MEVLANA hazretleri

MEVLANA

hazretleri "Fihi Ma Fih" adlı eserinde der ki;

"İnsan iki şeydir."

"Kuvve-i hayvaniyede mündemic olan şey şehevattır ve arzulardır."

"Amma onun hülasası ve gıdası olan şey, ilmü hikmet ve didarı Hak'tır."

Yani denilen odur ki;

İnsan iki şeydir, biri hayvandır, diğeri insan.

Hayvan olan arzuları arar. Çünkü gıdası odur.

İnsan olan Hakk'ı arar. Çünkü onun gıdası da O'dur.

Hakk'ı arayan ilmin de peşindedir.

Çünkü bilginin kendisi Yaratan'dır.

Taha suresi 114. ayet şöyle der;

"Rabbim! Artır beni ilimce."

Büyük alim İbn Arabi "Fütuhat-ı Mekkiyle" adlı eserinde bunu şöyle açıklar:

"Kastedilen, çokluğun birliği hakkındaki bilgisinin artması için ilahla ilgili bilgideki artıştır."

"Allah'tan bilgi alanın sözü nasıl tükenir."

"İşte bu, zat tecellisini müşahededen kalp için meydana gelip, oradan sırr'a, ruha ve nefse yayılan bilgidir."

Her ne kadar bu ayette Peygamber efendimize (SAV) yönelik bir söylem olsa da,

Müslümanların lideri sıfatıyla O'nu izlemek bizlerin görevidir.

Bilgiye erişmekteki amacımız Allah'ı (CC) daha iyi anlamak,

O'nu her yönüyle tanımak,

İnsanlardan ne beklediğini kavramaktır.

Hangimiz tanımadığımız biri ya da bir şeylere güvenebiliriz?

Hangimiz anlamakta zorlandığımız birine ya da bir şeylere inanabiliriz?

Tanımadığımız birini başkasına sorsak bu bilgi yeterli midir?

O şahsı tanımış olur muyuz?

Bizden borç isteyen birini araştırırken,

Bunun için zahmete girmekten sakınmazken,

Allah'ı (CC) başkalarından öğrenmeye çalışıyoruz.

O'nu tanımak için kulaktan dolma bilgilerle yetiniyoruz.

Gönderdiği ve kendisini insanlara tanıttığı kitaplardan uzak duruyoruz.

Yeryüzünde onu anlatan her şeyi görmezden geliyoruz.

Neden?

Çünkü bilgi zahmetlidir, çaba ister.

Fakat bilginin kaynağı da Allah'tır (CC).

Ve o kaynak, bilgiyi arzu edeni O'na götürür.

- DEVAM EDECEK -