DOĞRU Yol Partisi'nde gerek Hayri Doğan'ın manevi baskısı, gerekse DYP İlçe Teşkilatı'nın şok bir kararla görevden alınması yüzünden huzur bulamayan Alanya Belediye Başkanı Cengiz Aydoğan'ın ANAP'a transferi kesinleşmiş,...

DOĞRU

Yol Partisi'nde gerek Hayri Doğan'ın manevi baskısı, gerekse DYP İlçe Teşkilatı'nın şok bir kararla görevden alınması yüzünden huzur bulamayan Alanya Belediye Başkanı Cengiz Aydoğan'ın ANAP'a transferi kesinleşmiş, bu arada Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi'nin Ankara'daki siyasi evliliği resmiyet kazanarak ANA-YOL Hükümeti kurulmuştu.
Alanya'da ANAP'ın başında Hasan Sipahioğlu, DYP'nin başında ise Hüseyin Kasapoğlu vardı.
6 Mart 1996'da resmen başlayan ANA-YOL Hükümeti yüzünden DYP ile ANAP'ın yerel yöneticileri de kavgayı dövüşü bir kenara bırakarak el ele verme kararı alacak mıydı?
(Tarih tekerrürden ibarettir derler. 96'da ANAP ile DYP'nin yaşadığı süreci şimdi Cumhur İttifakı nedeniyle Ak Parti ile MHP, dolayısıyla Mustafa Toklu ile Mustafa Türkdoğan yaşıyor.)
Zira, ANA-YOL kurulmadan bir süre önce ilginç bir açıklama yapan Sipahioğlu'nun elini kolunu, Kasapoğlu'nu ve ekibini kastettiği "Demokrasi ile gelmeyen yönetimi tanımam" sözleri bağlıyordu.
ANAP'lı Sipahioğlu, ekibiyle birlikte ANA-YOL'un Başbakanı Mesut Yılmaz'a İl olma ve adı Ölüm Yolu'na çıkan Alanya-Antalya Karayolu'nun bitirilmesi için dosya hazırlıyor, atama yoluyla gelen DYP İlçe Teşkilatı ise parti içi muhalefete rağmen örgütlenme çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyordu.
İşte tam da o günlerde, Hayri Doğan'ı Alanya'da ve bölgede daha popüler kılan bir gelişme oldu.
Antalya Milletvekili ve Genel İdare Kurulu Üyesi olan Hayri Doğan, ANA-YOL Hükümeti'nin başladığı ilk günlerde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na seçilmeyi başardı.
Bu, Alanya'da para bekleyen atıl vaziyetteki hizmetlerin devamı için büyük fırsattı ve daha ilk gün Adliye Sarayı'na 5 milyar TL ödenek ayırtan Doğan'ı artık hiçbir güç, hatta Aydoğan-Sipahioğlu ittifakı bile yıkamazdı.
Doğan'ın "Alanya'ya hizmet yağacak" sözlerine, iki yıldır büyük mücadele verdiği Çevreyolu'nu 1996 yılı içinde bitireceği vaadiyle karşılık veren Aydoğan, ANA-YOL'un nimetlerinden Sipahioğlu sayesinde istifade etmekten de geri durmuyordu.
DYP İlçe Başkanı Ertuğrul Kiriş'in ve ekibinin görevden alınmasıyla başlayan sürtüşme, Ankara'dan Antalya'ya gelen üç kişilik müfettiş grubunun, görevden alınan 19 yönetici ve Başkan Aydoğan'ın ifadelerini almasıyla farklı bir seyir izlemeye başlamıştı.
Müfettişlerin raporu, ya "Kiriş ve Aydoğan haklı, göreve iadelerine..." ile neticelenecekti, ya da, "Hayri Doğan ısrarında haklı, Kasapoğlu ile devam..." diye noktalanacaktı.
Alanya, bu siyasi kaosun içerisinde 1996 turizm sezonuna iki büyük sorunla giriyordu.
Elektrik ve su kesintileri ile dolmuşçu krizi.
Kiriş sonrası 20 gün boyunca boş kalan DYP İlçe Başkanlığı koltuğuna yeni başkan Kasapoğlu oturmak istiyor, ancak Ankara'dan resmi bir yazı gelmediği için parti görevlileri buna izin vermiyordu.
Ve Ankara'dan beklenen karar, 1996 Mart'ının ilk günü geldi.
Kasapoğlu 20 gün sabırla oturmayı beklediği koltuğuna kavuştu, görevden alınan Kiriş ise, "Bu iş daha bitmedi" diyerek, devreye sokacağı B-C-D planları hakkında ipuçları veriyordu.
Belediye Başkanı Aydoğan, "Hayri Doğan'ın adamı" gözüyle bakılan ve DYP'nin koltuğuna oturan Hüseyin Kasapoğlu'na "Hayırlı olsun" ziyaretine gidiyor, aynı gün, Doğan'ın görevden aldırdığı Meclis Üyesi Ertuğrul Kiriş'e de 4 günlüğüne "başkanvekilliği" görevini vererek gönlünü alıyordu.
Bu arada, aynı hafta içerisinde ilginç bir gelişme oldu ve birkaç yıl sonra batacak olan TURSEM firması, Alanya protokolünün de yer aldığı 118 kişilik bir heyeti, tanıtım çalışması ve kültürel gezi adı altında Finlandiya ve İsveç seyahatine götürdü.
Ne tuhaftır ki, heyette, yıldızları bir türlü barışmayan Hayri Doğan ile Cengiz Aydoğan da vardı.
Bu arada, halen Mahmutlar'daki yazlığında yaşayan, dönemin Turizm Bakanı İbrahim Gürdal, Alanya'nın İl olması için TBMM'ye önerge vermiş, MHP ve DYP İlçe Teşkilatı da "Bu, ANAP'lıların şovundan ibaret" açıklaması yapmıştı.
İskandinav fethinden sonra Alanya'ya dönen, ilk kez 1989'da, ikinci kez 1994'te seçilen Cengiz Aydoğan, görevinde 7. yılı geride bıraktığı gün yaptığı bir değerlendirmede, "Bir daha başkan olmak mı, asla! Ama milletvekilliğine varım" diyerek, bir anlamda Hayri Doğan'a da üstü kapalı mesajlar veriyordu.
Çünkü, ANA-YOL'un Başbakanı Mesut Yılmaz'la Sipahioğlu vasıtasıyla Ankara'da görüşmüş, 1999'da yapılacak genel seçimlerde ANAP Antalya Milletvekili Adayı olması için söz verilmiş, siyasi kariyerini çoktan garanti altına almıştı.
1996'nın Mayıs ayında, Aydoğan tam 30 gün izne ayrıldı. Bu, o kaos ortamında hayli uzun sayılabilecek bir geziydi.
ABD Büyükelçisi'nin daveti üzerine ABD'ye gidecek olan Aydoğan, burada hem kafa dinleyecek, hem de dönüşünde ANAP'a transferini kamuoyuna açıklayacaktı. Peki ama nasıl?
(DEVAMI YARIN)