BU hafta, kendim için özel olacak bir yazı kaleme almak istedim. Yakında dünya evine girecek olmam nedeniyle, yeni bir aile kurup, mevcut ailelerimizi de büyütüyor olacağız. Yeni ve artan sorumluluklar, görevler ve zorluklar da peşinden gelecek...

BU

hafta, kendim için özel olacak bir yazı kaleme almak istedim.

Yakında dünya evine girecek olmam nedeniyle, yeni bir aile kurup, mevcut ailelerimizi de büyütüyor olacağız.
Yeni ve artan sorumluluklar, görevler ve zorluklar da peşinden gelecek elbette.
İşte bu noktada, "Sosyal demokrasinin aileye bakış açısı nedir, ideal aile düzeni nasıl olabilir?" gibi sorular ile kısa ve hoş bir sohbet yapmaya çalışacağız.
***
Şu noktadan başlamak lazım.
Yakın tarihe kadar, komünizm korkusuyla, başta dinsiz yapıştırması yapılan solcular, aynı zamanda ahlaki değerleri farklı, aileye önem vermeyen, serbest ve geniş olarak da tarif edilmekteydi.
Elbette bunda bir gerçeklik payı yoktu.
Genel olarak ekonomik çözümler öneren, insancıl ve paylaşmacı bir ideolojinin arka planında mutlaka toplumsal düzene ilişkin politikalar da olacaktı.
İsterseniz temel taşlardan bahsedelim.
***
Örneğin, Sosyal Demokrasi, aşkı korur ve destekler.
Ailenin temeli, eşlerin birbirine olan sevgi ve saygısından ileri geliyorsa, en başta aşkı bulmayı başarmış bir aile olmazsa olmazdır.
İkinci olarak, Sosyal Demokrasi çekirdek aileyi esas alır.
Geniş ailelerin büyük bir zenginlik olduğu yadsınamayacaktır, ancak her şeyden önce çekirdek ailelerin maddi ve manevi olarak kendilerine yetebilir ve ayakta kalabilir olması sosyal demokrasi için oldukça önemlidir.
Huzur ve mutluluk, çekirdek ailelerden geniş ailelere, yani içeriden dışarıya doğru yayılmalıdır.
Üçüncü olarak, Sosyal Demokrasi eşler arasındaki mutlak eşitliği gözetir.
Özgürlük, eşitlik ve dayanışma sosyal demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Doğal olarak, ailede eşler birbirinin tamamlayıcısıdır.
Eşler arasında ayrımcılığa dayalı hiçbir politika yürütülemez.
Dördüncü olarak, Sosyal Demokraside esas tek eşliliktir.
Eşitlik ve dengenin doğal bir sonucu olarak, eşler birbirine karşı sorumludur ve tek eşliliğin dışına çıkıldığı zaman toplumsal düzen baştan aşağı bozulacaktır.
Beşinci olarak, Sosyal Demokraside devlet aileyi korur ve gözetir.
Devlet, yetkilerini ailelerin mahremiyetine karışmamak şartıyla kullanır.
Her bir ailenin kabul edilebilir bir konutta yaşayabileceğini garanti eder.
Elektrik, su, doğalgaz, internet gibi günün gereksinimlerine ulaşabilmesini sağlar.
Aileler arasındaki ekonomik uçurumları en aza indirmek için çalışır.
Dolayısıyla birbirine denk durumda olan komşular arasındaki dayanışma ve bunun bir sonucu olarak huzur ortamı kurulmuş olur.
Altıncı olarak, Sosyal Demokraside aile planlaması önemli bir yer tutar.
Ailenin ekonomik varlığını sağlamasında tüm sorumluluk devlete veya eşlere yüklenemez. Aile popülasyonunun, ailenin emeği ile geçinebilecek bir düzeyde olması gerekir. Aile planlaması konusunda yeterli çalışmalar yapılmazsa, mutsuzluğun hızla artacağı söylenebilir.
Diğer bir ifadeyle “En az 3 çocuk politikası” gibi altyapısı olmayan politikalarla kaliteli bir hayat ortamı mümkün değildir.
***
Elbette, ailelerin bir de çocuk boyutu vardır.
Burada da devreye, Sosyal Demokrasinin en önemli bir diğer ilkesi olan fırsat eşitliği girmektedir.
Çocukların mutlu bir ortamda büyümesini sağlamak ve onların en güçlü özelliklerini ön plana çıkarmak için onlara maddi olarak fırsat sağlamak hem ailenin hem devletin en önemli görevlerindendir.
Bu noktada, kent kırsal, zengin fakir ayrımı içermeksizin her çocuğa mutlaka bu ortamın sağlanması kritik bir noktadır.
Suç oranlarından, yaşam kalitesine, üretimde verimliliğe kadar bir çok değişken doğrudan fırsat eşitliği ile ilgilidir.
Anne babalar, aynı zamanda kendi birikimlerini çocuklarına aktarabilmekle de yükümlüdürler.
Çocuklarını okumaya ve yeni şeyler öğrenmeye teşvik etmelidirler.
***
Bu yazımızla birlikte bir tabuyu da yıkmış olduğumuza inanıyor, gazetede çıkan bu 41. yazının tüm ailelere uğurlu gelmesini diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.