TARİH acı gerçeklerle doludur. Fazla uzağa gitmeye de gerek yoktur. Yakın geçmişte yıllarca zavallı halkı onları çok ama çok büyük lider olarak görüyorlardı. Zira o ülkenin yazılı ve görsel medyası hep onlardan bahsediyordu. Onların...

TARİH

acı gerçeklerle doludur. Fazla uzağa gitmeye de gerek yoktur. Yakın geçmişte yıllarca zavallı halkı onları çok ama çok büyük lider olarak görüyorlardı. Zira o ülkenin yazılı ve görsel medyası hep onlardan bahsediyordu. Onların ne kadar güçlü, akıllı, çok bilgili vs. olduğu teması aralıksız işlenirdi. İşte o zavallı halkın başına bir nevi çuval geçirilip etrafını göremediği için ne söylenirse onu duyar ve ona inanırdı. Zira gariban halkın başka bir seçeneği de yoktu zaten. Bunları devlet adamı sanırdı efsunlanan zavallı halk. Oysa devlet adamlığı vasfının hiç birisini taşımazlardı. Çok üzülerek ifade ediyorum şimdi o ülkelerin halkı rezil durumda. Halkı suçlamıyorum, sakın yanlış anlamayınız. Eğer onların da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları gibi önderleri olsaydı bu durumlara düşmezlerdi. Zaten o ülkelerin bilim adamları toplantılarda bizimkilere “Atatürk’ün kıymetini bilin, keşke bizim de Atatürk’ümüz olsaydı” mealinde sözleri söylüyorlar. Atatürk’e dil uzatmaya kalkışan nankör densizler iyi anlasınlar diye anlattım bunları. Onlar anlamazlar, anlamak da istemezler yapıları gereği de, bari halkımız iyi anlasın diye anlattım. Zaten nankör densizlerin de anlamasına ihtiyaç yok.

Beyler, devlet yönetimi ciddi bir iştir. Ulu sözü dinleyeceksin. Atalar “Ulu sözü dinlemeyen ulurmuş” diye boşuna mı söylemiş. Ne demişti büyük Atatürk “Yurtta barış, dünyada barış”, “Komşularınızın iç işlerine karışmayın”, “Ortadoğu bataklıktır, girmeyiniz” gibi pek çok sözü sanki bu günleri ta o zamandan görmüş olmalı ki söylemiş. Tabi dinleyip anlamak isteyenler için söylenmiştir. Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” sözü dünya durdukça dünya devlet adamlarının her gün tekrarlayıp baş uçlarında bulunduracakları ve uyacakları bir sözdür.

Devletimiz kurulalı beri lütfen komşularımızla bu kadar kavgalı olmamıştık. Bu iktidar döneminde kavgalı olmadığımız komşu kalmadı. Kimilerini önce “kardeşim” deyip kucakladık, sonra birdenbire U dönüşü yapıp hiç de gereği yokken düşman oluverdik. Başından beri İran ve Rusya bize bir nevi yalvardı “Suriye’ye müdahil olmayın” türünden ama dinleyen kim. Biz ısrarla kendi ayağımıza kurşun sıktık. Oysa İran ve Rusya Suriye’nin kadim dostu ve müttefiki idi. Bunu ancak diplomasi bilgisi olan anlar. Ama bir türlü anlamadık. Oysa İran ve Rusya bizim vazgeçemeyeceğimiz iki önemli komşu ülkedir. Ama anlayan kim? Bugünlere gelmek için o kadar uğraştık ki aferin bize başardık! Nur topu gibi bir bebeğimiz oldu. Dünyada bizden başka kimse böyle bir bebeğin sahibi olmaz, olamaz! Ancak biz olabiliriz. Ağır sıklet boks şampiyonuna sonunuzu düşünmeden yumruk atıyorsunuz. Allah milletimizi korusun. Hem kötülüklerden, hem de hayalperestlerin hayallerinden.