İNSANIN özünde sahip olması durumunda, o insanı daha anlamlı, daha başarılı ve daha güvenilir kılan üç özelliktir tevazu, inanç, istikrar. Son yıllarda bu gibi güzel özellikleri bünyesinde barındıran insanların nesli tükenmekle yüzyüze...

İNSANIN

özünde sahip olması durumunda, o insanı daha anlamlı, daha başarılı ve daha güvenilir kılan üç özelliktir tevazu, inanç, istikrar. Son yıllarda bu gibi güzel özellikleri bünyesinde barındıran insanların nesli tükenmekle yüzyüze kaldı. Hele ki konu siyaset olunca insanların bu özellikleri barındırmaları kenarda dursun, onları anlayabilir ya da çözebilirseniz razı olacağınız anlar yaşıyorsunuz.

Son dönemler de insanların kullandığı bir terim takılıyor aklıma; "Siyaset yapmak."
Yanlış insanlar yüzünden yine yanlış olgular giydiriliyor bu terime. Siyaset yapmak denince, insanların aklına yalan dolan, ikiyüzlü yaklaşım, çıkar ilişkisi gibi kavramlar gelir oldu.
Oysa "Siyaset yapmak" bu anlamları taşımıyor.
Eski dilde "Siyasa" olarak kullanılan siyaset kelimesi o dönemde "Ölüm cezalarının uygulandığı yer." anlamını taşıyor iken günümüzde TDK'nın kabul ettiği tanım "Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş ve anlayış"tır.
Göründüğü üzere her iki ifadenin de düşüncelerimize nüfus ettirilmeye çalışılan anlamla bağlantısı bulunmamakta. Siyaset TDK'nın tanımında da yer aldığı gibi bir sanattır. Bu sanatı kötüye kullanmaya çalışanlar komik durumlara düşmekle birlikte içinde bulundukları durumu ellerine, yüzlerine de bulaştırıyorlar.
Görmek istediğimiz siyasi davranışları, azınlığı oluşturan belli kitlelerden görsek de bunu genelinde görme isteğini içimizde bir yerlerde taşıyoruz.
Ak Parti Alanya siyasetinde bu ara bu isteği destekler güzel gelişmeler görmek göğsümüzü kabartıyor. İlçe başkanlığına gelen Sayın Mustafa Toklu önce Alanya Belediyesi yeni hizmet binasının temel atma töreninde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye el uzatıp, ardından CHP İlçe kongresine katılarak, siyaset denen şeyin nezaket çerçevesinde yürütülebilirliğini hepimize bir anlamda gösterdi.
Bunun ardından yeni gençlik kolları başkanının belirlenmesi sürecinde Ankara'ya giden üç isim Cem Yıldırım, Fatih Kalan ve Yılmaz İçmen dostluk ve beraberlik çerçevesinde esneme bile yaşamaksızın sergiledikleri duruşla yine gururumuzu okşadılar. Ankara'nın yeni Gençlik Kolları Başkanı olarak işaret ettiği Üniak Başkanlığını hala devam ettiren İçmen güler yüzlü tavrı ile şimdiden pek çok kesimin gönlünü kazandı.
Siyaset yapmak deyimi kötü lanse ettirilmeye çalışılsa da doğru ellerde ne kadar büyük bir anlama ulaştığını anlıyoruz.
Alanya'dan çıkıp ülke geneline bakacak olursak gündemde devam eden Kudüs konusunu göreceğiz.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Başkanlığında İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda İİT (İslam İşbirliği Teşkilatı) toplandı.
KKTC ve Venezuela'nın gözlemci olma üzere aralarında bulunduğu toplamda 48 ülkenin katıldığı zirvenin konusu Kudüs'tü.
Bu konuda sessiz kalmayacağımızı en baştan beri ülke olarak açık açık ifade etmekteyiz. Sessiz kalmanın zalimlik olduğu bu konuda İsrail limitini zorlama konusunda ısrarcı.
Bir fotoğraf karesi düşünün. Elleri silahlı bir gurup asker arasında 12 yaşlarında bir çocuk. Gözleri bağlı ve neresinden geldiğini bilmediğimiz kan lekeleri ile kirlenmiş yüzü gözü, üstü başı. Zorla bir yerlere sürükleniyor. Hakkını isteyen Müslüman bir devletin çocuğu olmak onun bütün suçu. Günümüzde herşeye susan Müslüman dinine mensup olmak tüm günahı. Bunun gibi sayısız kare var gözümden silinmeyen. Dünya üzerinde sayısız katliam var Müslümanlığa yapılan. Susmanın anlamsız olduğunu, susarsak sıranın bize de geleceğini gözümüze sokan sayısız zulüm.
Zaman Filistin'e değil, Suriye'ye değil, Arakan'a değil; zaman Müslümanlığa sahip çıkma zamanı. Yüreklerin vicdan ve cesaret ile yanması umuduyla.