Geçen gün denizde yüzerken, yanımdan geçip giden klasik Alanya balıkçı teknesi beni çocukluğuma götürdü. Derken, ta uzaklardan gelen, D-400'ü gürültüye boğan bir motosiklet sesiyle irkildim. Motosikletinki, kayığın naif, bildik Pancar...

Geçen gün denizde yüzerken, yanımdan geçip giden klasik Alanya balıkçı teknesi beni çocukluğuma götürdü. Derken, ta uzaklardan gelen, D-400’ü gürültüye boğan bir motosiklet sesiyle irkildim. Motosikletinki, kayığın naif, bildik Pancar motoru sesi yanında ne kadar irkiltici, rahatsız ediciydi. Bu seslerinden hangisi bir Alanya gerçeğiydi? Hangisi geleceğe taşınabilmeliydi?
Motosikletin, Alanya’da önceleri bir bireysel ulaşım, sonra da taşıma aracı olarak kullanıldığı kesin. 1950’lerin sonunda, avukat olan babamın Gazipaşa’daki davalarına motosiklet sürücüsünün arkasında gittiğini dinlemiştim… Alanya’nın, çok geniş bir coğrafyaya yayılan kırsalıyla ilişkisi motosikletle sağlanmış olmalı…
1960’larda Alanya’da Şirin ve Toros taksi diye iki taşımacılık sisteminin yanında, telefonlu bir motor durağının da olması ilginçtir. Motosikletler hemen çarşı merkezinde, Rıfat Kale’nin petrolünde konuşlanmaktadır.
Bu kadar çok motosikletin (ya da Jawa’nın diyelim!)kullanımda olması doğal olarak onun kullanıcı ustalarını da çıkartmış. Yakınlarda kaybettiğimiz Miki lakaplı sürücü ustalığı ve gözü karalığıyla ünlenmiştir. Alanya dışından sürücüler gelmekte, kısa parkurun Oba çayı köprüsü, uzunun da Dim çayı olduğu yarışlar düzenlenmektedir. Tabii, yarış sonuçları üstüne oynanan bahislere de büyük katılım olmakta ve paralar dönmektedir…
1970 başı Mobylette’nin Alanya’ya geliş yıllarıdır. Lise önündeki basket sahasında yapılan basit sınavla ehliyet verildiği için, küçük motor kullanımı birden artmış, bu da ilk turizm hamlelerinin görüldüğü Alanya’da sorun yaratmıştır. Nitekim 1969-70 yılında Alanya Kaymakamı olan Raif Erbilol zamanında ilk önlemler alınmaya başlamış, motor toplattırılması o zaman başlamıştır. Adem polisin, emniyetin tek cipi ile Alanya sokaklarındaki sürücülerle oynadığı kovboyculuk unutulmaz anılardır!
Alanya gençliğinin, kilometresi 25 kuruştan ya da saat hesabıyla motor kiralamasıyla, motora binen insan profili ve motosikletin işlevi de değişmeye başlamış. Yolları elverişli olmayan, trafik işaretleme ve ışıklarının henüz uğramadığı bir şehre bir modernite simgesi olarak giren motosiklet, doğal olarak kazalara da yol açacaktır. Nitekim aralarında dedemin de olduğu birçok insan motosiklet kazasında yaşamını yitirmiştir…
Başlangıcını çok kısa özetlediğim o yıllarda, şehrin idari amirleri, sakin bir turizm kasabası olan Alanya’da gürültü çıkardığı ve insan yaşamına zarar verdiği için motosiklet kullanımını denetleme yolunu başlatmıştır. Bugünkü tablo ise çok farklı. Alanya artık bir “gürültüler şehri” olarak turizmde yer alma yolunu seçmiş. Ve bu konuda katkı yapanlar ise, artık yerli Miki ve benzerleri değil daha büyük hacimli ve ses çıkaran motosikletleriyle Alanya’ya sonradan yerleşenler… Bahis oynamaya gelince; sizce böyle bir turizm seçimi zaten başlı başına kumar değil mi?