Resmi verilere göre son 6 yılda 17 bin vatandaşımız intihar ederek hayatlarına son vermişlerdir. Üzülerek ifade ediyorum ki bu intiharların neredeyse tamamı ekonomik nedenlerdendir. Eskiden de intiharlar olurdu ama son yıllardaki kadar zirve yapmamıştı....

Resmi verilere göre son 6 yılda 17 bin vatandaşımız intihar ederek hayatlarına son vermişlerdir. Üzülerek ifade ediyorum ki bu intiharların neredeyse tamamı ekonomik nedenlerdendir. Eskiden de intiharlar olurdu ama son yıllardaki kadar zirve yapmamıştı. Ekonomik çıkmaza giren vatandaşlarımız bunalarak maalesef bu yolu seçmektedirler. Yine pek çok insanımız sanırım intihar sınırındadır. O durumda olanlara, Allah yardımcıları olsun diyoruz. Temennimiz hiç olmaması.Yine bildiğiniz gibi toplumumuz bir şiddet toplumuna dönüştü. Acaba neden? Tabi ki asıl neden ekonomik bunalımdır. Başka izahı olamaz. Zira icra dairelerindeki dosyaların ne kadar arttığına bakarsak, bankalara vatandaşlar son yıllarda ne kadar borçlanmış, geçmişle kıyaslarsak tablo apaçık ortaya çıkar. Dahası borçlarından dolayı “Taahhüdü ihlal”den dolayı ne kadar insan şu anda ceza evlerinde yatmaktadır vs. vs. vs. Bütün bunları geçmişle kıyaslarsak “Türkiye’nin ne kadar ilerlediğini” rahatlıkla görürüz. Hatta ilerleme grafiğinin ne tarafa doğru olduğunu daha iyi anlarız. Dünyanın en pahalı petrolü bizde. Dünyanın en ağır vergi, harç ve cezaları bizde. Yeni gelecekler hariç şu anda vergi, harç ve cezaların toplam kalemi 145 adetten ibarettir ki hiçbir ülkede bu kadar çeşit vergi, harç ve ceza kalemi yoktur. Bir zamanlar dünyaya tarım ve hayvan ürünlerini biz satardık şimdi ise dışarıdan almaktayız. Hem de uyduruk tarım ve hayvan ürünlerini alıyoruz. Yani yılın sekiz dokuz ayı zeminde karla kaplı olan sert karasal iklimin hakim olduğu Polonya, Moldovya vs. gibi ülkelerden hayvan ürünleri ithal ediyoruz. Tarım ve hayvancılığımızın geldiği nokta utanç tablosudur. Elbette Türkiye’yi sanal olarak ilerletenlerin sayesinde. Oysa ülkemiz tarım ve hayvancılıkta dünya devler liginde olmalı idi. Zira ülkemizin potansiyeli hiçbir ülkede bulunmayacak kadar zengindir. “Çok şükür ihracatımız 120 milyar dolarla rekor kırdı” diyen sayın zatı muhterem nedense hiç ithalattan bahsetmiyor. Oysa ithalat 200 milyar doların üzerindedir. Açık 80 milyar doların üzerindedir. Ayrıca şunu da belitteyim ki 120 milyar dolarlık ihracatın gerçek payı 43 milyar dolardır. Diğer kısmı ise dışarıdan aldığımız malın işlenerek tekrar dışarıya satılması ile olan bir ihracat türüdür ki gerçekçiliğini siz de takdir edersiniz. Yılbaşında memura verilen küçücük maaş artışının hala ödenememesinin altında yatan asıl neden hazinede kaynak olmayışıdır. Gerisi kocaman bir yalandan ibarettir.İşte biz böyle “kalkınıyoruz” dostlar. Yolsuzluk ekonomisiyle devralınan ve bir kısmı da sindirilen medyanın yalan kalkınma haberleri ile kalkındıkça kalkınıyoruz. Gerçekten ortada bir kalkınma olsa da anlatsak. Nerede bu kalkınma hemşerim? Her şey sanaldan ibarettir. Rakamlar hep hayalidir. Ha kalkınan bir şey var. İnsaflı olalım. Kalkınan yakınlar ve yandaşlar. İşte kalkınma burada. Kendileri kalkındıkları için, hem de misli misli servet yaptıkları için ülkeyi ve vatandaşları da kendileri gibi sanıyorlar. İşte kalkınma yalanlarının aslı budur. Allah aşkına hiçbir büyük tesisi veya işletmeyi hizmete açtıklarını gördünüz mü? Satmaktan başka bir şey biliyorlar mı? Acaba sata sata bu satmanın sonu nereye varacak dersiniz. Derdim çok ama çok büyük dostlarım. Siz söyleyene değil, söyletenlere bakınız. Bu arada demokrasimiz de çok ilerlemiş! Onu da yazdığım bir dörtlükle anlatayım. Demokrasimizin nasıl ilerlediğini sonra detaylarıyla anlatırım.

Sayenizde ilerlemiş demokrasimiz!Ne olacak bilinmez ki ahvalimizDemokrasiden vazgeçmektir hayalinizBu nedenle mi törenleri iptal ettiniz?