Tereyağı yıllardır hep suçlandı. Kolesterolü yükselttiği; dolayısıyla hipertansiyon, enfarktüs, felç gibi hastalıklara zemin hazırladığı iddia ediliyordu. Halbuki atalarımızın yaygın kullandığı yağ, tereyağıydı. Özellikle kırsal...
Tereyağı yıllardır hep suçlandı. Kolesterolü yükselttiği; dolayısıyla hipertansiyon, enfarktüs, felç gibi hastalıklara zemin hazırladığı iddia ediliyordu.
Halbuki atalarımızın yaygın kullandığı yağ, tereyağıydı. Özellikle kırsal bölgelerde bol tüketilmesine rağmen insanlarımızın sağlıklı olduğu biliniyordu. Bu yüzden tereyağının zararlı olduğu görüşü tıbbi mantığıma hiç uymuyordu.
Gıda endüstrisi, 1960’lı yıllarda bitkisel yağları hidrojenle sertleştirme teknolojisini keşfetti ve arkasına sermayenin desteğini de alarak tüketiciye “Tereyağını bırak, margarini tercih et” talimatını verdi.
Tüketiciler çaresiz bu talimata uydu. Sofralarından mis kokulu o güzelim tereyağlarını kaldırıp yerine margarinleri koydu.
TEREYAĞININ FAYDALARI
* Yağda Eriyen Vitaminlerce Zengin Olması
Tereyağının içinde bol miktarda A, E ve K2 vitamini bulunmaktadır. Burada gerçekten önemli olan ise K2 vitamini. Araştırmalara göre göre K2'nin kanseri ve osteoporoz hastalığını önlemekte önemli bir faktör olduğu saptanmıştır.
*Konjuge Linoleik Asit Açısından Zengin Olması
Tereyağı, özellikle otla beslenen hayvanlarınki, Konjuge Linoleik Asit denilen bir yağ asidi açısından zengindir. Bu asit insan metabolizması üzerinde oldukça etkilidir.
* Bütirat Açısından Zengin Olması
Bütirat, insan vücudunda kalın bağırsakta yaşayan bazı bakteriler tarafından üretilir. Bunun yanında bir başka bütirat kaynağı da tereyağıdır. Tereyağı %3-4 oranında bütirat içerir. Bütirat vücutta enerji tüketimini ve hücre içinde mitokondri hızını artırarak kilo almanızı önler.
TEREYAĞI YİYELİM Mİ YEMEYELİM Mİ?
Tereyağının kolesterolü yükseltip yükseltmediği konusunda bir tartışma vardır . Eğer yediğiniz tereyağı çayırlarda, meralarda doğal otları, bitkileri yiyerek beslenen ineklerden elde edilmişse o tereyağını makul miktarlarda yemenizde bana göre hiçbir mahsur yok. Merada otlayan hayvanın sütü damar sertliği yapıcı doymuş yağ asitlerinden fakirdir. Halbuki endüstriyel olarak beslenen inekten sağılan süt, damar sertliği yapıcı yağ asitlerinden zengindir. Meralarda otlayan hayvanların sütünde ve bu sütten elde edilen tereyağında bol miktarda omega-3 bulabiliyorsunuz ama ahırlara tıkılıp güneş yüzü, ot, çayır-çimen görmeden küspeyle beslenen ve şeker hastası haline gelen ineklerin ne sütünde ne de bu sütten elde edilen tereyağında zerre kadar omega-3 bulunmuyor. Doğal yolla beslenmiş bir mera hayvanının sütünden elde edilen tereyağı aslında zeytinyağı kadar değerli bir yağ, omega-3 içeriğini dikkate aldığınızda değeri zeytinyağından bile fazla denilebilir.
OMEGA 3 NE YAPIYOR?
Kanın sulanmasına yol açıyor. Dolayısıyla inme ve kalp krizi gibi hastalıklar kanında yeterince Omega 3 olan insanda çok daha az görülür. Omega 3, şeker hastalığına karşı direnç kazanmamızı sağlıyor. Damarların daha elastik olmasına yol açarak hipertansiyonu engelleyebiliyor. Hücre duvarında yer aldığı için hücrenin toksik maddelere karşı daha dirençli olmasını sağlayarak kanser riskini azaltıyor.
ÖZETLE
Makul miktarlarda yenilen, aşırı kızartılarak tüketilmeyen tereyağının kolesterol bakımından ciddi bir problem yaratmayacağını söyleyebilirim. Prensip olarak bütün doymuş yağ kaynakları gibi tereyağını da ölçülü tüketmelisiniz ama tereyağına elinizi sürmemek gibi bir hatadan da uzak durmalısınız.