BU yazımıza başlamadan önce şunu mutlaka yazmamız gerekirdi: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Atamızı, tüm şehitlerimizi ve demokrasimize değer veren büyüklerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Mayıs ayına girmekte...

BU

yazımıza başlamadan önce şunu mutlaka yazmamız gerekirdi:

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Atamızı, tüm şehitlerimizi ve demokrasimize değer veren büyüklerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

Mayıs ayına girmekte olduğumuz bugünlerde, tarihimizin en hızlı seçim gününü de öğrenmiş bulunmaktayız.

Evet, 24 Haziran günü seçime gideceğiz, hemen öbür ayın sonunda.

Daha önce hatırlarsanız 7 Haziran seçimleri sonrasında hükümet kurulamamış, akabinde AKP yeniden seçim kararı almıştı.

O zaman bile seçimler 1 Kasım’da yapılmıştı.

Yani arada 3 aylık bir süre vardı.

Bu kez, ortada bir hükümet var, hatta bir ittifakı olan parti bile var, buna rağmen seçimler tam 2 ay sonra.

Buna karşın, artık alınmış bir karar olduğuna göre önümüze bakmamız lazım.

Haziran seçimleri bize neler getirecek ve neler götürecek?

*

Öncelikle, bu baskın seçimde nasıl oy kullanacağımızı kısaca tarif edelim.

Çünkü sokakta gördüğüm birçok kişi, “Bu vereceğimiz oy ne seçimi olacak, nasıl vereceğiz, kaç oyumuz var” diye haklı şekilde soruyor.

24 Haziran’da bildiğimiz şekilde genel seçimlerin erkene alınmasını yaşayacağız.

Bu seçimde yerele veya belediyeye ilişkin bir oy kullanmayacağız.

Aynı seçimde hem milletvekilleri hem de Cumhurbaşkanı için ayrı ayrı olmak üzere 2 oy vereceğiz.

Yani, Cumhurbaşkanı adayını farklı partiden, milletvekillerini farklı partiden seçebileceğiz.

Bu kısa açıklamadan sonra gelelim seçimlerin genel boyutuna.

*

Yazımızın ilk bölümünde partilerin durumu ve milletvekilliklerini tartışacak, önümüzdeki haftaki yazımızda da Cumhurbaşkanı adaylarının durumunu konuşacağız.

Çünkü elimizdeki bilgilere göre, belki de bu yazıyı okuduğunuz gün CHP kanadında da Cumhurbaşkanı adayı belli olmuş olacak. Tartışmak için uygun bir zemine sahip olacağız.

*

Alanya AKP’ye baktığımız zaman, alınan erken seçim kararının, ilçe örgütünde de erken karşılandığını söyleyebiliriz.

Rutin ziyaretler, düğün ve cenaze katılımları, kadın ve gençlik kolları yapılanması, yeni ilçe binası derken, yapılan çalışmaların içinde Haziran’da seçim olduğu yönünde önceden bir duyum aldıklarını düşünmüyorum.

Bu da Toklu ve ekibi için bir handikap olarak göze çarpıyor.

Her ne kadar genç ve yeni kuşak politikacılardan birisi olarak uzlaştırmacı bir profil gösterse de, öncelikle örgütün tamamına kendini kabul ettirebilmesi için gereken süre, göreve ilk geldiğinde Mahmutlar’da yaşanan istifa olayı gibi durumları düzeltebilmesi için gereken süre, hem de kendi yaş grubunu toparlamak için gereken süre göz önüne alındığında, AKP’nin Alanya’da bu kısa sürede çalışmasının karşılığını alması zor görünüyor.

Üstelik, kadın kolları başkanının sivri çıkışları ve henüz HDP’nin kullandığı “Seni başkan yaptırmayacağız” sözüne cevap olarak “Seni başkan yapacağız” argumanından başka bir söylem geliştirmedikleri için seçim startını iyi bir hızla alamamış gibi görünüyorlar.

Diğer yandan, belli aralıklarla Alanya’ya uğrayan milletvekili Sena Nur Çelik’in bekleyen etkiyi oluşturmaması, bu dönemde yeniden yazılıp yazılmayacağı konusunda bir soru işareti iken, Alanya’dan başka kime yer verilebileceği de aynı ölçüde belirsizliğini koruyor.

Üstelik Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde kabinede yer vermesi beklenen Çavuşoğlu’nun da milletvekili listesinde yer almama rizikosu da bulunuyor. Çünkü yeni sistemde, bakanların milletvekili olmayan kişilerden oluşması gerekecek.

Sözün özü, AKP’nin oluşturacağı milletvekili listesi ile Toklu ve ekibinin uyum sağlamadaki başarısı, onların oy oranını belirleyen temel faktör olacak.

*

CHP tarafında ise Çavuşoğlu tarafındaki belirsizliğin aynısı Çetin Osman Budak ile ilgili yaşanıyor. 2 dönemdir Genel Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen ve olası bir seçim başarısı sonrası kabinede yer alabileceği düşünülen Budak’ın üstleneceği rol, CHP için önemli bir faktör olacak.

Benzer şekilde, seçim öncesi kalan kısa sürede partinin ön seçim tercihi konusunda iyi bir sınav vermesi ve adayların iyi bir uyum sağlaması başarı için gerekli gibi görünüyor.

Bu noktada, Alanya’dan gösterilecek bir adayın tabanda zaten halihazırda yükselen heyecanı zirveye taşıyacağında bir şüphe bulunmuyor.

Antalya’da ve Alanya siyasetinin önemli figürlerinden olan Deniz Baykal henüz tam olarak ayağa kalkmasa da, politikayı onunla yapan kuşaklar için aynı zamanda bir “vefa seçimi” özelliği taşıyan bu seçimler CHP için bir avantaj olacak.

Referandumda Alanya’nın “Hayır” oyu çıkarması CHP’nin elindeki en önemli koz olarak bu seçime de yansıyor.

*

MHP ve İYİ Parti yönünden ise konuşmak için çok erken olacak.

Bugüne kadar parlamenter sistem ve AKP karşıtı bir politika sürdüren MHP’nin bu yeni rolünde önceki oyları ile bir kıyaslama yapmak doğru olmayacaktır.

Aynı şekilde en yeni parti olarak politika arenasında yerini alan İYİ Parti, bu dönem gösterdiği adayların başarısından ziyade, genel merkezinin oluşturacağı hava ile konuşulacağından onlara da ilk seçimlerinde tolerans gösterilmesi gerekebilir.

*

Seçimlerin erkene alınmasının en büyük zararını da Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel görecek gibi görünüyor.

Çünkü seçim demek, yeni gündemler, yeni vizyonlar ve yeni parlayacak yıldızlar demektir.

4. yılını tamamlayan Yücel, belediye seçimleri öncesi kampanyasına yavaş yavaş başlamışken ortaya çıkan bu seçim birçok şeyi değiştirebilir.

*

İşin özü, bu seçimde siyasetin eski aktörleri olan iki kutup CHP ve AKP ile onların yanında yeni bir duruşla gelen İYİ Parti, MHP, SP gibi partilerin yarışını izleyeceğiz. CHP ve AKP kendi alanlarında önder parti olma özelliğini koruyarak iktidar olmayı, diğer partiler de topluma önderlik edecek yeni bir konumda olmayı kovalayacaktır.

Nihayetinde de çok çalışan ve samimi olan kazanacaktır.

Şimdiden milletimiz ve ülkemiz için hayırlı olsun.