İŞTAH açıktan farklı olarak sosyal çevreden (kültür, gelenek, sosyal baskı vb) besinlerden alınan hazdan (damak tadı, besinin lezzeti, tadı, kokusu, yapısı vb ) yeni besine duyulan merak ve spesifik besinler için duyulan aşırı isteklerden...
İŞTAH
açıktan farklı olarak sosyal çevreden (kültür, gelenek, sosyal baskı vb) besinlerden alınan hazdan (damak tadı, besinin lezzeti, tadı, kokusu, yapısı vb ) yeni besine duyulan merak ve spesifik besinler için duyulan aşırı isteklerden etkilenmektedir. Dışarıda yemek yeme, daha çok yağlı besinleri tüketmek, büyük porsiyonlar, sınırsız yemeyi teşvik eden açık büfeler obezitenin yaygın olacağı bir çevre oluşturmaya zemin hazırlamaktadır. Son 30 yılda obeziteyle ilgili iki baskın teori geliştirilmiştir. Dışsallık ve kısıtlamalar. Dışsallık (externality) teorisine göre; obez insan ve ratlar dış uyaranlara karşı tepkisel (zaman, besin bulunurluğu, kalitesi, çeşitli olayların etkisi ) ve içsel açlık, doygunluğa karşı daha az hassaslardır. Bu nedenle obezite, hoş ve besinlerin kolay bulunabildiği bir ortamdaki aşırı yeme davranışının neden olduğu ya da destek olduğu bir olgudur. Yeme davranışları üzerine iç uyaranlara karşı dış uyaranların nasıl geliştiğini anlamak çok da zor değildir. Genellikle ebeveynler tarafından desteklenir. Günün büyük bir bölümünde çocuklar aç değilken onları yemeye zorlamak ve açken engellemek gibi. Aslında bebek ve çocukların enerji alımındaki regülâsyonları oldukça iyidir ve büyüdükçe dış uyaranlara daha açık hale gelirler.
Yemek yeme ve belirli besinleri yemeye karar vermek kişiye ve duruma göre değişiklik gösterir. Bireylerin yaşamları süresince besinlerden aldıkları zevk ve besinlerle ilgili düşünceleri farklılık gösterir. Tüm bunların etkileşimi sonucunda birey spesifik besin yada yemeye yönelir. İnsanoğlunun öğrendiği ve hoşlandığı bir duyuyu unutma yüzdesi çok düşüktür ve bunun en yaygın örneği şekerdir.
Yapılan bir araştırmada obez kadınların şeker ve yüksek yağlı besinlere karşı daha düşkün olduğunu göstermiştir. Toplu ve obez bireylerin enerjisi yüksek besinlerden çok fazla hoşlanmakta ve daha çok tercih etmektedirler ki bu obezitenin gelişmesi ve sürdürülmesine sebep olmaktadır.
Şu çok iyi bilinmektedir ki bazı besinler alımı uyarır ve arttırır. Bu olay “sensory spesifik doygunluk ” olarak adlandırılır. Yapılan bir çalışmada bireylere bir pastayı sevdikleri tek şekil dışında üç farklı şekille sunduklarında alımların %14 oranında arttığı bulunmuştur. Dış uyaranlardan görme beyindeki mekanizmayı etkileyerek besin alımını sonlandırabilir. Görme duyusunun kaldırılması sefalik fazı etkileyerek yeme arzusunu sonlandırır.
Eski bir İsviçre sözü olan "gözünle yeme" yemenin gastrointestinal sistemden beyne iletilen fizyolojik uyarılardan çok görme uyarılarıyla oluşan iştahla yönetildiğine dair iyi bir örnektir. 18 obez birey üzerinde yapılan görmenin yenilen yemek miktarına olan etkisinin araştırıldığı çalışmada bireylere standartlaştırılmış yiyecekler gözü açık ve kapalı iken sunulmuştur ve sonrasında doygunluk hisselerini ve açlık seviyeleri ölçülmüş. Sonuçta bireylerin gözleri kapalıyken alımlarının %24 oranında azaldığı görülmüştür.
Besin seçimiyle ilgili olarak litaratür cevaplara yoğunlaşmış ve şöyle bir olaylar zincirinin olduğu varsayılır. Tat tercihi besinden hoşlanma besini satın alma ve tüketme . Her ne kadar besinden alınan zevk besin tercihi için önemli olsa da besin tercihleri ve yeme davranışına çok az etki etmektedir. Aslında kilo kontrolündeki zorluk yemeden alınan zevkten farklı olarak yeme ile ilgili uyaran ve güdü arasındaki problemden kaynaklanmaktadır. Yaşam süresince bireyin sosyoekonomik düzeyi, kültürel çevresi ne tür duyusal tecrübeler yaşayacağını belirler. Başka bir deyişle bunlar hangi besinlerin hangi sıklık ve koşullarda yenileceğine karar verir.
Yapılan kesitsel çalışmalar diyet çeşitliliğindeki artışın insanlarda enerji alımını ve vücut yağını arttırdığını göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde düşük sosyoekonomik düzeydeki gruplarda obeziteye sık rastlanırken, gelişmekte olan ülkelerde ise yüksek sosyoekonomik düzeydeki bireylerde daha çok rastlanmaktadır.