Toplum olarak, ne kadar da yabancı hayranıymışız! Sürekli 'Dış güçler” diye yakınıp, bas bas bağırıp duruyoruz. Ama uygulamaya gelince, yabancıları yere göğe sığdıramayıp baş tacı ederken, kendi evlatlarımızdan, kendi alanlarında...
Toplum
olarak, ne kadar da yabancı hayranıymışız!
Sürekli “Dış güçler” diye yakınıp, bas bas bağırıp duruyoruz.
Ama uygulamaya gelince, yabancıları yere göğe sığdıramayıp baş tacı ederken, kendi evlatlarımızdan, kendi alanlarında başarılı olanları da, yerden yere vurmaktan geri durmuyoruz.
Alex de Souza Fenerbahçe’nin başına bela olmaya devam ediyor.
Dem Ba Ba’ya Beşiktaşlılar şarkılar düzüyor.
Halbuki, Beşiktaş’ın bugüne kadarki başarılarında Gökhan Töre’nin katkısı Dem Ba Ba’dan çok daha fazla.
Galatasaraylılar önce Hagi’yi, sonra da Melo’yu göklere çıkarıp baş tacı ediyorlar.
Pascal Nouma’yı önce Beşiktaş taraftarları, sonra da başta Acun Ilıcalı olmak üzere medya bir fenomen haline getirdi.
Bu futbolcuların çoğunun futboluna bir şey demiyorum.
Bunların içinde Türk futboluna ciddi katkıları olanlar da var.
Ama bu isimlerin Türkiye’de her sporcu gibi, profesyonel futbolcu olarak bir ücret karşılığında görev yaptıklarını da unutmamamız gerekir.
Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın başarıdan başarıya koşmasında ciddi katkıları olan yerli futbolcuları yok muydu?
Bunlardan birkaçının ismini sayarsak, Lefter, Naci Erdem, Cihat, Basri, Alparslan, Can Bartu, Cemil, Müjdat, Oğuz Çetin, Rıdvan, Rüştü, Aykut, Ali, Feyyaz, Metin Tekin, Nihat, Gökhan, İlhan, Recep, Mehmet Özdilek, Rıza, Sanlı, Sergen, Vedat, Yusuf, Ziya Şengül, Hami, Ogün, Hakan Ünsal, Hasan Şaş, Kubilay, Metin Oktay, Okan Buruk, Emre, Suat Kaya, Tanju, Tugay Kerimoğlu, Turgay Şeren gibi daha birçok isimden söz edebiliriz.
Alex Fenerbahçe’yi karıştırdı.
Hala da karıştırmaya devam ediyor.
Hagi ve Alex gibi futbolcuları medya hiç gündemden düşürmediği gibi, bu tür isimlerin, kulüplerin içişlerine karışmalarına da dolaylı yollardan katkıda bulunabiliyorlar.
Fatih Terim nasıl Galatasaray’ın yönetimlerini ve milli takım teknik direktörlüğü konusunda federasyonları bile etki altına alabiliyorsa, Hagi bir ara aynı etkinlik içine girerken, Fenerbahçe’de de Alex aynı role soyunmuş durumda.
Diğer alanlarda da aynı çarpıklıkları görmek mümkün.
Siyasi anlamda “Bağımsız Türkiye” diye bas bas bağıranlar, şu ya da bu ülkeden gelip Türkiye’yi karıştırmaya çalışanlarla sarmaş dolaş olabiliyorlar.
Allah hepimize akıl fikir ihsan eylesin.