DÜN sabah, ATV'den Tolga Kaynar, Kanal A'dan Mustafa Sucu, Haber Alanya'dan Emine Deviren ve Kemal Cengiz, Alanya Adres'ten Hilal Önel ve Yeni Alanya'dan Erkan Uysal ile birlikte, Atatürk Caddesi üzerindeki Pause Çıtırım Pastanesi'nin...
DÜN sabah, ATV’den Tolga Kaynar, Kanal A’dan Mustafa Sucu, Haber Alanya’dan Emine Deviren ve Kemal Cengiz, Alanya Adres’ten Hilal Önel ve Yeni Alanya’dan Erkan Uysal ile birlikte, Atatürk Caddesi üzerindeki Pause Çıtırım Pastanesi’nin önündeki masada oturmuş çay keyfi yapıyoruz.
Bu arada hem çayımı yudumluyorum, hem de gözüm bir yandan saatimde.
Çünkü, az sonra, hep birlikte Kestel Belediyesi’ne gideceğiz, MHP’nin Alanya Belediye Başkan Adayı olan Kestel Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ile Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkan Yardımcısı ve Alanya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı Mehmet Ali Dim’in buluşmasını görüntüleyeceğiz.
Tam “Geç kalmadan kalkalım mı?” modundayken, Cuma Pazarı tarafından, ağır adımlarla, yanında Dizdaroğlu Ticaret’in ortaklarından Erdal Dizdaroğlu ile birlikte Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu’nun geldiğini gördük.
***
“Buyrun başkanım, bi acı kahvemizi için” demeye kalmadan Sayın Başkan masamızı şereflendirdi, üstelik belediye personeli için satın aldığı iki kutu çilek ile nergis çiçeklerini de masaya koyuverdi.
Basında kendisiyle ilgili olumsuz köşe yazısı ve haber görmekten hoşlanmadığını bildiğim için ve bunları Alanya’da imal eden nadir gazetecilerden biri olduğum için, ikimiz de bir süre göz göze gelmemeye özen gösterdik.
Sonra sanıyorum ikimiz de dayanamamış olacağız ki, bir ara göz göze geldik.
Gözünü kaçırmadı, yüzüme dikkatlice baktı, “Efe, bıyık hiç yakışmamış” dedi.
Ne diyeyim.
Sözü havada asılı kalmasın diye “Teşekkür ederim başkanım” dedim.
Sonra, “Bıyıkların ucu biraz aşağı sarkmış” diye imalı bir göndermede bulundu.
***
Laf lafı açtı, masaya koyduğu poşetten bir kutu çileği çıkarıp masadaki biz gazetecilere ikram etti.
O sırada karşı kaldırımdan Alanya’nın diğer meşhur Hasan Sipahioğlu’su beliriverdi.
Tanıyanlar bilir, bilmeyenler için anımsatalım.
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nun eniştesi, Osman Çavuşoğlu’nun damadı, şu sıralar CHP’nin Alanya Belediye Başkan Adayı Şefik Türktaş’ın adeta sağ kolu gibi çalışan Genç Alanya Grubu’nun gelecek vaat eden genç başkanı Gökhan Sipahioğlu’nun babası, Türkler beldesinin tanınmış simalarından Hasan Sipahioğlu, adaşı ve akrabası olan Hasan Sipahioğlu’nu görünce masamıza yöneldi, selam verdi ve gelip yanımda durdu.
“Buyur Hasan Bey, bi çay ikram edelim” dedim, teşekkür etti, sonra akrabası ve adaşı Hasan Sipahioğlu’na dönüp beni göstererek, “Başkanım. Ben bu çocuğu çok seviyorum. Harbi ve delikanlı bir gazeteci. Her gün ilk bunu okurum” dedi.
***
Türkler’in Hasan Sipahioğlu’sunun bu sözleri Alanya’nın Hasan Sipahioğlu’sunun pek hoşuna gitmemiş olacak ki, bir an durdu, gözlerini adaşının gözlerine dikti, masada derin bir sessizlik oldu ve Alanya’nın Hasan Sipahioğlu’sunun dudaklarından şu sözler dökülüverdi: “Sen seviyorsun da, ben niye sevemedim bilemiyorum.”
Aşağı yukarı 20 yıldır tanışırız, 20 yıldır seviyeli bir siyasetçi-gazeteci ilişkimiz var, ama Bay Başkan beni sevmediğini ve haz etmediğini, ilk kez, hem de gazeteci arkadaşlarımızın yanında itiraf ediyordu.
(Satır arası not: Hasan Başkan’ım beni sevmiyor olabilir ama ben onu çok seviyorum. Ciddiyim. En ufak yalanım varsa Hüseyin Güney’e oy vermek nasip olmasın)
Neyse, lafı fazla uzatmayayım.
Hasan Başkan’ımın sevgisinden mahrum bir şekilde çayımı içip çileğimi yedikten sonra müsaade isteyip Kestel’e gitmek için gazeteci arkadaşlarla arabamıza binip yola çıktık.
***
Bu esnada beni sevmediğini direkt yüzüme, üstelik gözlerimin içine bakarak söyleyen Hasan Başkan’ım, elinde bizden geriye kalan bir kutu çilek ve nergis çiçekleriyle karşıdan karşıya geçiyordu ve arabanın direksiyonunda ben olduğum için aniden frene basıp Hasan Başkan’ıma elimle “Buyrun geçin” işareti yaptım.
Eliyle teşekkür edip karşıdan karşıya geçmişti ki, şoför mahallindeki camı açtım, herkesin duyabileceği yüksek bir sesle, “Başkanım” diye seslendim.
O an benim için kâinat birkaç saniyeliğine durmuş gibiydi. Adeta kuşlar havada asılı kalmış, rüzgâr esmiyor, yaşayan tüm canlılar birkaç saniyeliğine donmuş gibiydi.
Durdu, bana dönüp “N’oldu?” der gibi bakınca, “Başkanım, gördünüz di mi, nasibimde size yol vermek de varmış” deyince “Yapma yaa” deyip tebessüm etti ama bu sözlere şaşırdığı çok belliydi.
***
Sonra ne mi oldu?
Camı kapatıp yoluma devam ettim.
Yazının başlığında dedim ya, 38 yaşımdayım, kör topal 20 senelik gazeteciyim, nasibimizde, Alanya’yı 1999’dan beri yöneten, o beni sevmese de benim onu çok sevdiğim Belediye Başkanı’na yol vermek de varmış.
Bugünlük bu kadar.
Kalın sağlıcakla.
(DİP NOT: Köşe yazımı internetten okuyanlar, Yeni Alanya’nın e-gazete sekmesinden 10. sayfadaki köşe yazıma bakarlarsa, Sipahioğlu’na otomobilimle yol verdiğim anı yansıtan ve Haber Alanya’dan Politika Muhabiri Kemal Cengiz’in ölümsüzleştirdiği fotoğrafı görebilirler.