TOPLUM ve birey olarak, her alanda, evimizde, mahallemizde, yaşadığımız kentte ve ülkemizdeki tüm sorunlarımızın sorumlusu olarak birini ya da birilerini göstererek, sorunlarımızın sorumluluğundan kurtulma çabamızın bir uyanıklık ya da...

TOPLUM

ve birey olarak, her alanda, evimizde, mahallemizde, yaşadığımız kentte ve ülkemizdeki tüm sorunlarımızın sorumlusu olarak birini ya da birilerini göstererek, sorunlarımızın sorumluluğundan kurtulma çabamızın bir uyanıklık ya da akıllılık mı yoksa bir aymazlık mı olduğunun hala ayırdına varabildiğimiz kanısında değilim.Birey ve toplum olarak, herhangi bir sorunla karşılaştığımızda, sorunun sorumlusu olarak birilerini gösterip, sorunun asıl nedenini bularak, soruna çözüm bulmaya çalışma yerine, yıllar boyu o sorunla iç içe yaşamaya devam ediyoruz.Bir siyasi partinin sempatizanı ya da fanatik bir taraftarı olarak, parti sürekli seçim kaybettiğinde, kendi partisinin yöneticilerini eleştirme yerine, başarılı olan partiye veryansın ederek, yenilginin sorumlularını yanlış yerde arayarak, soruna çözüm bulamamak bizim siyasi geleneğimizin en önemli açmazı olarak karşımızda duruyor.Futbol takımları mağlup olduğunda da, bu yenilginin sorumlusu olarak muhakkak biri ya da birileri bulunur.Alışagelinmiş en önemli suçlu olarak genelde hep hakemler gösterilir.Toplum olarak sorunlarımızın sorumluluğundan sürekli kaçıp sorumluluğu birilerine yıkma alışkanlığımızla ilgili, çok anlamlı ve çok güzel bir alıntıyı size aktarmakla yetineceğim:“Son 50 yılda Türkiye’nin yakın tarihini iki kelimede özetleyin deseler, soldan sağdan en güçlü şu ses çıkar herhalde: “Emperyalistlerin oyunu.” Açıklayamadığımız, işimize gelmeyen, yüzleşemediğimiz her meselenin en kolay açıklamasıdır “Emperyalizmin oyunu.”“Emperyalizmin oyunlarına alet olmayalım” dendiğinde bütün kavgalar biter, bütün tartışmalar durur, akıllar tutulur, muhakeme yetenekleri rafa kaldırılır.Karanlık, belirsiz bir düşman üzerinden ortaya bir diyalog zemini bile çıkar. En derin tartışmalar “Emperyalistlerin oyunu” kafa konforunun sığlığına kurban edilir. “Emperyalizmin oyunu” dendiğinde ortada ne sol kalır, ne de sağ.Mahir Çayan’ın emperyalizme karşı mücadele tezleriyle eline silah alanların karşısındaki silahlı ülkücülerin elinde de Ahmet Arvasi’nin 'Emperyalizmin Oyunları' kitabı vardı. İşi gücü bırakmış, Türkiye’ye emperyalist oyunlar oynamaya çalışanlar, pazar günleri ve mesai sonrası da dünyanın başka ülkelerinde emperyalist oyunlar oynamaktadır tabii ki. Emperyalizm bir çeşit seyyar lunapark gibi oyunlarını ülke ülke gezdirmektedir."