İskele ile ilgili gelişmelere rezalet dememin nedeni, oradaki uygulama değil. Aslında, balıkçı barınağının yer seçiminde yanlışlık var. Alanya'da Yat limanı kent dışında, Balıkçı Barınağı ise kentin göbeğinde. Hem de, kentin...

İskele

ile ilgili gelişmelere rezalet dememin nedeni, oradaki uygulama değil.

Aslında, balıkçı barınağının yer seçiminde yanlışlık var.

Alanya’da Yat limanı kent dışında, Balıkçı Barınağı ise kentin göbeğinde.

Hem de, kentin en gözde ve tarihi dokusunun içinde.

Alanya’da balıkçılık yapan var mı?

İnanın bilmiyorum.

Bildiğim, kimi vatandaşlar sahilde olta ile balık avlıyor.

Kimi de, kayıkla biraz açıklarda takılıyor.

Öyle Karadenizliler gibi büyük balıkçılara şahsen ben rastlamadım.

Yoksa ben mi yanılıyorum?

Ülkemizde, yasama, yargı ve yürütmenin bağımsızlığından söz edip durur, bununla da övünürüz.

Bu üç yapı da, giderek yozlaşıp bozulup kokuşmaya başladı gibi geliyor bana!

Alanya Belediyesi'nin Mayıs ayı meclis toplantısını izledim.

İskele konusunda, meclis üyeleri de, Başkan Yücel de ciddi ölçüde rahatsız.

Rahatsızlıklarının hangi boyutlara vardığına bir fiil şahit oldum.

Yürütmenin yani Alanya Belediyesi ile Kaymakamlığın yargı karşısında eli kolu bağlanmış.

Yapacakları bir şey olmamasından dolayı, oldukça tepkililer.

Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, bu konuda gerekli açıklamaları yaparak tepkisini ortaya koymaktan öte bir şeyler yapamamanın üzüntüsü içinde.

Kamuoyu derseniz, her konuda olduğu gibi, bu konuda da duyarsız.

İdeolojik ya da siyasi içerikli birlikteliklere dayalı örgütsel eylemler gündeme gelmedikçe, herkes sus pus!

Yargıya da bir şey demek mümkün değil.

Yasalar çarpık olunca, uyanıklar da, bu çarpıklıklardan olabildiğince yararlanmasını biliyorlar.

Ne yaparsın.

Burası Türkiye.

Bu ülkede, olmaz diyeceğin her şeyin, bir olurunu bulmak mümkün!