"

İNSANIN

başına gelen en ciddi kötülük ve belaların en başta gelen kaynağı yine insanın kendisidir" der Alman filozof Schopenhauer ve devam eder: "Bir taş parçası ne kadar altına dönüşebilirse, kötü insanlar da o kadar iyiye döndürülebilir."

Alman filozofun Kur'an'ı okuyup okumadığını bilmiyorum ama sözlerine itirazsız katılıyorum. Çünkü 1400 yıl evvel gelen Kur'an ayetleri bu sözleri çok önceden zaten söylemiştir. "Evet kim bir kötülük yapmış da günahı kendini her taraftan kuşatmış ise, işte öyleler ateş ehli, hep onda ebedidirler" diyen Bakara Suresi, 81. ayet bunlardan sadece birisidir.

Benim filozofa ekleyeceğim şey ise "Altına dönüşemeyen" taşın, kötü akıl taşıyan insanlarla kıyaslanamayacak nitelikte insanlığa faydalı olmasıdır. Unutmamalıdır ki altına dönüşemeyen taş, tekerleğe ve çeşitli eşyalara dönüşerek bin yıllar önce insanlığa yeni bir ufuk açmıştır. Yontma ve cilalı taş devirleri modern insanın habercisi olmuştur. Oysa kötü akıl taşıyan insanlar tarihin her döneminde insanlığın yüz karası olarak boy göstermişler ve göstermeye de devam etmektedirler.

İyi akıl ve kötü akıl sahipleri dışında İslam'ın üzerinde durduğu bir akıl sahibi daha vardır. O da aklı hiç kullanmayanlar. Aklı kullanmayanlara dair Kur'an'da onlarca ayet mevcuttur. Bunlar aklı kötü yönde kullanmasalar da iyi yönde de kullanmazlar. Ancak İslam'a göre bunların kötü akıl sahiplerinden hiç farkları yoktur ve bunlar da aklı kötü yönde kullanmaya meyillidirler.

Halk arasında "beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın" atasözünü benimseyen bu aman sendeciler veya bencil diye tanımlayacağımız bu kişiler de aklı kötü kullanmaya her an hazır durumdadırlar. Dostum dediklerinin bile en küçük yanlışlarında saldırmaya, kendi çıkarlarına ters düşen bir şey olduğunda kötülüğe, fakat en yakınına bile bir şey olduğunda vurdumduymazlığa yatkındırlar. Bu durumda dahi aklı kullanmayıp içgüdüsel hareket ederler veya dini anlamda söyleyecek olursak hayvani nefsin dürtüsüyle eyleme geçerler.

"Baksalar ya kendilerinden evvel geçenlerin akıbetleri nasıl olmuş? Ve elbette ahiret evi korunanlar için daha hayırlıdır! Ya hala aklınızı kullanmayacak mısınız?" diyerek bu insanları uyaran Yunus Suresi, 109. ayet, aynı zamanda geçmişte yaşayan insan ve toplulukların akıbetlerini onlara örnek vermiştir. Umulur ki bu insanlar da verilen örnekleri görüp bir an önce akıllarını başlarına alsınlar ve aman sendecilikten vazgeçsinler.

Buraya kadar anladığımız şey şudur ki; yüce Mevla biz insanlardan aklımızı iyilik yönünde kullanmamızı, kendimize, ailemize, çevremize, toplumumuza ve tüm insanlığa faydalı şekilde akıldan istifade etmemizi istemekte ve aklı biz insan soyuna bu nedenle verdiğini ifade etmektedir.

- DEVAM EDECEK -