Günümüzde bilim akıl almayacak boyutlara tırmanmasına rağmen, evrensel fenomenlerin gizeminin karmaşası hala tam anlamıyla anlaşılabilmiş değil. Evrenin derinliklerine inildikçe, derinlik giderek belirsizleşirken, insanoğlunun anatomisi incelendikçe...

Günümüzde bilim akıl almayacak boyutlara tırmanmasına rağmen, evrensel fenomenlerin gizeminin karmaşası hala tam anlamıyla anlaşılabilmiş değil.

Evrenin derinliklerine inildikçe, derinlik giderek belirsizleşirken, insanoğlunun anatomisi incelendikçe de, bir anlamda bir evrensel boyut kazanmaya başladı.

İşte, yaratılan her şeyin mükemmelliği ve birbirine olan bağlantılı uyumu karşısında insan, yaratılan bu şahane eserin bir yaratanı olması gerektiği gerçeğinden yola çıkarak, Yaradan’ın bu büyük eserine, iki farklı açıdan bakıp, iki farklı yorumla yaklaşıyor.

Birinci bakış açısı bilimsel.İkincisi ise dogmatik.Bilimsel arayış, yaratılan her şeyin gizemini ve mükemmelliğini en kapsamlı, en doğru ve en anlamlı bir biçimde ortaya koyarken, Yaradan’ın da ne denli ulaşılmaz olduğunu net bir biçimde ortaya koyabilmekte.Aslında, Yaradan’ın kitapları, evrendeki tüm canlı ve cansız varlıkların ta kendisi. Bilim bu kitapları araştırıp okuyarak, Yaradan’ın hem büyüklüğünü ortaya koyuyor, hem de evrenin gizemlerini çözmeye çalışıyor.Dogmatik bakış ise, kimi uyanıkların, belli bir kolaycılıkla, bu mükemmelliği, bilimsel temelden uzak, en basit bir biçimde zihinsel olarak olarak ya da bir sürü masal, hikaye efsane ve ritüellerle süsleyerek, Yaradan’ı başka türlü tanımlayıp, Yaradan üzerinden belli egemenliklere ulaşma çabası içindeler gibi geliyor bana!!Bazı dinsel öğretilerde, Allah’la kul arasına girilmemesi öğütlenirken, uygulamada, yatırlardan medet umulmasının anlamını anlamak mümkün değil!Dinsel öğretiye göre, ruh ve bedenden söz edilirken, bedenin hiçbir anlamı olmadığı, ölümden sonra ruhun anlam kazanmasından söz edilirken biz, mezarlıklara gidip, hakkın rahmetine kavuşmuşlardan medet umma saçmalığı içine girerek, bir anlamda, Yaradan’a da şirk koştuğumuzun farkında bile değiliz!

Dünyada bu kadar çok farklı inançların olması bile, bizi en küçük araştırmaya, sorgulamaya götürmezken, Yaradan’la ilgili bireysel özlemlerimizle, inançlar anlamındaki çeşitliliği ve çelişkileri belli bir teslimiyetle sorgulamazken, Yaradan’dan ne denli uzaklaşıp uzaklaşmadığımızı bile düşünmekten çok uzağız!