DÜNKÜ yazımda Alanya Kaymakamı Sayın Mustafa Harputlu'ya kısa bir mektup yazıp,
DÜNKÜ
yazımda Alanya Kaymakamı Sayın Mustafa Harputlu'ya kısa bir mektup yazıp, "Şehirdeki otopark ihlallerini bitirmek için acilen bir WhatsApp hesabı açılmalı, vatandaşın akıllı cep telefonuyla çekip göndereceği fotoğraflar uzman bir trafik polisi tarafından değerlendirilmeli, hatalı park yapan araçların sahiplerine gıyabında ceza yazılmalı, fotoğraflar da olası itirazlar için arşivlenmeli" önerisinde bulunmuştum.
Yeni Alanya'nın internet sitesinde yayınlanan köşe yazımı eşzamanlı olarak sosyal medya hesabımda da paylaşınca önerime pek çok yorum geldi.
Misal, Mustafa Abdülkadiroğlu adlı takipçim, "Alper Bey, 5 adet araç çekici bu işi çok kolayca çözer. Muhtelif saatlerde ring yapacak, hatalı park yapan araçları çekecek, sorun bir hafta içinde düzelir" dedi.
Ergün Parlan adlı takipçim, "Kesinlikle çok güzel bir yöntem. Emniyet Genel Müdürlüğü'nde (EGM) online ihbar var ama vatandaş bunu bilmiyor. Bir de fotoğraf çekip ihbar eden vatandaşın da bilinmemesi lazım. EGM ihbar hattının çalışmamasının en büyük nedeni budur. Şikayet sahibi ile araç sahibi karşı karşıya gelince sistem yürümüyor" dedi.
Adem Tunç adlı takipçim, "Önerilerin ve tespitlerin 10 numara olmuş. Fakat düşün ki hastan var, eczaneden ilaç alıp hastaneye yetiştirmen gerekir. Fakat park yeri dolu. Aracını kaldırıma 3-5 dakika koydun diyelim. Ben de sana gıcığım ve aracın bana denk geldi. Çektim senin aracın fotosunu, yolladım ihbar hattına. Kestiler sana cezayı. Şimdi sen söyle. Aldığın ilacı yetiştirmek için sarf ettiğin çabanın karşılında 100 küsur TL'lik ceza reva mıdır?" dedi.
Deniz Temel Araştırma adlı takipçim, "Kamuya ait, vatandaşın parasıyla yapılan yolların kenarını gasp edip halka tekrar otopark olarak kiralayanları haber yapsaydınız duyarlılığınızı anlardım. Bu haber olmamış" dedi.
Kerim Küçülmez adlı takipçim, "Bu araçlardan alınan yıllık vergiler ne parası? Nereye, ne için veriyoruz? Bu paraların bence yol için kullanılması lazım. Kestel'den Alanya'ya geliyorum. 5-6 kez park parası veriyorum. Yazık, günah. Bu kadar soygun yeter" dedi.
Serdal Şahiner adlı takipçim, "Yoldan park parası almak rant olayı" derken, Ümit Demirel adlı bir başka takipçim, "Burdur'daki parkomatlar Burdur Tüketici Hakları Derneği'nin itirazı ve Tüketici Hakları Mahkemesi kararıyla kaldırılmıştır. Alanya'da Tüketici Hakları Derneği yok mu? Varsa, bu konuyu neden hiç gündeme getirmiyor?" dedi.
Ve daha ne yorumlar, ne serzenişler...
Uzun lafın kısası...
Bu mesele meğer vatandaşın en büyük dertlerinden biriymiş.
Konuyu gündeme getirdiğim için kendimi tebrik ediyor, aradan sessizce çekilip topu Alanya Kaymakamlığı'na, Alanya Belediyesi'ne ve Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne atıyorum...
***
Gelelim asıl mevzuya...
Dün çarşıda rutin haber avındayken, şehrin neredeyse her yanında bulunan, aşağı yukarı 30-35 yıldır faaliyet gösteren Belediye Hoparlörü'nden cenaze anonsu yayınlanmaya başladı.
"Falanca mahalleden, filancanın babası, falancanın amcası Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Filanca camide kılınacak namazın ardından falanca mezarlıkta defnedilecektir."
Muhtemelen siz de her gün en az 2-3 kez bu ve benzer anonslardan duyuyorsunuzdur.
Ama benim ve pek çok turizmci ile esnafın bu konuda "haklı" bir serzenişini müsaade buyurursanız sizlerle paylaşmak istiyorum.
İç Anadolu'daki nüfusu stabil bir şehir olsak, amenna.
Fakat Alanya bir turizm memleketi.
Dolayısıyla bu şehirde yaz-kış, turist olarak gelen ve Türkçe bilmeyen binlerce konuğumuz da var.
Çarşıda dolaşırken aniden başlayan hoparlör anonsuyla irkilen, zaten ne yazık ki son yıllarda terör ve bombalı eylemlerden dolayı sabıkalı bir ülke olduğumuzdan korku içinde tatil yapan yabancı konuklarımızın da hassasiyetini düşünmek zorundayız.
Hele ki teknoloji çağında, herkesin elinde akıllı telefonun olduğu bir yüzyılda hoparlör sistemiyle cenaze anonsu yapmak, bana göre hayli demode bir uygulamadır.
Geçmişte "Balık Pazarı'na taze ürünler gelmiştir. Çinekop 2, Lüfer 3, Hamsi 4 liradır" türü anons döneminden sadece cenaze anonsu yapılan döneme evrilme şansına (!) erişmiş bir şehiriz ama hoparlörden cenaze anonsu yaparak halkı bilgilendirme (!) dönemi de artık çok eski zamanlarda kalmış bir uygulamadır.
"Efendim, biz böyle alıştık. Hem böyle nostaljik oluyor, bize eski yılları anımsatıyor. Biz böylesini seviyoruz" diyenlerdenseniz, o halde ben başka bir öneride bulunmak istiyorum.
Madem bu yöntemle nostaljik tarzda haberleşmek belli bir kesimin halen hoşuna gidiyor, o zaman biraz daha eskilere gidelim, mesela dumanla haberleşelim.
Hem Alanya'nın doğu kısmında yaşayanların görmesi için Tophane Mahallesi'ne, Kızıl Kule'nin kuzey yamaçlarına, hem de Alanya'nın batısında yaşayanların görebilmesi için Kale'nin Damlataş'a bakan yüzüne birer görevli koyalım, bu ve benzer anonsları şehre Kızılderililer gibi duman yoluyla bildirsinler.
İşin şakası bir yana...
Nasıl ki 1999-2014 döneminin Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu, "Turistler Ramazan Davulu'ndan rahatsız oluyor. Nasıl olsa artık herkesin evinde alarmlı saatler var" diyerek Ramazan Davulu uygulamasını kaldırdıysa, 2017 Alanya'sında artık Belediye Hoparlörü'nden cenaze anonsu uygulaması da tarihe karışmalıdır.
Turizm memleketinde, zaten buluttan nem kapan turistler, Hitler'in Nazi Almanya'sındaki toplama kamplarında olduğu gibi aniden başlayan anonslarla ürkütülmemelidir.