MUSTAFA Toklu başkanlığındaki Ak Parti İlçe Teşkilatı, yerel seçimlerin yapılacağı 31 Mart 2019 tarihine geri sayım başlarken sahaya neden tam olarak inemedi? İddiaya göre, bunun birkaç sebebi var. Birincisi; Ak Parti mermiyi boşa harcamak...
MUSTAFA
Toklu başkanlığındaki Ak Parti İlçe Teşkilatı, yerel seçimlerin yapılacağı 31 Mart 2019 tarihine geri sayım başlarken sahaya neden tam olarak inemedi?
İddiaya göre, bunun birkaç sebebi var.
Birincisi; Ak Parti mermiyi boşa harcamak istemiyor.
İkincisi; Daha belediye başkan adayı belli değil, bu yüzden parti içinde herkesin, özellikle gizli muhalefetin eteğindeki taşı dökmesi bekleniyor.
Üçüncüsü; En güçlü rakip olarak gözüken MHP’li Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’e yönelik sert muhalefet için önce Cumhur İttifakı’nın devam edip etmeyeceğine, ederse nasıl bir pozisyon alınacağına, etmezse hangi argümanlarla seçime gireceklerine karar vermeleri bekleniyor.
Kısacası, Ak Parti bir süre daha sahaya inmeyecek, en azından Kasım’ın başına kadar.
***
Dün sabah bir dostum aradı, “Cumartesi günkü yazın enfesti. Ama hafta sonuna denk getirmişsin, bana göre hedef kitleye tam olarak ulaşamadı. Bence böyle bir analiz yazısını hafta içi yeniden yayınlamalısın” dedi.
Yazıyı bir daha okudum, hak verdim.
İşte, “Adem Başkan’ın yeni planı” başlıklı o yazı.
***
2013’e gidelim.
Dönemin Doğru Yol Partisi (DYP) mensubu olan Kestel Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, 30 Mart 2013’te Milliyetçi Hareket Partisi’ne (MHP) transfer oldu.
30 Mart tarihinin subliminal bir mesajı vardı, çünkü tam bir yıl sonra, 30 Mart 2014’te yerel seçimler yapılacaktı.
Büyükşehir Yasası’nın da yürürlüğe gireceği 30 Mart 2014 tarihi itibariyle tüm belde belediyeler kapanıyordu, dolayısıyla başta Adem Murat Yücel’in başında olduğu Kestel olmak üzere tüm belde belediyelerin kapısına kilit vuruluyordu.
2013’te Ak Parti’nin muhtemel adayları dönemin Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu ve Hüseyin Güney’di.
Adem Başkan’ın karşısında iktidar partisi vardı, dolayısıyla önce MHP’den adaylığı garanti altına alması, ardından hemen kadrosunu oluşturması gerekiyordu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin adaylığını ilan etmesinin ardından düğmeye bastı, önce kapanacak olan beldelerin başkanlarıyla görüştü, ardından şehrin ileri gelen işadamları, yaşadıkları bölge bazında lafı sözü dinlenen isimlerle el sıkıştı.
Adem Başkan’ın 2014’te seçim kazanmasında üç önemli faktörün etkili olduğu rivayet edilir.
Birincisi, Cemaat’in tam desteği.
İkincisi, ilk kez şehir merkezi için de oy kullanan kırsal kesimin desteği.
Üçüncüsü, belde belediye başkanlarının çoğunu meclis listesine yazması.
Peki, bu formül uygulanırsa 2019’un 31 Mart’ında yapılacak yerel seçimlerde de tutar mı?
Cemaat’in desteğinin sürmesi öngörülüyor.
Çünkü aradan geçen 4,5 yılda Adem Başkan tabiri caizse Cemaat’in bir dediğini iki etmedi.
Kırsal kesimin desteği de sürecek gibi gözüküyor, çünkü Adem Başkan geride kalan 4,5 yılda şehir merkezine ne hizmet götürdüyse belki bir tık fazlasını kırsala da götürdü.
Ancak...
Meclis listesine yazdığı pek çok eski belde belediye başkanıyla ve her biri deve dişi gibi büyük ve siyaseten derin olan bazı isimlerle yıldızı bir türlü barışmadı.
Meclis’in çoğunluğu, Adem Başkan’ı hüsrana uğrattı.
Örnek mi?
Misal, Abdullah Sönmez.
Bir iddiaya göre, eski Konaklı Belediye Başkanı Abdullah Sönmez 2014 seçimlerinden sonra Batı’dan Sorumlu Belediye Başkan Yardımcılığı istedi, Adem Başkan “bakarız” dedi, seçim sonrası istediği olmayan Abdullah Sönmez, Adem Başkan’a mesafe koydu, önce Ak Parti’ye, hatta son dönemde İyi Parti’ye yaklaştı.
Misal, Abdullah Öztürk.
Eski Payallar Belediye Başkanı olan ve 2014’ten geçtiğimiz Mayıs ayına kadar Adem Başkan’ın meclisinde, hatta beyin takımı olan encümeninde görev yapan, fakat 24 Haziran seçimlerinden önce istifa edip Ak Parti’den milletvekili aday adaylığı başvurusu yapan Öztürk de Adem Başkan’ı “yanlış tercih” noktasında haklı çıkardı.
Adem Başkan’a akıl hocalığı yapması beklenen Kerim Aydoğan’ın suya sabuna dokunmayan tavırları, Mustafa Tuna’nın iki kez ALTSO gibi dev bir kuruma başkan adayı olup iki kez kaybetmesi ve kamuoyunda ‘aslında Adem Başkan kaybetti’ algısına yol açtırması, Hasan Özdemir’in “Meral’ci” tavırlarından dolayı partiden ihraç edilmesi, bir başka gizli Meral’ci Zihni Asiltürk’ün son anda “yanlış anlaşıldım” deyip affedilmesi ama fişlenmesi, Mustafa Toksöz’ün teşkilatla ters düşen “İyi” konukları Alanya’da ağırlaması, diğer pek çok meclis üyesinin zaten etliye sütlüye dokunmayan halleri, Adem Başkan’ın elini hep zayıflattı, güçlü bir meclis iradesi ortaya koymasına fırsat vermedi.
4,5 yılda sorun çıkarmak bir yana Adem Başkan’ın elini rahatlatan Cikcilli’den Kerim Ertekin, Güzelbağ’dan Mehmet Kula, Okurcalar’dan Adem Er ve şehir merkezinden Tunahan Kasapoğlu, eğer kendileri de isterse tahminlere göre Adem Başkan’ın 2019 meclis aday listesinde yer alacak, ancak gerisi refüze edilip yerlerine daha taze, daha diri isimler getirilecek. Tahminler, iddialar bu yönde.
Son günlerde özellikle meclis üyelerinin sosyal medya paylaşımlarına dikkat edin.
Sadece MHP için söylemiyorum.
Ak Parti ve CHP’liler için de geçerli.
Yeni dönemde mecliste olmayacakları kulaklarına fısıldanan veya hissettirilen meclis üyeleri kimlerle oturuyor, kimlerle gezip tozuyor, kimlerle hangi pazarlıklar içinde, o paylaşımlardan bile bunun muhasebesini tutabilirsiniz.
Meclis üyeliği çok mu önemli bir şey?
Herkesin bir tatmin eşiği vardır.
Kimi muhtar azalığına, kimi muhtarlığa, kimi de meclis üyeliğine razıdır.
Kimi “meclis üyesi olayım” diye başkan adayının etrafında dört döner, listeye girmek için bir başka ismin çıkarılması karşılığında gözü kapalı 300-500 bin lira verir, ki, meclis üyesi seçilince inşaatlarının ruhsatlarına şak diye izin alabilsin.
Kimi meclis üyesi olunca hangi işin mezunuysa şehirdeki bütün işler önce ona teklif edilir, Allah daha çok versin, kazandıkça kazanır, bir gün öyle doyar ki iş beğenmez olur.
Kimi meclis üyeliğini angarya görür, belediyede birim amiri olmak daha caziptir, düne kadar üç kuruş maaşa talim ederken bir iki senede evlerin, arsaların, lüks otomobillerin gizli sahibi oluverir.
Kimi şehir merkezine ulaşamayacağını bildiği için belde belediye başkanı olur, üç beş senede otellerin, petrol istasyonlarının, alışveriş merkezlerinin sahibi oluverir.
(Allah’tan Alanya’da ve kapanmadan önce belde belediyelerde bugüne dek hiç böyle olaylar yaşanmamıştır, Alanya’yı Allah korumuştur.)
Özetle...
Sütten ağzı yanan Adem Başkan’ın yeni dönemde yoğurdu üfleyerek yiyeceği tahmin ediliyor.
Yeni dönemde, 2014’e nazaran seçime daha güçlü giren Adem Başkan’ın meclisinde en fazla üç-dört isim haricinde diğer isimlerin hepsi düşük profilli özelliklere sahip olacaktır.
Tarih tekerrür edebilir.
1999’daki ilk seçiminde güçlü bir meclis yapısıyla seçime girip kazanan Hasan Sipahioğlu, daha sonraki üç seçiminde de ağırlıklı olarak düşük profilli isimlerle yola çıkmış ve kazanmıştı.
Alanya’da değişmez kuraldır.
İlk seçimde ekibe, kadroya bakan seçmen, diğerlerinde kadroya değil direkt başkan adayına oy verir.
Adem Başkan’ın da bu kaçınılmaz formülü devreye sokmaması işten bile değildir.