Merhaba sevgili engelliler ve engelli dostları; yine bir başarıya imza attık. Sesimizi sadece Alanya'ya değil; Türkiye'nin her bölgesine duyuruyoruz. Bu da bana ayrıca bir haz veriyor. Hatırlarsanız bankalarla alakalı yazdığım yazımda;...
Merhaba sevgili engelliler ve engelli dostları; yine bir başarıya imza attık. Sesimizi sadece Alanya'ya değil; Türkiye'nin her bölgesine duyuruyoruz. Bu da bana ayrıca bir haz veriyor. Hatırlarsanız bankalarla alakalı yazdığım yazımda; devlet bankalarının engellilere çaktırmadan yaptığı yanlış demiştim. İşte, ispatını siz okurlarımla paylaşıyorum. Sayın köşe yazarı Gülden Özdil hanımefendi; siz değerli büyüğümüz, kaderdaşımız, araştırmacı kişiliğiyle bizlere yol gösteren, gönlümüzün ay ışığı canımız, ablamız. Geçtiğimiz günlerde köşenizde; bankalarla ilgili bir yazı yayınlamıştınız. Bu yazının içeriğinde emekli maaşları, engellilerin ya da evde bakım ücreti alan bakıcıların maaşlarındaki yıllık hesap işletim bedellerinin alınmaması, kesinti yapılmaması hususunda bir genelgenin olduğunu anlatıyordunuz.
Yayınlanan bu yazı üzerine ben Gaziantep'de bulunan TC. Ziraat Bankası özel işlem şubesine giderek hesap özetimi istedim. Aynen yazdığınız gibi benden de kesmişlerdi. Anında yapılan bu yanlış uygulamanın düzeltilmesini, yoksa yasal hakkımı kullanacağımı, kesilen paranın geri iadesini talep ettim. 2013 yılı içinde kesilen iki adet kart kullanım bedeli olan 40 TL tutarı anında geri hesaba geçtiler ve bundan sonra yıllık hesap işletim ücreti alınmayacağını söylediler.
Asıl sürprizi eylül aylığını çekmeye gittiğimizde yaşadık. Ben yasal olarak eşimin kız kardeşinin bakıcısıyım. 28 Eylül'de bankamatiğe bakım ücreti almaya gittiğimde yine 20 TL kart kullanım bedeli kesildiğini gördüm.
Bunun üzerine 30 Eylül Pazartesi günü Gaziantep TC. Ziraat Bankası Özel İşlem Şubesi'ne gittim. İki ay önce geri iade işlemini yapan şef arkadaşı görüp, hani bu karttan kart kullanım bedeli kesilmeyecekti. Yine kesilmiş. Bakın her defasında bu bedel için şubeye mi geleceğiz. Bu sorunun kalıcı olarak çözümlenebilmesi düşüncesiyle şef arkadaşı sorduğumda güvenlik görevlisi sizin işiniz şefle, müdürle değil müşteri hizmetleriyle diyerek başından savdı. Müşteri temsilcisi de aynen diğer müşteri temsilcisine derken dön dolaş, geri gel o güvenliğin yanına. 'Burada bir yetkili yok mu kardeşim, ben engelli öncelik hakkımı kullanmak istiyorum' dersin; ama doğal olarak engelli önceliğinden haberi olmayan yetkili müdür vekili beni azarlayarak 'Bekleyeceksin' diyerek odasına yöneldi. Basını buraya yığarım. Hakkınızda gazeteye yazarım dediysem de; beni ciddiye almadılar. Sanki duvarla konuşuyorum. Biz yine kaldık müdürün yerine bakan vekil memurun kapısındaki güvenlikle baş başa… Başladık söz düellosuna ama ben kararlıydım. Benim engelli olmam onlara beni hor görme yetkisi vermez baktılar ki olacak gibi değil! İki dakikada bizim. Yine 20 TL yıllık hesap işletim ücretini hesaba geçitler. Hani bir söz vardır ya yavuz hırsız ev sahibini bastırır. Diye hem suçlular. Hem güçlüler. Madem böyle bir yasal uygulama var. Neden? TC. Ziraat Bankası genel müdürlüğü şubelerine bilgi vermiyor ya da veriyor. Müdürler kendi inisiyatifini kullanarak bizlerimi mağdur ediyor ama yasada böyle bir uygulama olmasa şubeler aldıkları kart kullanım bedellerini geri nasıl iade etsinler ki... Her zaman onlar bu kart kullanım bedellerini bankamatikler aracılığıyla kesecekler. Bizlerde böyle şubeye gidip üç ayda bir 20 TL geri iade almak için uğraşmak zorun damı kalacağız… Bu haberi köşenizde okumasaydım. Bu kart kullanım ücretleri sessiz sedasız halen kesilmeye devam mı edecekti? Gazeteye yazarım dedim ve yazdım sizinde dediğiniz gibi artık bizimde lügatimizde pes etmek kelimesi yok. Sorunların kalıcı olarak çözüme kavuşması için ne yapmalıyım. Sevgilerimle.
H. Özer, öncelikle Gaziantep'de gazetemizin ve köşemin okunması beni çok mutlu etti. Gelelim soranlarınızın çözümüne; sürekli uğraşarak ya, takip edeceksiniz, ya da kesin çözüm detaylı ekstrayla tüketici hakem heyetine başvurarak hakkınızı arayacaksınız. Merak etmeyin karar lehinize çıkacaktır eminim. Hiç şüphem yok. Sizin en azından haberiniz oldu. Bir de haberi olmayan arkadaşları düşünürsek, durum daha da vahim. Haftaya perşembe buluşmak dileğiyle... Sağlıcakla kalın.