YARIN 29 Ekim, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıldönümü. Bu büyük günü kutlamadan önce büyük Ata'mızı bir kere daha dinleyelim:

YARIN

29 Ekim, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıldönümü.
Bu büyük günü kutlamadan önce büyük Ata'mızı bir kere daha dinleyelim: "Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi, bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet, dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Millet, fakrü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
***
Sanki daha dün kaleme alınmış, sanki benim için, senin için, bizim için söylenmiş, taptazelikte, apaydınlıkta ve baştan ayağa sahici, tamamen gerçek bir metin, bir şaheser.
Bin yıl geçse de taze ve gerçek kalacak bir hitap.
Tıpkı Bilge Kağan’ın bengi taşa kazıtarak 1250 yıl sonra bile bize hitap eden Orhun Anıtları gibi.
Bilge Kağan’dan Atatürk’e bir süreklilik.
Geçmişinde bir Bilge Kağan’ı, bir Mustafa Kemal’i olan bir milletin çocukları olarak bugün haklı bir övünç içinde olmamız ne kadar yerindeyse, cumhuriyetimizin kuruluş yılında bir o kadar da utancımız değil midir?
Halimize bir bakın ve bir an olsun düşünün lütfen.
Türk gençliğinin sözü var.
Günümüzün Türkiye’sinde yaşanan tartışmalar, getirilmek istenen Türk devleti ve cumhuriyet karşıtı düzenlemeler karşısında söylenecek söz tektir ve kesindir: "Türk gençliği, Türk istiklal ve cumhuriyetini korumak azim ve kararıyla nöbettedir. Güç kullanmak zorunda kalırsa kullanacak ve bunu kendi varlığından fışkırtacaktır. Vakur duruşumuz kaderimize hükmedeceğimize olan inancımızdandır. Varlığımız Türk varlığına armağan olsun!"