Bütün spor salonlarında O'nun sözünü okuyarak büyüdük. Der ki: 'Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.” Mustafa Kemal Atatürk bu cümleyi sporcular üzerine söylemiş. Sporcularımızı emanet ettiğimiz Gençlik ve Spor...
Bütün spor salonlarında O’nun sözünü okuyarak büyüdük. Der ki:
“Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.”
Mustafa Kemal Atatürk bu cümleyi sporcular üzerine söylemiş. Sporcularımızı emanet ettiğimiz Gençlik ve Spor Bakanı’nın söylediklerini duysa onun için de birkaç kelime söylerdi, sanırım.
Örneğin şöyle diyebilirdi:
“Kendi halkına kına yakmalarını söyleyen bir spor bakanından zeki ve ahlaklı bir spor nesli yaratmasını asla beklemeyiniz.”
***
Giderken pür neşe içinde doluştunuz uçağa…
Kalabalık heyetinizin Türkiye’ye maliyetini açıkladılar internet ortamında. Yediğiniz, içtiğiniz, gördüğünüz sizin olsun. Siz bu olimpiyatı almak için ne çaba gösterdiniz anlatın bize?
Gösterdiğiniz tanıtım filminde bize yabancı gelmeyen tek görsel cami görüntüleriydi. Japonlar’ın yaptığı köprüyü gösterdiniz. Buharlar içinde ikram edilen İtalyan kahvesi. Kara kara düşünen bir ayakkabı boyacısı, üzerinde simit ve ekmek bulunan bir arabayı ittiren seyyar satıcı, yanından koşarak geçen bir atlet…
Günlerdir düşünüyorum, neden, niçin kaybettik diye? Uzman değilim ancak insan düşününce ve ayrıntıya girince buluyor doğruları.
Bu filmi izlerken delegeler sokakta koşan atleti görünce uyandılar. Bir delege yanındakine usulca fısıldadı:
- Yahu bu Türkler’in Avrupa şampiyonu atleti bile dopingli çıkmadı mı?
Deniz görüntüleri ve ayağını suda şapırdatan kız çocuğunu görünce diğer delege öbürüne seslendi:
- Bunların yüzücülerinde de çok doping çıktı.
- He ya… Bunların altın kemerli başpehlivan güreşçilerinin altın kemeri ve para ödülü doping yüzünden geri alındı.
Filmde gördüm. Kitapları okumadıkları için tavan süsü yapmışlar. Bisiklete binen çocukta İngiliz tipi var, basketbol oynayan genç harbiden zenci… Filmde kısa eteklisinden, kravatlısına kadar herkes var ama tüm bunların toplamında görülüyor ki, “Takiyye” yapılıyor.
Yalnızca görüntülerde “Takiyye” yapılsa iyi. Olimpiyatları almak uğruna neler söylemedik ki?
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Prof. Uğur Erdener:
- Doping konusunda çok etkin kontroller yapıyoruz. Bundan sonra daha önce duyduğunuz gibi haberlerle karşılaşmayacaksınız.
Ali Babacan:
- Hükümetimiz 400 milyon dolar yatırım yapacaktır. İstanbul 2020 bütçesinde her kalem dikkate alınmıştır. Yolumuza sürprizler çıkmayacaktır. Bizim ulusal hukukumuza göre ayrılan paradan bahsediyoruz.
Suat Kılıç:
- Dopinge karşı sıfır toleransımız var.
Tayyip Erdoğan:
- Barışa ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Bu kritik dönemeçte kardeşliğin şehri İstanbul'dan dünyaya barış mesajları iletiyoruz.
***
Giderken, “Başbakanımız bu olimpiyatı söker alır. O bir dünya lideridir” diyen Bakan, dönerken, “Kına yakın kardeşim…” dedi.
Olimpiyatı alsalardı kendilerini yere göğe sığdıramazlar, şişinmekten patlayacak hale gelirlerdi.
Kaybettiler. Hem ülkemize maddi, manevi kayıp yaşattılar. Hem de ardından dönüp halkı suçladılar, “Kına yakın” diye.
Atatürk, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” demiş. Bundan sonra kimse uzun uzun tahliller yaparak kafa patlatmasın. İşin özünü söyleyip bu yazıyı bitireyim:
“Söyle bana Spor Bakanı’nı,
Söyleyeyim sana kim olduğunu…”