Demokrasi bir kültür, aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Siyasetse bir sanat, aynı zamanda bir satranç oyunu gibidir. Demokrasilerde özellikle de rekabete ve yarışmaya dayalı oyunlarda, oyunbozanlık yapmak, yenilgiyi kabullenmemek aynı zamanda,...

Demokrasi bir kültür, aynı zamanda bir yaşam biçimidir.Siyasetse bir sanat, aynı zamanda bir satranç oyunu gibidir.Demokrasilerde özellikle de rekabete ve yarışmaya dayalı oyunlarda, oyunbozanlık yapmak, yenilgiyi kabullenmemek aynı zamanda, rakibi hiçbir zaman yenemeyeceğini bilmenin acizliğine dayalı, ilkel bir tepkiden başka bir şey değildir.Biz batı kültürüne öykünüyor ve özeniyoruz ama, şark kurnazlığının ilkelliğinden de bir türlü kurtulamıyoruz.Cumhurbaşkanlığı seçimi sorunsuz bir biçimde bitti.Bundan hepimizin mutluluk duyması gerekir.Devir teslim töreni de, ilk defa batı standartlarında bir olgunluk ve Türkiye’ye yakışır bir şölen şeklinde sonuçlandı.Kimi siyasetçiler günlerdir, Cumhurbaşkanlığı görevinin ne zaman başladığını tartışma saçmalığını bırakın, konuyu yargıya taşıma komikliğine bile düştüler.Yemin etmemiş bir milletvekili, üst düzey bir bürokrat ya da asker o göreve başlamış sayılabilir mi?Olay bu kadar basit olmasına karşın, bir kaşık suda fırtına kopartmaya çalışarak, meclisi boykot etmeye, yemin törenini sabote etmeye kalkmak, oyunbozanlıktan başka bir anlam taşımadığı gibi, bunu yapan siyasi partiye de yarar değil zarar verir.MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Erdoğan’a en ağır suçlamalarda bulunmasına rağmen, yemin töreninde makama saygı anlayışı ve devlet adamı ciddiyeti içinde yer alma gerçekçiliğini ve akılcılığını gösterdi.Kişiyi sevmeyebilir, saygı da duymayabilirsiniz ama makama saygı önemlidir.HDP de aynı tutarlılık içinde davrandı.Hele hele CHP milletvekili Engin Altay’ın Anayasa ve Tüzük kitapçığını fırlatması ise trajikomik rezaletti.Bu durumda CHP’yi suçlamaktan çok, partiye hakim olan mevcut kadroyu eleştirmek gerekir.CHP Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında son genel seçimde siyaset deneyimi olmayan, kendisi gibi bürokraside ya da sivil toplum örgütlerinde görev almış, buralarda ideolojik tavır içine girerek bir siyasetçi gibi medyanın gündeminde yer alma becerisini gösteren sivri dilli şovmenleri meclise taşıyıp partinin önemli kademelerine getirerek partiyi yönetilemez bir noktaya taşıma yanlışını yaptı.Şimdi bu kadro Kılıçdaroğlu’nun gitmesini istiyor.CHP Engin Altay ve Kamer Genç gibi tribüne oynayan siyasetçileri öne çıkarırken, Faruk Loğoğlu gibi devlet adamı ciddiyetine sahip siyasetçileri de tutarlı tavırlarından dolayı ödüllendirme yerine cezalandırma cihetine gidebiliyor.Sanırım CHP’nin bugünkü durumunu anlamak için, CHP kurultayında Genel Başkanlığa adaylığını koyacağını açıklayan Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin açıklamalarından yola çıkarak bir değerlendirme yapmakta yarar var.Bu konuya önümüzdeki günlerde değineceğiz.