İnsanların daima bir başkası hakkında, başka hayatlar, başka suratlar, başka tercihler hakkında fikri olduğunu hepimiz açık ve net gözlemleyebiliriz.
Birinin yaşadığı hayatı yaşamadan yorum yapma hakkına doğuştan sahipmiş gibi çekinmeden konuşuyoruz. Öyle kolay, öyle serbest bir konuşma ki bu durup kendine bakmak her zaman en zorudur. Kendine yöneltilmeyen her soru ve her cevap başkasında ve bizim dilimizde can buluyor.
Şu bölüme gidersen mutlu olursun, şunu yap mutlu olursun, evlen, çocuk yap, böyle ol, şöyle ol...
Belirli kalıplar altında belirli bir hayat yaşayan ve toplumun tüm yapmazsan ölürsün maddelerini gerçekleştirmesine rağmen neden hala bu mutsuzluk, doyumsuzluk, depresyon?
Hepsini yerine getirdi ne eksik kaldı?
Örneğin aileler genelde bir okulda genç çok başarılı ise başka bir sorun yok sanıyorlar oysa bakın araştırmalara genelde tedaviye giden gençlerin çoğunluğu derece yapmış öğrenciler, birinciler…
Üzerinde düşünmeden evlenmiş bireylerin çocukları üzerinde düşünülmeden büyütüldüğü için neler yaşanıyor hiç düşündünüz mü?
Bizim zamanımızda dediğimiz olay tarih kitaplarında kaldı çünkü alışması ve kabul etmesi ne kadar zor olsa da bizim zamanımız yok. Zaman şu andır. Şu an yaşanılan her koşul kendi içinde değerlendirilir. Geçmiş ve gelecek içinde değil.
Eğitim önce ailede başlar. Ailede kendi eğitim ve öğretilerini sorgulamadan çocuğa uygular, sonra bir gün öğrendiklerinin onu mutsuz ettiğinin veya doğru olmadığının farkına varan çocuk için yeni bir doğum başlar. Üstelik artık yanında sancılarını dindiren bir hemşire de yoktur.
Başkalarının çocuklarını, kendi çocuklarından üstün gören aileler, çocuğun duygusunu anlamak yerine sürekli eleştirilerek büyüyen çocuklar, her imkanı önüne altın tepsiyle sunup hala hayal kurmadı diye dışlanan çocuklar ve sayfalarca yazabileceğimiz defolu etiketler.
Çocuklara önce vermemiz gereken temel duygu ‘koşulsuz kabul ve güvendir.’ Bir çocuk dünyaya getirmenin maliyeti çok düşük, büyütmenin maliyeti çok büyüktür.
Canı ve kanı olan hiç bir canlı bir oyun hamuru değildir.
İstediğiniz gibi şekil veremezsiniz, oynayamazsınız.
Dünyaya çocuk getirmeden önce o çocuğa sunabileceğiniz duygusal ve bilinçli bir bağ yoksa yaptığınız sadece bir ölü doğurmak olacaktır ama her insan özgürce ve mutlu yaşamayı hak eder.
Daha çok okumak, anlamak, kabul etmek dileğiyle.
Çocuk doğur geçer
F. Zehra Okşar
Yorumlar (1)
Trend Haberler
Antalya escort faciası: 1 ölü
Son dakika! Alanya'da sahilde bulunan genç kız cesedinin kimliği belli oldu
Antalya'da devasa miras sahiplerini buldu: 6 milyar dolar 3 mirasçıya kaldı
Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Akbaş'ın acı günü
Son Dakika! Alanya Belediyesi'ne haciz şoku
Alanya esnafının içler acısı durumu: 'Kesinlikle ertelenemez'