CİDDİ söylüyorum, şaka maka değil, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi 7 Haziran'da sandık başına gidip kullanmam gereken oy'um şu an boşta! İnanın, gelinlik kızın babasının gözünün içine bakması gibi gözbebeklerimin...

CİDDİ

söylüyorum, şaka maka değil, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi 7 Haziran’da sandık başına gidip kullanmam gereken oy’um şu an boşta!

İnanın, gelinlik kızın babasının gözünün içine bakması gibi gözbebeklerimin hareketlerini kollayan oy’umu kime vereceğimi henüz bilmiyorum.


***

Hani her seçim döneminde kararsız olanlar için söylenegelen “yüzergezer seçmen” dedikleri kitle var ya, işte o kitlenin çekirdeğinde yine ben varım.

Aslında sadece bu seçim değil, her seçimde böyleyim.


Neden mi?

Hemen izah edeyim.


***

Misal, nüfusa kayıtlı olduğu Gaziantep’in Bey Mahallesi’nden aynı zamanda hemşerim olmasının yanı sıra eşsiz ve harika bir insan olduğu için Atatürk’ü çok seviyorum ama nedense O’nun kurduğu CHP’ye mesafeliyim.


Çünkü…

Şimdiki CHP’nin O’nun kurduğu CHP ile uzaktan yakından alakası olmadığını düşünüyor ve gözlemliyorum.

Bu yüzden “şimdilik” oy’umu CHP’ye vermeyi düşünmüyorum.


***

Misal, her köşesi ayrı bir cennet olan, her yöresinde her türlü meyve sebzenin en kralının yetiştiği, her tarafından tarihin fışkırdığı, ekonomisi de turizmi de “bi rahat bırakılsa” dünya ile yarışacak olan güzel Türkiye’me bayılıyorum, milliyetçiyim, vatanıma toprağıma aşığım, ama nedense MHP’ye de mesafeliyim.


Çünkü…

MHP’nin, sadece seçim zamanlarında dominant olmasını değil, yılın 365 günü etkin olmasını, hatta iktidar olamıyorsa bile en azından ana muhalefet partisi olabilmesini çok istiyorum, fakat püskevitli mitinglerde promptırdan okunan hamasi metinlerle sadece eldeki ülkücü kitleyi muhafaza etme siyasetini beğenmiyorum.


***


AKP’ye gelecek olursak…

Geçmişte ülkede yıllarca hüküm süren ama her “toplama siyasi oluşum” gibi bir gün yok olmaya mahkum partilerin kaderini paylaşan Anavatan Partisi’ne benzetiyorum, AKP’yi.

AKP’li büyüklerimiz, dost ve arkadaşlarımız darılıp gücenmesin ama ne yazık ki durum bu.

CHP hırdavatçı, MHP zücaciyeci ise AKP de BİM’in, Şok’un ta kendisidir.

Hırdavatçıda sadece nalbur malzemeleri, zücaciyecide sadece cam, çanak, cıncık malzemeleri satılırken, BİM veya Şok’ta “ne ararsan var” anlayışı gibidir AKP.


***

Her görüşten, her fraksiyondan adamı bulabilirsiniz.

Misal, atadan CHP’li olan birisi gönül rahatlığı ile AKP’ye ilçe başkanı olabilir, misal, bileğini kessen “ülkücülük kanı” akacağını söyleyen bir başkası hiç çekinmeden AKP’den belediye meclis üyesi, parti yöneticisi veya milletvekili adayı gösterilebilir.

Yanlış anlaşılmasın, bu örnekleri birilerini veya AKP’yi eleştirmek için değil, durum analizi yapmak için veriyorum.


***

Hele, 8 sene boyunca üstlendiği ilçe başkanlığı görevinde gecesini gündüzünü partiye vakfetmiş, şehir merkezinde olduğu kadar köyde kömette de çok sevilen Hüseyin Güney gibi bir ismi önce Alanya Belediye Başkan Adayı yapmayınca, sonra da umdurup umdurup milletvekili adaylığını son dakikada İspatlı Köyü’nün “genç ve sempatik kızı”na gözünü kırpmadan veren AKP’nin A’sını simgeleyen “adalet” kavramının yeterince içinin doldurulamadığını gördükçe, AKP’ye de mesafeliyim.


***

Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi’ni de uzaktan, zaman zaman gülümseyerek, kıt imkanlarına rağmen canla başla çalışmalarını görünce zaman zaman hüzünlenerek izliyorum ve her iki partinin Alanya’da görev yapan bütün isimlerini de gerçekten çok seviyorum.

Ama iktidar olmalarının uzak bir ihtimal olduğunu düşündüğüm için bu iki partiye de kendimi hayli mesafeli buluyorum.


***

Sizin anlayacağınız, bu seçimde oyum boşta!

Henüz beni etkileyen, fikirlerimi cezbeden bir vaat, bir aday, bir parti çıkmadı.


***

Örneğin, AKP’nin her fırsatta suratımıza suratımıza vurduğu “duble yol”, “hızlı tren” türü vaatler zerre kadar umurumda değil, çünkü zaten bunları AKP değil, ben yaptırıyorum.

Şöyle ki… O yollar, o hızlı trenler, o çevreyolları AKP’li bakanların veya milletvekillerinin cebinden değil, sizin bizim ödediğimiz vergilerle inşa ediliyor, raylara çıkarılıyor, projelendiriliyor.

Bana benim paramla kim olsa hizmet yapar.


***


Buna mukabil…

CHP’nin her fırsatta “Laiklik elden gidiyor, şeriat geliyor” söylemleri de zerre kadar dikkatimi çekmiyor.

Çünkü şeriatla yönetilen ülkelerde yaşam hakkı olmayacağını bilen küresel sermaye ve küresel sermayenin ağababası Amerika’nın Türkiye’de şerait kurallarıyla iş yapacak bir yönetime izin vermeyeceğini şu kıt aklımla ben bile bilirken, CHP’nin koca koca profesörlerinin ve akademisyenlerinin hâlâ nasıl olup da aynı teranelerle karşımıza çıkıyor olmalarını, aklımızla alay etmek olarak yorumluyor ve CHP’ye de basıyorum mesafeyi.


***

Her ne kadar Çözüm Süreci adı verilen şu garip dönemde saldırılar azalsa da, MHP’nin de terör örgütü ve şehitler üzerinden hamaset edebiyatı yapıp bunu oya ve sandığa tahvil etme çabasına irrite oluyorum.


***

CHP’nin “Şeriat gelecek, laiklik elden gidecek” söylemlerini, MHP’nin de “Eşkıya dünyaya hükümdar olacak, vatan parçalanacak” edebiyatını, hayli kurnaz ve Türk siyaseti ölçeklerinde hayli ileri görüşlü olduğu aşikar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP ile MHP’nin eline verdiği birer oyuncak olarak adlandırıyorum.

CHP ile MHP’nin “Laiklik” ve “Vatan Millet Sakarya” nutuklarıyla tabandaki hazır kitleyi elde tutmaya çalışırken, AKP’nin neler neler yaptığını gördükçe de bıyık altından gülüyorum ve her seçim “evde kalmış kız kurusu” olarak adlandırdığım pek sevgili ‘oy’uma içimden şöyle sesleniyorum: “Otur kızım oturduğun yerde. Sana bu sene de talip yok!”