verirseniz, size enerji ve zenginlik olarak geri döner. Bunu başaramazsanız sel altında kalırsınız.
OK