Böbrek hastalığı ve kalp damar hastalıkları arasında yakın bir ilişki olduğu uzun zamandır bilinmekle birlikte, yapılan son bilimsel çalışmalar yeni çarpıcı sonuçları açıkladı. Böbrek yetmezliği olan insanlarda damar sertliği olarak...
Böbrek hastalığı ve kalp damar hastalıkları arasında yakın bir ilişki olduğu uzun zamandır bilinmekle birlikte, yapılan son bilimsel çalışmalar yeni çarpıcı sonuçları açıkladı. Böbrek yetmezliği olan insanlarda damar sertliği olarak bilinen ateroskleroz ve kalp-damar hastalığının çok hızlı şekilde geliştiği ve 75 yaş üstü ve diyalize giren hastalarda 5 kat daha fazla olabileceği görüldü. Daha da önemlisi, diyalize giren daha genç insanlarda (ortalama 30-35 yaş) kalp damar hastalıklarına bağlı gelişebilen ölüm oranları 300 kat artmaktadır. Yıllardır diyalize giren bu hastalarda kalbi besleyen damarlarda kalsiyumun birikmesi yani kalsifikasyon çok daha belirgindir. Bu hastalarda kalp krizi gelişmesi 2 kat sıklıkta görülmekte ve zamanla görülme sıklığı 2 kat hızlı şekilde artmaktadır. Öte yandan diyalize giren böbrek yetmezliği hastalarında stroke olarak adlandırdığımız beyin felci 6 kat daha sık görülmekte.
Diyalize giren hastalarda kalbe bağlı gelişen olayların önemli bir mortalite nedeni olduğu aşikardır. Öyle ki, beklenen yaşamı yüzde 50 kısaltacağı öngörülmektedir. Bu anlamda diyalize başlayan bir kişide ortalama yaşam beklentisi yeni tanı konmuş pek çok kanser olgusu ile kıyaslanabilir. Dolayısıyla bu hastalarda kalp ve damar hastalıklarına yönelik tetkikler belli aralıklarla yapılmalı, erken tanı ve tedavi ile özellikle kalp, beyin ve bacak damarlarına yönelik uygulanan cerrahi tedaviler kişinin yaşam süresini ve kalitesini belirgin şekilde artırmaktadır. Öte yandan böbrek nakli şansını yakalayan hasta sayısı da artmaktadır.
Kalp cerrahisinde önceki yıllarda, diyalize giren böbrek hastaları yüksek riskli hasta grubunda ele alınır ve cerrahi başarı bu hastalarda daha düşük olurdu. Ancak, günümüzde kalp cerrahisinde uygulanan cerrahi teknikler ve gelişmeler sayesinde bu hastalar, cerrahi riskleri hala göreceli olarak yüksek olsa da artık daha yüksek başarılı operasyonlar yapılabilmekte. Böylece çok daha fazla insana cerrahi tedavi imkanı sağlanabilmektedir.
Cerrahi teknik ve tecrübenin gelişmesi, bizi günümüzde böbrek nakli ile aynı anda kalp cerrahisi yapabilen bir noktaya getirdi. Dünyada ilk olarak yapılan bu operasyonlar, ki şimdiye kadar 32 hastaya uygulandı. Böbrek ve kalp hastalığına aynı seansta cerrahi müdahaleyi yapabilmekteyiz.
Her zaman vurguladığımız gibi erken tanı, tedavinin başarısını da etkiler.