Mevcut iktidarın, din temelli ritüelleri kullanmasını, imam hatip liselerini özellikle de bu liselerde genç kızlarımızın eğitim görmelerini, çocuk yaştaki yığınların din gibi çok derinliğine bilgi gerektiren bir konuya yani bir gencin,...
Mevcut iktidarın, din temelli ritüelleri kullanmasını, imam hatip liselerini özellikle de bu liselerde genç kızlarımızın eğitim görmelerini, çocuk yaştaki yığınların din gibi çok derinliğine bilgi gerektiren bir konuya yani bir gencin, dünya gerçeklerinden önce uhrevi hayata yöneltilmesi tabii ki doğru değil.İşin en ilginç yanı, Gülen cemaatinin en önde gelen siması olarak bilinen Hüseyin Gülerce'nin bile, din bilgisinin 13 yaşından ve buluğ çağından sonra alınmasından söz edip, her yere de rastgele camii yapılmasının doğru olmadığını söyleyebilmesi çok anlamlı."Laiklik elden gidiyor" iddiasıyla yola çıkan bir siyasi yapının, kara çarşafa rozet takması düşündürücü!Ekonomide, altyapı yatırımlarında, kalkınmada ortaya konulan performansı dikkate aldığımızda, siyaseten iktidarın alternatifi olarak gündemde bulunan mevcut siyasi yapılara da objektif olarak bakarsak, her şeye rağmen, bir sürü beğenmediğimiz tarafları olmasına karşın, yine de mevcut hükümetin geçmiş iktidarlara göre oldukça başarılı olduğunu itiraf etmek zorundayız.Bu tespiti yapmak ve bu gerçeği seslendirmek, o insanı bu iktidarın bir parçası yapmayacağı gibi, o kişinin ilerici ve devrimci olmadığı anlamına da gelmez.Dün, solcuların yere göğe sığdıramadığı bazı kişilerin, yani Halil Ergün’ün bugün, bu iktidara oy verdiğini söylemesi karşısında günah keçisi haline dönüştürülerek döneklikle suçlanması ise, ne denli sıradan bir fanatizmin batağına sürüklendiğimizi göstermekte.Yobazların mahalle baskısından yakınanların aynı yobazlıkla davranabilmesi akıl alacak şey değil.
Türkiye yıllar boyu, bürokratik oligarşinin tutsaklığı içinde göstermelik bir parlamentoyla yönetilmekteydi. Salt, soyut Cumhuriyet kavramı kutsallaştırılarak, demokrasi ve hukukun üstünlüğü göz ardı edilerek, Laik Cumhuriyetten söz edilirken, Diyanet İşlerinin nasıl bir kadroya sahip olduğu ve finansının ne büyük meblağlara vardığı hep göz ardı edilip, "Laiklik elden gidiyor" yaygaraları koparılıyor.
Bugün için, mevcut iktidar, çok kritik ve de tehlikeli bir alanda iddialı çıkışlar yapmaya başladı. İsrail’e karşı gereğinden fazla karşı çıkışları ve çok sert eleştirileri, Filistin’e özellikle de Hamas’a dönük ucu açık gibi görünen desteği ve Suriye’nin içişlerine, diplomasi geleneğine de uymayan, her alandaki desteğin çok açık bir biçimde seslendirilmesinin ileride bize bir faturası olabileceği kaygısını taşıyabiliriz!
Dış politikayı genel anlamda eleştirmekten çok, politikanın işleyiş biçiminin pek doğru olmadığını söylemek mümkün!
Vatandaş ve seçmen olarak, genel anlamda iktidarlardan beklentimiz nedir? Ülkenin kalkınmasına katkıda bulunması ve bu konuda başarılı olması.
Ama eğer, biz ülkenin ve ülke insanlarının genel çıkarlarını düşünmüyor, ideolojik ya da siyasi partiler çizgisinde bir mensubiyet duygusunun tutsağı olarak siyasete bakıyorsak, o zaman mevcut iktidarı her alanda haklı haksız, doğru yanlış demeden vur abalıya misali sonuna kadar eleştirme hakkına sahibiz demektir. Bu da inandırıcılıkla ilgisi olmadığından, doğal olarak da, toplumun benimseyebileceği bir anlayış olamaz.
Herkes her alanda, her türlü eleştiride bulunma hakkına sahip olmasına karşın yine de, yiğidi öldürürken bile hakkını teslim etmekte yarar var! - BİTTİ -