1961 yılından itibaren bir radyo programıyla başlayan, 1988 yılında televizyona uyarlanan ve başrollerini Yıldız Kenter ve Şükran Güngör'ün paylaştığı 'Uğurlugiller Ailesi”nin en önemli karakterlerinden biriydi 'Bacı...

1961 yılından itibaren bir radyo programıyla başlayan, 1988 yılında televizyona uyarlanan ve başrollerini Yıldız Kenter ve Şükran Güngör’ün paylaştığı “Uğurlugiller Ailesi”nin en önemli karakterlerinden biriydi “Bacı Kalfa”. Esmer tenli bir kadın karakterinin canlandırıldığı bu rolü, bir erkek sanatçı üstlenmişti. İlk yıllarda radyoda Reşit Baran’ın seslendirdiği karakter, oyuncunun vefatı nedeniyle, tiyatro sanatçısı Tevfik Gelenbe tarafından seslendirilmeye başlamış, aynı role televizyonda da devam etmişti. Karakterin en ilginç özelliği, beyaz tenli olan oyuncunun, her bölümde esmer ten rengine bürünmek için, saatlerce makyaj yapmak zorunda kalmasıydı.
Türk halkı, bu rengi ve bu karakteri hiç yadırgamadı. Şarkı sözü yazarı ve bir zaman televizyonda müzik programları sunan Sezen Cumhur Önal da esmer tenli şarkıcılardan bahsederken, “çikolata renkli” deyimini kullanıyordu ve bu kelime ağızlara sakız olmuştu.
Türkiye’nin esmer tenli ünlüleri, yalnız sinema-TV ve sahnede değil sporda, edebiyatta, dansta, siyasette vb. dallarda da adlarını duyurmuşlardır. Şimdi biraz gerilere giderek, ilk esmer tenli ünlülere ve sonrasına bir göz atalım dilerseniz.
Ömer Besim Koşalay (1899-1956) adı, uzun yıllar adına düzenlenen “Kır Koşusu” ile tanınır. Koşalay, atletizmde 29 Türkiye rekoru kırmışsa da spora güreş ile başlamış, Galatasaray’da, futbolcu olarak sol açık oynamış, 23 yaşında atletizme başlamıştı. 1924 ve 1928’deki olimpiyatlarda ülkemizi başarıyla temsil etmişti. Koşalay, ölümüne kadar da spora hizmet etmeyi sürdürmüştür.
İzmir takımlarından Altay’da uzun süre forma giyen Vahap Özaltay (1907-1965), Soyadı Kanunu çıktıktan sonra soyadını, çok sevdiği bu takımdan alan, 1932-1937 yılları arasında Fransa’nın RCF Paris takımında futbol oynayan ve Türkiye’ye döndükten sonra, çalıştırdığı Ordu Milli Takımını dünya şampiyonu yapan, Türkiye’nin ilk siyahi futbolcusuydu. Aynı zamanda, 1930’da Milli Takım’a İzmir’den seçilen ilk futbolcu olarak, katıldığı bir Altay kongresinde kalp krizi geçirip vefat etmiştir.
Türkiye Futbol Federasyonu eski asbaşkanlarından Hadi Türkmen de esmer tenli yöneticilerdendi. Fenerbahçe’nin, 1988-89 sezonunda 103 gol atarak şampiyon olduğu dönemde yönetim kurulu üyesiydi. Genetik şeker hastalığı nedeniyle, yakın zamanda iki ayağı kesilmek zorunda kaldı. Buna rağmen, futbola olan tutkusu nedeniyle, 2009 yılında kurulan Ampute futbolunun gelişmesi için destek veriyor ve bir spor gazetesinde köşe yazıları yazıyor.
Kırkpınar eski başpehlivanlarından biri olan, güreşçi Mustafa Yıldız, çayırda güreşen siyahi güreşçilerimizden biriydi. “Akhisarlı Arap Mustafa” olarak tanınırdı. 1972 ve 1981’de, 2 kez başpehlivan olmuştu.
A Milli Futbol Takımı’nın ilk ve tek siyahi teknik direktörü olan Sadi Usuoğlu (1906-1987), Haziran 1952’de getirildiği milli takımda 3 maçta görev yaptı. 1924-30 yılları arasında BJK’da kalecilik, 1952-53 sezonunda ise, aynı takımda teknik direktörlük yaptı. Ten rengi nedeniyle “Arap Sadri” adıyla anılan Sadi Usuoğlu, bir iddiaya göre, siyahi rengi nedeniyle Milli Takım’a çağırılmayınca 1936 yılında, yeni kurulmaya başlayan Basketbol Milli Takımı’na girdi ve 1936 Berlin Olimpiyatları’na katıldı.
Türkiye’de halen, çoğu Afrika kökenli olmak üzere, 2 milyona yakın siyahi vatandaşımız yaşıyor. Bunlardan biri de Gine doğumlu olan ve Türkiye’nin ilk bale kareograflarından Sait Sökmen ile müzisyen yeğenleri ; jazz, soul, R&B şarkıcısı Cenk Sökmen ve jazz ve pop şarkıcısı Melis Sökmen, Türkiye’nin “çikolata renkli” diğer sanatçılarıdır.
İki metreyi aşan boyu ve esmer teniyle tanınan, Dalaman’ın (Muğla) en renkli kişisi Musa Siva, 3 dönem yaptığı belediye başkanlığı ile ilçeye çok şeyler katmış ve yaptığı çalışmalar hiçbir zaman unutulmamıştı.
Devlet Opera ve Balesi’nin başbalerinlerinden Sibel Sürel, Türkiye’nin ilk markalaşmış spor aktivitesi olan “StyleGym” projesini 2003 yılında hayata geçiren, 25 yıllık jimnastikçi ve dansçı Tuncay Vural ve dedeleri Mısır kökenli olan, dansçı Arzu Bekiz, animatör ve fitness hocası, “BBG Ali” olarak tanınan Ali Tınaz, 2005 Best Model 1.’si, eski manken Tuğçe Güder, esmer tenli diğer ünlülerimizdir.
Kenya’dan köle olarak getirilen ve parçalanmış ailelerin hikayelerinin anlatıldığı “Kenya’dan İstanbul’a, Köle Kıyısı” kitabının yazarı olan Mustafa Olpak, bir taraftan da Ayvalık’ta mermer ustalığı yapıyor. TRT, onun kitabını temel alarak “Arap Kızı Camdan Bakıyor” adlı bir belgesel çekmiş. O da esmer ten rengiyle, kendini Türk vatandaşı kabul eden bir birey olarak, aynı zamanda “Afrikalılar Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği”nin başkanlığını da yürütüyor.
Gerçek adı “Abdülahet Kuzgun Çetin Acar” (1928-1976) olan, ahşap, demir, tel, çivi gibi malzemelerle yaptığı heykellerle tanınan, siyahi heykeltıraş Kuzgun Acar’ın, geçmiş dönemlerde sinema ile ilgilendiği, 1960’lı yıllarda siyasete girmesinden sonra (TİP), eserlerine alıcı bulamayınca meyhanecilik, balıkçılık yapmak zorunda kaldığı iddia edilir. Ayrıca, yaptığı bazı eserlerin, yerinden sökülerek depolara atıldığı bilinmektedir.
Türk Sineması’nda, siyah-beyaz filmlerde yardımcı rollerde oynayan Dursune Şirin ile şarkıcı-oyuncu oğlu İbrahim Şirin, karakter oyuncusu Ahmet Kostarika, kötü adamı oynayan Danyal Topatan, 1939-1980 yılları arasında 9 film ve TV dizisinde oynayan, aynı zamanda ses sanatçısı olan Yasemin Esmergül, “Çitlembik İhsan” adıyla ünlenen, oyuncu İhsan Küçüktepe, dünün ünlü esmerleri olurken, sempatik pop şarkıcısı Mansur Ark, unutulmaz “Unutama Beni” şarkısının, unutulmaz solisti Esmeray, yakınlarda yitirdiğimiz oyuncu ve sunucu Defne Joy Foster ve BKM Mutfak oyuncularından, Jamaikalı bir baba ve Türk bir anneden doğan, futbolcu İbrahim Kaş’ın eski eşi Neşe Sayles, Türkiye’nin esmer renkli diğer ünlüleridir.
Onları, Türkiye mozayiğinin renkli taşlarından birileri olarak, her zaman sevgiyle bağrımıza bastık, her zaman sevdik, bundan sonra da her zaman sevgiyle hatırlamaya devam edeceğiz.
NOT: “Türkiye’nin İlkleri” adlı kitabıma gösterilen ilgiden dolayı, tüm Alanyalı hemşehrilerime teşekkür ediyorum.