Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Meksika'da G20 Gelişmiş Ülkeler toplantısında bulunduğu, Rusya ve ABD başkanları ile görüşme yapmakta olduğu sırada, PKK terör örgütünün gece yarısı yaptığı baskın sonunda 8 askerimiz şehit...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Meksika’da G20 Gelişmiş Ülkeler toplantısında bulunduğu, Rusya ve ABD başkanları ile görüşme yapmakta olduğu sırada, PKK terör örgütünün gece yarısı yaptığı baskın sonunda 8 askerimiz şehit oldu ve 19 askerimiz de yaralandı. Elbette, bu saldırının, bugünkü teknik alet ve edevat, insansız uçak, termal kameralar vs.nin olduğu halde nasıl oluyor da böyle bir baskın hem de yüzlerce eşkıyanın birlikteliği ile gerçekleşiyor? Daha korkuncu ve daha beteri ise, istihbarat örgütleri 3 ay boyunca, üst üste örgütün çalışmaları ile detaylı bilgiler verdikleri halde, bu bilgiler nasıl değerlendirilmez, anlamakta güçlük çekiyoruz. Örgüt, birkaç yıl evvel de aynı yöntemle gece baskın yapmış, 13 askerimizi şehit etmiş, bir o kadar askeri de kaçırmıştı. O zaman, askeri birlik komutanları “Teröristleri koyun sürüsü zannettik” demişler, onun için gafil avlandıklarını tüm ilgililere brifing vererek izahata çalışmışlardı. Bir söz vardır, kör bile bir kuyuya bir defa düşer derler. Aynı bölgede aynı yöntemlerle saldırı yapılıyor ve yine önlem almakta aciz kalıyoruz. Subaylarımıza, harp okulunda bu taktikleri öğretmiyorlar mı? Kurmaylarımıza hangi dersler veriliyor? Kafamda böyle bir sürü soru var ki, bir türlü cevap bulamıyorum. Her ne ise, şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diler, ailelerine ecir, sabır ve başsağlığı temenni ederim. Bir musibet, bin nasihatten iyiymiş derler. Bu musibetten de iktidar partisi önde olmak üzere tüm partilerimizin iyi birer ders almalarını ve artık sen-ben itiş, kakışını bir tarafa bırakarak el birliği ile bu beladan kurtulmanın çaresine odaklanmalılar. Hükümet, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde pek çok yatırım yapmakta, artık Kürt kardeşlerimiz her yerde ana dillerini serbestçe kullanmakta, TV’lerde Kürtçe yayın yapılmakta, okullarda Kürtçe seçmeli ders olmakta, hatta kız çocuklarının okuması için her türlü destek sağlanmaktadır. Tüm bunların hayata geçirilmesi ile PKK’nın elindeki argümanlar bir bir alınmaktadır. İşte, PKK’nın şehirlerde bombalı eylemlerde bulunmasının, dağdaki eşkıyanın zaman zaman baskın şeklinde saldırıda bulunmasının altında yatan gerçek budur. Dahası, polis ve jandarmamızın fedakarane çalışması ile PKK’nın gelir kaynağı olan beyaz zehir kaçakçılığı büyük darbe yediği gibi bilhassa AB ülkelerindeki finans kaynaklarının da önlenmesi için devletimiz her türlü önlemi almıştır, almaktadır. Bu durumu gören BDP Başkanı Selahattin Demirtaş bile PKK’ya çağrıda bulunarak “Silahı bırak” diye seslenebiliyor. Bu bile az bir gelişme değil. Cumhurbaşkanı Gül “Türkiye, hukukun üstünlüğünden asla taviz vermeden, kalıcı bir şekilde terör sorununu bitirmeye kararlıdır” diyor. Başbakan Erdoğan “Terörle mücadelede zamanlama söz konusu değil. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Er veya geç başaracağız. Biz, terörü hiçbir zaman pazarlık konusu olarak düşünmeyiz. Yapılacak tek şey vardır. Teröristlerin silahlarını bırakmaları” diyor. Kılıçdaroğlu ise “Bu ülkenin birliği, dirliği için eğer bedel ödenecekse, bütün CHP’liler her zaman, her yerde, her ortamda bedel ödemeye hazırdır” diyor. Bahçeli ise çözüm olarak “Kandil dağı ve teröristlere lojistik imkan sağlayan bütün unsurlar etkisizleştirilmeli” diyor. 8 şehit, son şehitlerimiz olur ve TSK’mız başlattığı operasyon ile kuşattıkları 300 teröristi yok ederler ve böylece terör örgütünün beli kırılarak bir daha karşı çıkacak güç ve imkanı bulamazlar. İşte o zaman, PKK silah bırakma çağrısına uyarak gerekeni yapma erdemi gösterebilir. Temennimiz budur ve inşallah gerçekleşir.