Havalimanları esas olarak uçaklar ile bunların yolcu ve yüküne verilecek hizmetler için düzenlenen alanlardır. Hava ulaşımının başladığı ilk yıllarda, mümkün olduğunca şehir dışına yapılan havalimanları, gerek bulundukları bölge...
Havalimanları esas olarak uçaklar ile bunların yolcu ve yüküne verilecek hizmetler için düzenlenen alanlardır. Hava ulaşımının başladığı ilk yıllarda, mümkün olduğunca şehir dışına yapılan havalimanları, gerek bulundukları bölge gerekse hizmet verdikleri kent ile bütünleşik yapıda düşünülmemiştir. Buna rağmen, havalimanları çevresi, sağlanan altyapı kolaylıkları bağlamında kendi kendine gelişmiştir. Bu gelişme, havacılık faaliyetleri ile bağlantılı olduğu kadar farklı birçok faaliyeti de bu bölgelere getirmiştir. Sonuçta havalimanı çevresi, uçak gürültüsü, hava kirliliği vb. diğer olumsuzluklara rağmen gelişmiştir, değer kazanmıştır.
Günümüzde hava yolu ulaşım faaliyetleri artık sadece havalimanı içindeki tesislerle kısıtlı olmayıp çevresi ve de hizmet verdiği kent ile birlikte değerlendirilmesi ve şekillendirilmesi gereken bir hale gelmiştir. Diğer bir ifade ile havalimanları ticaret odağı haline dönüşmüştür. Günümüz havalimanlarının pek çoğu çevreleriyle bütenleşmiş, havalimanı faaliyetleri ile bütünleşik iş, sanayi ve lojistik merkezlerin ortasında yer almıştır. Bu yeni yapılanma, Airport City (Havalimanı Kenti), Aetropolis, Aviapolis gibi adlarla tanımlanmıştır.
Havalimanı kenti yaklaşımına en belirgin örnekler olarak Amsterdam Schiphol, Frankfurt, Dubai Al Maktoum, Hong Kong, Pekin ve Seoul Incheon Havalimanları gösterilebilir. Bu örneklere onlarcasını daha ekleyebiliriz.
Peki, havalimanı kentini farklı kılan özellikler ve sağlanan avantajlar nelerdir. Şimdi bunlara bakalım.
Öncelikle havalimanı kenti oluşumu için havalimanı uçak trafiği ve yolcu sayısının yeterli büyüklükte olması gerekmektedir. Yani, gerçekleşen trafik havalimanı çevresini ticari-sanayi faaliyetler için cazip hale getirmelidir. İkinci olarak da, havalimanının diğer merkezler ile düzenli/tarifeli sefer bağlantıları yeterince yaygın olmalıdır.
Konu üzerinde detaylı çalışmaları olan John Kasarda ve H. McKinley Conway gibi araştırmacılara göre, havalimanı kentleri üç farklı fiziksel alan üzerine kurgulanmalıdır. Merkezde yer alacak havalimanı tesisleri mevcut ve gelişecek uçak/yolcu trafiğini karşılayabilecek büyüklükte olmalıdır. Bu bölgenin çevresinde oluşturulacak ikinci halka içinde ağırlıklı olarak havalimanı faaliyetleri ile ilişkili yerleşimlere yer verilmelidir. İkinci halka, havacılık ve havacılık dışı ekonomik faaliyetlerin gelişimi açısından çok önemlidir ve buna uygun altyapının mevcut olması gerekir. Üçüncü ve dış halka ise ilk iki halkadaki faaliyetleri kent faaliyetleri ile bütünleştirecek hizmetlere uygun yapılandırılmalıdır. Buradaki en önemli konu gerek havalimanı-kent gerekse bu üç halka arasındaki çoklu ulaşım sisteminin oluşturulmasıdır. Özellikle havalimanı ulaşımında sadece kara yolu ulaşımı ile yetinilmeyip raylı sistem (tren, hızlı-tren veya metro) bağlantısının sağlanmasıdır.
Havalimanı kenti konsepti ekonomik ve sosyal gelişme tabanlı olup hizmet verilen bölge ve kentin yapısını doğrudan etkileyecek özelliktedir. Havalimanlarının sadece uçak-yolcu hizmetleri için kullanılan alanlar olarak görülmediği, bu faaliyetlerin beraberinde önemli ticari/sanayi hizmetlerin yaratılacağı varsayılan bir yaklaşımdır. Dünyadaki mevcut örnekler, havalimanlarının havacılık dışı faaliyetlere sağladığı katkıyı net bir şekilde göstermiştir.
Başarılı örneklere bakarak bir havalimanı kentinde bulunması gerekenleri aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.
-Havalimanı yerleşkesi, havalimanının mevcut ve gelecekteki uçak-yolcu-yük trafiğini karşılayacak büyüklükte olmalıdır (birinci halka),
-Havalimanı yakın çevresinde ve havalimanı ile kent arasında havalimanı ve de kent faaliyetlerini destekleyecek hizmet tesisleri (iş merkezleri, bankalar, vb), ticaret-sanayi tesisleri (öncelikle zamana duyarlı), lojistik tesisler ve sosyo-kültürel aktivite tesisleri ile uygun/yeterli yerleşim (konut) alanları bulunmalıdır (ikinci ve üçüncü halkalar) ve
-Tüm bu halkalar arasında çoklu ulaşım hizmetleri (kara yolu, demir yolu, metro) mutlaka olmalıdır (kolay ve hızlı ulaşım),
-Sistemin iyi işleyebilmesi için de, bölgesel gelişime esas bütüncül yaklaşım ve eşgüdüm kesinlikle sağlanmalıdır.
Havalimanı kentinin kazandırdıklarına gelince;
-Havalimanı, sınırları içinde yer alan iş-ticaret merkezleri ile çekim merkezi haline gelmektedir.
-Havalimanı çevresiyle birlikte gelişmekte, öncelikle hava ulaşımı ile bağlantılı ticari-sanayi faaliyetler artmaktadır (kongre turizmi, sağlık turizmi vb. dâhil).
-Ortak planlamayla sağlanan bu gelişim, havacılık dışı faaliyetleri de bölgeye çekmekte, bölge zenginleşmektedir.
-Birbiriyle bağlantılı olarak havalimanının uçak-yolcu trafiği artarken, bölgenin ekonomik ve sosyal gelişimi de artmaktadır.
Sonuçta, havalimanı kenti konsepti, havalimanları ve çevresi için “kazan-kazan” şartları oluşturmaktadır. Bunun sağlanabilmesi içinde ön koşul, şehir gelişim planları ile havalimanı ve çevresi gelişim planlarının (havalimanı master planları) birbirine uyumlu olmasıdır. Mevcut araziler planlı şekilde (yapılan ortak planlara uygun şekilde) tahsis edilmeli, gelişime esas rezerv alanların ayrılmasına dikkat edilmelidir. Sosyo-kültürel ve eğlence merkezleri oluşumu da önemli olup, golf alanları, moda merkezleri, eğlence merkezleri vb. yolcu sayısı artışının yanı sıra bölge gelişimine de büyük katkı sağlayacak özellikte olup örnekleri mevcuttur.
Bugün için çoğu mevcut havalimanı çevresindeki plansız gelişmeler sonucunda bu imkânı kaçırmış durumdadır. Yeni havalimanları ise, bu konsept düşünülerek planlanmaktadır.
Ülkemize gelince, ODTÜ YTM-MATPUM Araştırma Merkezi tarafından yakın geçmişte yapılan master plan çalışmalarında yeterli uçak-yolcu trafiğine sahip havalimanlarımızdan önemli bir kısmında bu fırsatın kaçtığı görülmüştür. Havalimanı çevresindeki yapılaşmalar, bırakın havalimanı kenti oluşturmayı, havalimanının gelişimini dahi kısıtlayıcı durum oluşturmuştur. Sadece Esenboğa Havalimanı için havalimanı kenti/kargo kenti oluşumu muhtemel görülmüştür (Kargo kentlerinden haftaya bahsedeceğim).
İstanbul’da yapımına başlanan 3. havalimanı, henüz çevresinde yapılaşma olmadığı için havalimanı kenti ve/veya kargo kenti oluşumu için uygun durumdadır. Bu konuda bazı çalışmaların yapıldığı bilinmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husus mevcut olup o da yapılaşmalar ile bölgenin ekolojik dengesinin bozulmaması gereğidir.
[Not; Bu yazımda, benim de katkı sağladığım ODTU Yapılı Çevre ve Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi (YTM-MATPUM) master plan çalışmalarından fazlasıyla yaralandım].
Haftaya kargo kentleri konusunu yazacağım.
Sağlıcakla kalın…