Önce Meslek Odasına, sonra Notere, ardından Ticaret Odasına uğrar ve son olarak Belediyeye ulaştığınızda; farkında olmadan TC kimlik numaranızı ezberlemiş olursunuz. Öyle ya, 11 rakamlı sayıyı ezberlemek kolay bir iş değildir. Hatta; sonuç...
Önce Meslek Odasına, sonra Notere, ardından Ticaret Odasına uğrar ve son olarak Belediyeye ulaştığınızda; farkında olmadan TC kimlik numaranızı ezberlemiş olursunuz. Öyle ya, 11 rakamlı sayıyı ezberlemek kolay bir iş değildir. Hatta; sonuç olarak, zeki olduğunuz duygusuna bile kapılabilirsiniz.
Niye diye sorma, hep ver derler. Homurdansan cevap hazır; “devlet koymuş vergiyi kardeşim.” Değerli kağıt, damga resmi, yazı ücreti derken Notere ödediğiniz para dudağınızı uçuklatabilir. Taş taşıyıp kolunuz mu yoruldu serzenişinize alacağınız yanıt, tahminen “Yüzde 90’ı vergi kardeşim” olacaktır.
Devrin ekonomist bir başbakanı “UDİDEM” diye bir vergi sistemi kurmak istemişti. İlk uygulamada 100 liralık makbuzdan 115 lira vergi çıkınca tasarı geri çekilmişti. Değişen bir şey yok. Devlet çarkını vergiyle döndürme kolaycılığına kaçan siyasilere Cumhuriyetin kuruluş yıllarında “Aşar” vergisinin neden kaldırıldığını öğretmek lazım. Savaştan çıkmış halk yoksul, devlet yoksul… Kurtuluşu başaranlar umudu, köylünün üretime daha fazla katılmasında görmüşler.
Kalkınma vergiyle değil üretimle olur. Adalet yok vergi çoksa, rüşvet ve hırsızlık çok demektir. Adaletin olmadığı yerde üretim de olmaz, kalkınma da… Lütfen söyleyin; vergilendirilmiş kazanç kutsalsa, giydirilmiş vergi nedir?
Yazının dershanelerle ne ilgisi var diye sorabilirsiniz! Bence var. Dershaneler; gizli ders vererek vergisiz kazanç sağlayan öğretmenlerin de vergi dilimine alınması için maliyecilerce uydurulmuş bir düzendir. Bu düşünceye katılırsınız veya katılmazsınız ama sabah okula diye çıkan gencin evine karanlıkta dönüyor olmasını eğitim ve öğretim diye kimse bana yutturamaz. Gençlerin zamanını çalmak ve doğal mecralarından saptırmak, olsa olsa gençlere zarar verir.
Son günlerde yaşanan tartışmalar, eğitim ve öğretimin kalitesini arttırmaktan çok rant sağlama kavgasıdır. Resim, beden, müzik dersleriyle başlayan Cumhuriyet eğitim politikamız sayesinde; Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Rüştü Şardağ gibi muhteşem müzisyen ve din adamları yetiştirebilmişken, din ağırlıklı eğitim ile 1980 sonrası yetiştirdiğimiz din adamlarımız Cübbeli Ahmet ve Fethullah Gülen. Yorumu siz yapın.
Affınıza sığınarak son soru; vergilendirilebilseydi eğer fahişelik yasak olur muydu?