Merhaba değerli okurlarım. Bu hafta otizmli avukat olan Agony Autie bize otizmde sinir krizleri ve nedenlerini anlatacak.
‘Otizmde sinir krizleri, tipik öfke nöbetlerinden farklıdır. Nörolojik aşırı yüklemenin bir sonucudur. Vücut, bir savaş/kaç haline fiziksel olarak hazırlanır ve bu durumdayken çok fazla can sıkıcı stres hormonu salgılanır. Beynimiz kortizol, adrenalin salgılar, kalbimiz hızla çarpar ve kaslara iletilen kan miktarı artar. Yani savaş ya da kaç durumundasınızdır. İşin zor yanı, otizmli bireylerin pek çok şeyden ötürü çok fazla yük altındaymış gibi hissetmeleridir. Çünkü duyusal olarak hassas, bilişsel olarak aşırı yüklenmiş durumdayızdır. Adrenalin ve kalbinizin hızla çarpması sonucu, çok fazla terlersiniz. Ve düşünmeniz neredeyse imkansızdır. Ne dediğimi bile bilmiyorum. Hayatta kalmak için bu durumla savaşmak zorunda olduğumu hissediyorum. Bu neden oluyor? Tetikleyici unsurlar tatlım, tetikleyici unsurlar. Buz dağı teorisi: Hepimizin bir bilinci vardır ve bunun ötesinde sahip olduğumuz bilinçdışı ve bilinçaltımızda hafızalarımız ve gömmüş olduğumuz geçmiş travmalarımız yatar. Bir rutin bozulduğu için tetiklenebiliriz. Bunun dışına çıktığımızda endişeye kapılırız. Yani etrafımızdaki çok fazla şeyi, öngörülebilir olmaları için kontrol altına alırız. Bazı otizmli insanlar, sinir krizi geçirdiklerinde kendilerini kapatırlar. Tamamen donar ya da içlerine kapanırlar. Ve bunun şöyle bir his olduğunu biliyorum: bütünüyle uyuşursun. Tüm korkunç, kötü duygular üzerime çöker ve dilim kesilmiş gibi olabilirim. Bu durumdayken çoğu zaman bir saat kadar tek kelime etmem. Bundan bahsettiğimde bile öz uyarım davranışlarına başvurasım geliyor! Çünkü bu fiziksel bir tepkidir. Aksini yapmak otizmli yakınınızın elinde değildir. Bu kasıtlı bir hareket değildir. Otizmli bireylerin yaşadığı sıkıntı ve travmaya uygun tepkiler göstermek, yetişkinler olarak bizim görevimizdir. Şu anlatacaklarımdan hangisinin daha faydalı olacağına bakalım. Bir sinir krizi geçiriyor, kendime vuruyor ve elime geçen her şeyi etrafa fırlatıyorum ve size, sizden nefret ettiğimi söylüyorum. Öyle mi, ben de senden nefret ediyorum ”Bence sen de matah bir şey değilsin!” “Davranışın iğrenç” "O hediyeyi sana asla vermeyeceğim Doğum günü partini iptal ediyorum!" Otizmli yakınınız, yaşadığı şeyin dünyanın sonu olduğunu ve kaybedecek hiçbir şeyi olmadığını hissettiği için bir savaş-kaç hali içerisine girecektir. Bu yüzden şunu deneyin: “Üzgün olduğunu biliyorum. Acı çektiğin için üzgünüm. Nasıl yardımcı olabilirim? Yapabileceğim bir şey var mı?" Uzaklaşmamı ister misin? Sessiz olmamı ister misin? Bir dakika yalnız kalmaya ihtiyacın mı var? Bir bardak su ister misin? Bana göstermek için bir kalem ve kâğıt ister misin? Bana bunu bir film ya da kitap üzerinden göstermek ister misin? Duygularını kâğıda çizerek göstermek ister misin?" Korktuğun şey nedir?" Otizmli yakınınıza hissettiği korkuyu, o anda size mantıklı gelmese bile anladığınızı, ne kadar korktuğunun farkında olduğunuzu gösterin. Bu tutumla savaşabilirler. Size "Elbette iyi değilim!" diyebilirler. Otizmlilere uygun şekilde, net, açık, mantıklı cümleler kurun "İyi hissetmediğini biliyorum..." "Üzgün olduğunu biliyorum" gibi... Ve bu sinir krizinin sizin de aşırı yüklenmenize sebep olduğunu hissediyorsanız, bir adım geri çekilin. Bu planlanmış bir kayıtsızlık değildir. Bu kendinizle ilgilenmek üzere bir şeyler içmek için uzaklaşmaktan farksızdır. Sıkıntı yaşayan bu kişiye yardımcı olmak adına hazırlıklı olmak için kendinizi yenilemektir. Ama savaş/kaç hali devreye girdiyse ve siz de onlarla mücadele ederseniz başarılı olmanız mümkün değildir. Sizin de kontrolü kaybettiğiniz bir durumdaysanız ve "neden daha iyiye gitmiyor?" diye soruyorsanız Kendinize şu soruyu sorun: Siz de bu sinir kriziyle mücadele ediyor musunuz? Eğer öyleyse, savaş/kaç durumuna girmiş birkaç kişi var demektir ve tüm bunların devre dışı bırakılması gerekir.’