Geçtiğimiz yıllarda Antalya, potansiyeliyle doğru orantılı olarak sporda özellikle de futbolda hep geri planda kalmıştı. Uzun yıllar süper ligde oynayan Antalyaspor, hep tehlike bölgesinde kendini hissettiren, çok önemli yol kat edemeyen bir...
Geçtiğimiz yıllarda Antalya, potansiyeliyle doğru orantılı olarak sporda özellikle de futbolda hep geri planda kalmıştı. Uzun yıllar süper ligde oynayan Antalyaspor, hep tehlike bölgesinde kendini hissettiren, çok önemli yol kat edemeyen bir takımdı. Zaman zaman ikinci lige düşüp çıkmaları ile ünlü Antalyaspor’un Türk futbolundaki yeri hiçbir zaman istenilen noktalara ulaşamadı. Liglerin devre arasında bile binin üzerinde takımın kamp yaptığı Antalya, hep vasat takım görüntüsüyle ön plandaydı. Uzun mazisine rağmen Türk futboluna yeteri kadar katkıda bulunamayan Kırmızı Beyazlılar, bu güne kadar Rüştü Reçber, Hüseyin Çimşir, Burak Yılmaz ve Fazlı Ulusal gibi futbolcular dışında Türk futboluna pek oyuncu kazandırmayı da başaramadı. Antalya potansiyelindeki illere bakıldığında Antalyaspor’a oranla önde oldukları hep aşikardı.
Ancak Antalyaspor ve Alanyaspor yıllardır süre gelen bu makus talihi değiştiriyor gibi. Önce Antalyaspor’dan başlayalım. Türkiye’de teknik direktör istikrarının olmadığı yıllardır süregelen bir tartışmadır. Ancak dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyespor’u, 2008-2009’un Sivasspor’u ve Antalyaspor, bu tabunun dışına çıkarak her şartta antrenörlerini koruyarak başarının istikrarla geleceğini gösterdi. Mehmet Özdilek’i takımın başına getirdikten sonraki 2 sezonda vasat bir performans ortaya koyan Antalyaspor, geçtiğimiz sezon adeta şaha kalktı. Süper Lig’in devre arası geldiğinde Antalyaspor şampiyonluk potasındaydı. Antalyaspor’un bu seviyelere gelmesindeki önemli etken de dikkatli ve ince yapılan çalışmalar oldu. Antalya’da oluşmaya başlayan futbol farkındalığı öncelikle transferlere yansıdı. Geçtiğimiz yıl sessiz ve derinden ilerleyen Antalyaspor aslında tarihinin en kaliteli kadrosunu kurdu. Bu kadro içerisinde bulunan bir futbolcu var ki Türkiye’de olması gerçekten bir artı değer. Kim mi? İsmail Aissati. Altyapısından yetiştiği PSV Eindhoven’da 2005 yılında henüz 17 yaşındayken çıktığı A takımda İbrahim Afellay, Nordin Amrabat ve Huntelaar ile birlikte top koşturdu. O dönemlerde geleceğin yıldızları olarak adlandırılan isimlerden Huntelaar Ajax’ın yolunu tuttu ve orada yıldız olunca. Aissati de genç yaşında 4 milyon avro bedelle Ajax’a transfer oldu. Ancak Afellay ve Huntelaar gibi büyük kulüplere transfer olamadı. Ancak yeteneği her zaman takdir edilen Fas asıllı futbolcu, 2012 yılında bedelsiz olarak geldiği Antalyaspor’da kendini buldu ve hem kariyerinin en başarılı sezonunu geçirdi hem de takımının bu yıl gerçekleştirdiği başarıda önemli rol oynadı. Antalya’da başlayan futbol revizesi, Kayserispor’dan 500 bin Avroya alınarak 1 hafta sonra 1,6 milyon avroya Beşiktaş’a satılan Ömer Şişmanoğlu gibi örneklerle sürdü. Bu takıma Musa Nizam, Emrah Başsan ve Lokman gibi altyapı futbolcuları ile birlikte Milan Baros gibi bir Avrupa Yıldızı ve Anton Ferdinand gibi bir Premier Lig müdavimi eklendi. Antalya artık futbolda hedef belirleyen bir futbol takımına sahip.
Gelelim Alanyaspor’a. Alanyaspor bu yıl deyim yerindeyse devrim yapmaya hazırlanıyor. Antalya bölgesini saran futbol ateşi Alanya’da da kendini gösterdi ve Alanyasporlu yöneticiler belki de büyük bir riske girerek beklentileri üst düzeye çıkardı ve “Hedef Şampiyonluk” dedi. Bu bağlamda gerçekten önemli transferlerin altına imzalar da atıldı. Son olarak Alanyaspor’a dahil edilen Koray Çölgeçen de bir transfer bombası olarak göze çarpıyor. Ancak Alanyaspor, söz verilen desteği alamadığı takdirde sıkıntılı günler de yaşayabilir. Zira temlikten dolayı kaybedilen para da azımsanmayacak boyutta. Yönetim artık çıtayı ilerletip ligin favori takımı oldu. Kendine ait kredi kartını ve mağazasını yaptı. Ancak bu rüzgar dinerse yani verilen destek sözleri tutulmazsa işte o zaman gerçekten sıkıntı yaşanabilir. Antalya’da olduğu gibi kademeli ve titiz yönetim çalışması Alanyaspor’da da kendini göstermeye başladı ama dedim ya bu rüzgarın kesilmemesi en öncelikli nokta. Antalyaspor ile yapılan bağlantı kuşkusuz Alanyaspor’a yarar sağlayacaktır. Antalya bölgesindeki bu futbol devrimi devam ederse belki de günün birinde Antalyaspor, Alanyaspor Süper Lig maçını izlemek için Oba Stadı’na gideriz. Şimdi bunu söylediğimde birçok kişi hayal olarak nitelendirebilir ama Akhisar Belediyespor taraftarına da biri, “Gelecekte Süper Lig’de üç büyüklerle mücadele edeceksiniz” dese onlar da bunu hayal olarak nitelendirirdi. Sonuç olarak Antalya’nın iki önemli takımı artık “Olursa olur” felsefesini bir kenara bırakarak “Hedefimiz var” diyen bir felsefeye büründü. Bu durumda Antalya halkına, Alanya halkına deste vermek düşüyor. Destek verilirse gelecek yıllarda Antalya, futbolu ile de ön planlarda yer alabilir.