Bebek sahibi olmanın verdiği mutluluğu kelimelere sığdırmak zordur. Elinize aldığınız zaman onu nasıl tutacağınızı bile şaşırırsınız. Günler geçtikçe boynunda bir asimetri gözümüze çarpabilir. Üzerine düşülmesi gereken bir...
Bebek sahibi olmanın verdiği mutluluğu kelimelere sığdırmak zordur. Elinize aldığınız zaman onu nasıl tutacağınızı bile şaşırırsınız. Günler geçtikçe boynunda bir asimetri gözümüze çarpabilir. Üzerine düşülmesi gereken bir konudur boyunda ortaya çıkan asimetri. Mutlaka bir hastaneye götürerek tortikollis olup olmadığını netleştirmeniz gerekmektedir. Tortikollis bebeklerde genellikle doğumdan sonra ilk iki haftada ortaya çıkar. Sebebi tam olarak bilinmemektedir. Tortikollisin en sık karşılaşılan nedenleri bebeğin anne karnındaki pozisyonu, bebeğin büyük veya annenin fiziksel olarak küçük olması, travmatik doğum, çoğul gebelik (yer darlığına bağlı olarak) veya amniyotik sıvının az olmasıdır. Görülme sıklığı 100 canlı doğumda 1 veya 2 vakadır. Belirtilerinin en önde geleni başın bir tarafa doğru eğik durmasıdır. Boyunda elle hissedilebilen bir şişlik vardır. Baş sürekli aynı yöne dönüktür. Düzeltmeye çalıştığımız zaman bebeğin boynu zorlanır, huzursuzluk hisseder ve ağlamaya başlar. Kemikte anormallik olup, olmadığının saptanması için mutlak surette radyolojik inceleme yapılmalıdır. Ayırıcı tanı açısından kulak burun boğaz ve göz muayeneleri yaptırılmalıdır. Bazı durumlarda kasın içindeki dokuda kan birikmesi veya kitle bulunabilir. Bu kitle genellikle kas gerildikçe ve iyileştikçe ortadan kaybolmakta veya yerini fibröz bir dokuya bırakmaktadır. Bu nedenle tedavi edilmezse boyun hareketleri kısıtlanabilmektedir. Önlenebilir nedenlere bağlı olarak ortaya çıkmayan bu problemin erken dönemde teşhis edilmesi ve uygun bir fizyoterapi programının izlenmesi, ileride ortaya çıkabilecek sorunların engellenmesi açısından son derece önemlidir. Özellikle ilk kez anne-baba olmuş kişiler bebeklerinde bir problem olduğunu hemen fark etmeyebilirler. Yeni doğan döneminde bebeklerdeki baş-boyun kontrolünün azlığı, bu durumun gözden kaçmasına neden olabilir. Bu nedenle bebek baş-boyun kontrolünü kazandıkça problem belirginleşir.
Fizyoterapiye teşhis konulduğundan itibaren başlanmalıdır. Aile eğitimi de beraberinde yapılmalıdır. Aile eğitiminin içeriğinde bebeğin nasıl taşınacağı, pozisyonlanması ve ev programı olmalıdır. Aileye bütün bunları oyun ile kombine etmeleri tavsiye edilir. Tedavi yaklaşık 5-10 ay sürer. Bazı geç kalınan vakalarda 2 yaşına kadar tedavi gerekebilir. Tedavisi biten vakalarda fizik tedavi kontrolleri çok önemlidir. Geri dönüş olup olmadığı, kasların dengeli çalışıp çalışmadığı ve göz simetrisinin korunup korunmadığı muhakkak kontrol edilmelidir.
Fizik tedavide en sık önerilen üç hareket vardır. Başı öne ve arkaya eğme günde üç kez onar defa yapılır. Başı iki yana eğme günde üç kez onar defa yapılır. Başı yana çevirip, gövde sabit tutularak, çeneden hafif bir şekilde bastırarak beşe kadar sayma ve bırakma. Özelliklede boynun dönemediği ters tarafa doğru günde üç kez onar defa yapıldığında en faydalı harekettir. Bu hareketler yavaş yapılmalıdır yoksa bebeğin başı döner.
Kalp ve solunum problemi olan bebeklerde dikkat gerektirir. Temel amaç normal olmayan yapının birtakım hareketlerle normal hareketlere ve normal kas gelişimine dönüştürülmesidir.
Anne babalar bebeği bir pozisyon yastığı ya da katlanmış battaniyeler yardımı ile ters tarafa yan yatırır. Yatağın eğimi de diğer tarafa dönemeyeceği şekilde ayarlanabilir. Bebeğe ters taraftan seslenilir. Ters tarafa dikkat çekici oyuncak ve resimler konulup mesela diğer taraf duvar olabilir. Kendiliğinden ters tarafa başını çevirmesi sağlanmaya çalışılır.
Hastaların dörtte üçü fizik tedavi ile geri kalanın dörtte üçü ise cerrahi tedavi ile tamamen düzelebilmektedir.