Türk milleti, genciyle, ihtiyarıyla, kadınıyla, çocuğu ile, şehirlisi ve köylüsü ile 30 yıldır PKK terör belası ile uğraş vermektedir. Bu uğurda on binlerce şehit, yaralı vermiş, yüz milyonlarca dolar masraf yapmış, dolayısıyla doğu...
Türk milleti, genciyle, ihtiyarıyla, kadınıyla, çocuğu ile, şehirlisi ve köylüsü ile 30 yıldır PKK terör belası ile uğraş vermektedir. Bu uğurda on binlerce şehit, yaralı vermiş, yüz milyonlarca dolar masraf yapmış, dolayısıyla doğu ve güneydoğuda istenilen yatırımları yapamamıştır. Bu terör belası, her yapılan işe taş koymuş, işçisini kaçırmış, iş makinalarını yakmış ve gençleri dağa kaldırarak ölüm makinesine döndürmüştür. Hal böyle iken, bu durumu herkes böyle bilirken, BDP Milletvekillerinin, Şemdinli kırsalında teröristlerle kucaklaşmalarını ve bunu basın önünde güle oynaya yapmalarını hiç bir vicdan sahibinin ve gönlünde vatan sevgisi olanların kabul etmesi mümkün değildir. Öyle olmadığı için de iktidarı ile muhalefeti ile herkes bu durumu kınamış ve bu densizliği yapanları lanetlemiştir. Ama ki insana pes dedirten şu açıklamaları nasıl yorumlamak gerekir, insafınıza bırakıyorum. Van Bağımsız Milletvekili olan Aysel Tuğluk adındaki bayan utanmadan, sıkılmadan, milletin gözünün içine bakarak şöyle diyor:"O gençler bu halkın çocuklarıdır ve tabii ki biz o gençlere sarılırız. Biz onlara terörist olarak bakmıyoruz. Onlar eline silah almak zorunda bırakılmış gençlerdir."Sormak gerekmez mi? Pekala, köyleri basan, Türk askerine kalleşçe silah çeken, yolları mayınlayıp ölüm kusan o gençler değil mi? Onların eline kim silah veriyor? Ve kim onların dağa çıkması için uğraş veriyor? Ziya Paşa sizin için diyor ki:"En ummadığın keşfeder esrar-ı derunun, sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?"Evet, yüz sene evvelden paşamız sizin için böyle diyor. Bir de BDP'nin başkanı olan, hukukçu olduğunu her vesile öne çıkaran Selahattin Demirtaş bu olayı bakınız nasıl karikatürize ediyor:"Orada yani Şemdinli’nin Güzelkaya mezrasında. İnsani bir refleks olarak insanlar birbirine sarılıyor. Niye insani bir kucaklaşmaya bu kadar tepki gösteriyorlar? Anlamakta zorlanıyorum. İnsanların canlı canlı kucaklaşması ağırlarına mı gidiyor? Orada vekil arkadaşlarımız şiddet propagandası yapmadılar, şiddeti önermediler, barış mesajı verdiler. Bu kadar insani tutumdan dolayı BDP ve vekil arkadaşların lince tabi tutulması, çirkin politikalarını örtmeye yöneliktir."Vallahi, bu kadar aymazlığa diyecek bir söz bulamıyorum. Bu kişiler için, terör örgütü bir insani örgüt, TSK de boş yere kan akıtan bir cinayet şebekesidir. Yüzsüzlüğünü, yalan beyanını ve Türk milletini bu kadar kör ve sersem sanmasını ben de anlamakta güçlük çekiyorum. Pes doğrusu. Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, TBMM'de 760 adet dokunulmazlık dosyasının bulunduğunu, bunun 560 adedinin BDP milletvekillerine ait olduğunu, BDP'nin bir nevi suç makinesi olduğunu beyan ediyor. PKK dağda terör estirirken, BDP'liler de mecliste terör estiriyorlar ve böylece yasaları çiğniyorlar. Al birini, vur ötekine. Gaziantep’te dördü çocuk 9 masumun cenaze namazına Cumhurbaşkanı, meclis başkanı, başbakan, CHP ve MHP başkanları, Genelkurmay başkanı ve bakanlar ile on binlerce vatandaş katıldı. Ama BDP yoktu. Neden? Ama bir teröristin cenazesine koşa koşa gidiyorlar. Tüm bunlar, Büyük Türk milletinin gözü önünde icra ediliyor. Yalan mı?Ben parti kapatılmasına karşıyım. Çünkü, partinin yerine hemen alternatif bir parti kuruluyor. Fakat suç işleyen milletvekillerinin de işledikleri suçtan dolayı yargılanarak gereken cezanın verilmesini temenni ediyorum. Doğru olanı da budur diye düşünüyorum.