Sayın Başbakan, inançlı gençlik yetiştirmekten söz ederken, nasıl bir inançtan da söz ettiğini açıklaması gerekir gibi geliyor bana! Eğer Müslümanlığı temel alan dini bir inançtan söz ediyorsa, o zaman insana sorarlar, gençlik hangi...

Sayın Başbakan, inançlı gençlik yetiştirmekten söz ederken, nasıl bir inançtan da söz ettiğini açıklaması gerekir gibi geliyor bana!

Eğer Müslümanlığı temel alan dini bir inançtan söz ediyorsa, o zaman insana sorarlar, gençlik hangi Müslüman’a benzemeli?

El Kaide, Hizbullah, Hamas ve daha birçok teröre bulaşmış, Allah’ın yarattığı insanları gözlerini kırpmadan öldürebilen militanlar yetiştiren örgütlerdeki gençlik de bir anlamda inançlı gençlik olarak kendilerini kabul etmiyorlar mı?

PKK terör örgütünde yer alan kadrolar, buradaki gençleri hangi inançla canavar haline getirip insanlıktan çıkarabiliyor?

Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, Müslümanların Müslümanları şu ya da bu saçma gerekçelerle öldürdüklerini görüyoruz.

Filistin’de Hamas’la Filistin Kurtuluş Örgütü taraftarları aynı dine ve aynı etnik kökene sahip oldukları halde birbirlerini boğazladılar.

Irak’ta Sünni–Şii çatışması hala devam ediyor. Suriye’de Esat kendi halkını bombalamaktan çekinmiyor.

Mevlana da Müslümanlığı temel alan bir öğretiyi bu topluma sunmuş. O’nun öğretisinin temelinde de sevgi var. Kim olursa olsun, neye inanırsa inansın dergahına çağırıyor.

Sayın Başbakan kimi açıklamalarında, "Dinsel, mezhepsel ve de etnik temelli milliyetçilik yapmayacağız" dediğine göre, gençliğimizi hangi inanç doğrultusunda yetiştirmek istediğini de bir an önce açıklaması gerekir.

Küçük yaşta çocuklara dini eğitim vermeye kalkmak, bir anlamda bu gençliğin, daha dünyayı ve dünya gerçeklerini anlayamadan ölüm sonrasına yani ahirete hazırlanmaları anlamına gelmez mi?

Bir ülkenin kalkınabilmesi için, sanayileşmesi, sanayinin de en ileri teknolojiyle donatılması yani bilimin öne çıkarılması gerekmez mi?

İnanç toplumun değil bireyin tercihidir. İmam Hatip Okullarını bu kadar önemsemenin ve de yaygınlaştırılmasının anlamı ne olabilir? Bir birey, inancını kendi belirlemeli, kendisi öğrenmeli ve de kendisi o inancı yaşamalı.

Kimse kimseye özellikle de devlet hiç kimseye bir inancı dayatmaya kalkmamalı.

Komünist ülkelerde dinler yasaklandı da ne oldu?

Bu da bir başka inancın dayatılmasıydı.

Bugün tüm bu ülkeler, geleneksel dini inançlarını yaşayan insanlarla dolu.

Bir ülkede yaşayan insanların belli bir refah seviyesini yakalayarak, huzurlu bir ortamda insanca yaşayabilmesi için, önce dünyalı ve insan olmaya odaklanarak, belli bir kültürü edinerek, ülkesine ve ülke insanına yararlı olabileceği bir mesleği en iyi şekilde yerine getirmesi, insanlara saygı duyması ve sevmesi, toplum için önemli ve de yararlı olan örf, adet ve geleneklerini en güzel şekilde yerine getirirken, soygundan, vurgundan, onu bunu dolandırmaktan, sahtekarlıktan uzak durarak dürüst bir birey olarak toplumun bir parçası olarak, hem ülkesine hem de birlikte yaşadığı insanları sahiplenmeli, onlara en küçük kötülük yapmaktan özellikle kaçınmalı.

Benim anladığım kadarıyla, ne yapacağını ve ne yapmaması gerektiğini bilen mükemmel gençlik budur.Önemli olan, gençliğin insan olması, insanlığa zarar verme yerine insanlığa saygı duyarak yararlı olmasıdır.