1 KASIM seçimi sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'Seçimlerde istedikleri sonucu alamadıkları” mealinde açıklama yaptı. Ancak partinin üst düzey bir yöneticisi açıklıyor. 'Oylarını ve milletvekili sayılarını...

1 KASIM

seçimi sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Seçimlerde istedikleri sonucu alamadıkları” mealinde açıklama yaptı. Ancak partinin üst düzey bir yöneticisi açıklıyor. “Oylarını ve milletvekili sayılarını arttıran tek muhalefet partisi olduklarını” dolayısı ile “Genel Başkanın istifasını gerektirecek hiç bir neden olmadığını” söyledi. Şahsi kanaatime göre ona kendisini çok uyanık ve akıllı sanan (!) birisi veya birileri böyle bir açıklama yapmasını telkin etmiş olsa gerek. Zira CHP açısından ortada ne oy arttırmak ne de milletvekilliğini arttırmak var. Çünkü onun mantığı ile hareket edecek olursak iktidar sayısı 276 olduğuna göre, 276-134:142 milletvekilliği daha lazım, her dört yılda bir seçim yapıldığına göre 142 Milletvekilliği gerekli. Her seçimde 2 Milletvekili arttığına göre 71 seçim gerekli. 71x4:288 Yıl gerekli. Yani CHP’li dostlar alınmasın ancak bu hızla CHP 2015+288:2303 (İki bin Üç yüz Üç) yılında CHP tek başına iktidar olabilecek. Sanırım hesap hatası yapmadım. Aslında dostlar CHP’de ne oy arttırdı ne de Milletvekilliği, aksine azalma var. Zira 2011 Milletvekilliği Genel seçimlerinde CHP yüzde 25.98 oy oranı ile 135 Milletvekili çıkarmıştı. 7 Haziran’da ise yüzde 24.99 dolayı Haziran’a göre 1 Kasım’da ise 0.33 artış ve 134 milletvekilliği kayıp 2011’e göre 0.70 civarı. Şimdi soruyorum CHP oyunu ve Milletvekilliğini nasıl arttırmış? İnsan bu açıklamayı yaparken biraz mantıklı olur. Herhalde bu şahıs herkesi balık hafızalı sanıyor. Bu zatı muhterem orta tahsillidir. Ama demek ki eğitim düzeyinin de hakkını verememiş. Zira eğitim düzeyi orta derecede olan birisi bu kadarcık hesabı bilemez mi? Bu şüreka efendi sadece kendilerini oy artırdığını söylüyor. Onun mantığına göre bakacak olursak 7 Haziran’a göre Hak-Par, Halkın Kurtuluş Partisi ve Komünist Partisi oylarını önceki oylarına göre çok fazla artırmıştır. Bay şüreka aklınca alenen ortada olan ve ‘Ben buradayım’ diyen seçim hezimetinden ‘Oy ve milletvekili artırma başarısı’ çıkartabiliyor. Hani bir söz var ya, ‘Akıllı söylemek istediğini...’ kime söyletir hesabı. Gerisini siz anlayın artık. Kaldıki CHP’de en az yüzde 5 civarı bal gibi emanet oylar vardır. Tıpkı AKP’deki en az yüzde 20 üzeri emanet oylar gibi. Bunları ayrı ayrı ele alacağız.

Bu şahıs bir zamanlar İstanbul ilimizin bir ilçesinde Belediye Başkan Vekili iken, bazı akçalı işlerden dolayı kesinleşmiş hüküm dosyası, iddiaya göre “Paralel” aracılığı ile 150 bin (Yüz Elli bin) Dolar karşılığı buharlaşır ve bunu başaran Avukata da milletvekilliği hediye ediliyor. Hem de iki seçimdir. O milletvekili zat-ı muhterem de ne zaman “Paralel”in başına bir iş gelse hemen oracıkta bitiverir. Zira kendisi ne de olsa avukattır da aynı zamanda hakkını yemek olmaz! Yukarıda anlattığım ve iddia olan konu cümle alem herkesin malumudur. Bunca iddianın muhatabı olan şahıslar nedense hiç duymazdan gelirler ve bir defa olsun kamuoyunu aydınlatmazlar, aydınlatamazlar. Bu iddiaların sahibi ben değilim, sadece duyduklarımı buradan sizlere naklediyorum. Benim üzüldüğüm konu daha pek çok haklarında bu tür iddialar olan kişilerin Atatürk’ün kurucusu olduğu partide ne işleri var acaba. Devletimizin kurucu felsefesi de olan altı ilke ile özellikle de Cumhuriyetçilik ve Milliyetçilik ilkeleri ile hasım olanların CHP’de işleri nedir? En ilginç olanı ise AKP’nin bu şahıs hakkındaki havada uçuşan iddiaları ayrıntıları ile bilmemesi kesinlikle mümkün değildir. Zira gündeme getirirse AKP’nin velinimeti olan bu kişilere CHP’den yol verilmesi AKP’nin aleyhine olacağı kanaatindeyim. Yani bu tür kifayetsizlerin hem CHP’de hem de MHP’de üst düzeyde yer almaları AKP’nin bilerek ses çıkarmadığı oyunu kuralıyla oynadığını düşünüyorum.

CHP, kendine musallat olan bu tiplerden bir an önce kendini kurtarmalıdır. Ne kadar acıdır ki kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hasım olan kimi bölücü ve etnik sorunu olan arızalı ve hastalıklı tiplerden tutunuzda Atatürk’e hakaretten mahkum olmuş densize kadar Kılıçdaroğlu tarafından her birisine Milletvekilliği hediye edilmiştir. Acı ama gerçektir dostlar CHP elini, kolunu bölücülere ve Atatürk düşmanlarına kaptırmıştır. Bunlar aynı zamanda CHP’li geçinen ama gerçekten de CHP’li olmayan ve geçim yolları da CHP’den geçinmektir. Bu CHP Atatürk’ün kurduğu CHP değildir. CHP’yi bu duruma getiren bizzat Kılıçdaroğlu’nun kendisidir. Zira tıpkı Devlet Bahçeli’nin MHP ile kan uyuşmazlığı olduğu gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun da CHP ile kan uyuşmazlığı vardır. Gerçek iki kere ikinin dört ettiği gibi dosdoğru ortadadır dostlar. Genel Başkan olmaları acı gerçeği hiç de değiştirmiyor. Eğer kan uyumu olsaydı parti yönetiminde gırtlaklarına kadar yanlışa batmazlardı. Ne CHP’li ne de MHP’li dostlar gücenmesin. Tıpkı Bahçeli gibi Kılıçdaroğlu da Genel Başkanı olduğu CHP’yi özel mülkiyetinde görmektedir. Yanlışları ile AKP’nin işini kolaylaştırarak AKP’nin baştan sona yanlış olan uygulamalarında sorumluluk sahibidirler. Zira tıpkı Bahçeli gibi Kılıçdaroğlu da Genel Başkanlığın hakkını verememektedir. Etrafları tamamen yanlış şürekaları ile doludur. Ayrıca Kemal Kılıçdaroğlu’nun tıpkı Bahçeli gibi iktidara gelmek gibi bir amacı yoktur. Zihniyet tamamen “Ufak olsun yeter ki benim olsun” düşüncesidir. O nedenledir ki ikisinin de Genel Başkanlığı heyecan vermiyor, Genel Başkanlığı daha layıkı ile yapacak pek çok isim her iki partide de mevcuttur. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile bu iş olmuyor ve olması da kesinlikle mümkün değildir.

Tıpkı Bahçeli gibi Kılıçdaroğlu’da başarısızdır. Zira her ikisi de genel başkanlık koltuğunu dolduramamakta ve etrafındaki çoğu yanlış şürekalarıyla genel başkanlarıyla birlikte partilerini başarısızlıktan başarısızlığa koşturmaktadırlar. Gerçek budur dostlar. Ne CHP’li dostlar ne de MHP’li dostlar gücenmesinler. Mutlaka bu ikisinin artık Genel Başkanlığı bırakması gerekir. Zira bunlar Genel Başkan olduğu sürece her alanda başarısız olan ve her şeyi berbat eden AKP daha çok seçim değil seçimler kazanır. Korkunun ecele faydası yoktur. Zira koltukları sallandığı için kendilerine yandaş iki televizyon kanalında kendini yazar sanan zavallılara zoraki bir nevi hokkabazlıklar yaptırılıyor. Beyler hokkabazlığı yeterince onca yıldır izliyoruz bir süre daha izleyeceğiz. Yalnız Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile birlikte çoğu yanlış şürekaları da olduğu sürece ömrümüz hep hokkabazlık izlemekle geçecek. Ama bunlara izin verilmeyecek. İkisi de kesinlikle gi-de-cek. Konuyu anlatmaya devam edeceğiz.