Öncelikle yemin töreninden önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmasından bir özeti vermek isterim: 'Partimiz 2002 yılında nasıl demokrasinin, millet iradesinin, seçme ve seçilme...

Öncelikle yemin töreninden önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin TBMM Grubu’nda yaptığı konuşmasından bir özeti vermek isterim:
“Partimiz 2002 yılında nasıl demokrasinin, millet iradesinin, seçme ve seçilme hakkının savunucusu olarak, hakkında kesin yargı kararı bulunduğu için milletvekili olamayacak Erdoğan’ın milletvekili ve başbakan olmasını sağlayan yasal düzenlemelere destek verdi, katkı sağladıysa, bugün de aynı anlayışla, milletvekili seçilen ve haklarında hiçbir mahkûmiyet kararı bulunmayan arkadaşlarımızın yemin etmelerini, bizlerle aynı sıralara oturmalarını ve yasama görevine katılmalarını istiyoruz. CHP olarak biz, milletvekili seçilmiş hiçbir arkadaşımız için kürsü dokunulmazlığı dışında, ek bir ayrıcalık veya dokunulmazlık istemiyoruz. Af talebimiz de yok. Biz mahkûm olmamış, seçilme engeli bulunmayan, savcılıklardan, YSK’dan milletvekili olabilir diye belge almış, analarının ak sütü gibi temiz oylarla seçilmiş, milletvekillikleri YSK tarafından onaylanmış ve mazbatalarını almış bütün arkadaşlarımızın yemin etme hakkının gasp edilmesine karşı çıkıyoruz. Hiçbir kimsenin masumiyet karinesi dışında, adil yargılanma hakkının ihlal edilmemesini istiyoruz. CHP, sadece kendi arkadaşlarına değil, her koşulda milli iradeye ve demokrasiye saygısının gereği aynı durumdaki diğer milletvekillerine karşı yapılan haksızlığa, hukuksuzluğa da karşı olacaktır.
Hiç kuşku yok ki, başkanlığını adalet bakanının yaptığı HSYK’nın atadığı kişilerin dağıttığı adalet adalet değildir ve kararlarını, hukukun evrensel ilkelerine, ya da Anayasa’ya göre değil de, iktidar mensuplarının çıkar ve isteklerine göre veren yargıçların görev yaptığı ülkede demokrasiden söz edilemez.
Demokrasiyi, cumhuriyeti, insan haklarını savunmayı ve korumayı ilke edinmiş CHP Milletvekilleri olarak, halkın seçtiği milletvekillerinin yemin etmesine izin vermeyen, antidemokratik ve hukuk dışı uygulamanın parçası olamayız. Bu anlayış, ilke ve demokrasi inancıyla, yeminleri engellenen milletvekili arkadaşlarımıza yemin etme yolu açılmadıkça biz CHP milletvekilleri de yemin etmeyeceğiz. Ama her platformda, sivil diktaya gidişle de, bu gidişin asli sorumlusu olan iktidar partisiyle de kararlılıkla mücadele edeceğiz. Herkesi bir kez daha sorumlu davranmaya davet ediyorum.”
“TÜKÜRDÜKLERİNİ YALAYACAKLAR”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya’nın Simav ilçesinde meydana gelen deprem sonrası buradan yaptığı açıklamasında, Genel Kurul’da yemin etmeyen CHP milletvekillerini eleştirerek, “Türk milletinin oyunu alıp sonra da gidip sosyalist enternasyonele şikâyet ediyorlar. Bunların kılavuzları kötü, bunlar ’4 yıl yemin etmeyiz’ diyorlar. Göreceksiniz tükürdüklerini yalayacaklar” demişti.
CHP’DE ECEVİT RUHU DİRİLİYOR MU?
1970’li yıllarda Ecevit liderliğindeki CHP’nin sloganlarından en ünlüsü ve ses getireni “Toprak işleyenin, su kullananın” olmuştu. Ecevit 1970’li yıllardan başlayarak bu ve benzer sloganlarıyla bir “uyanışın” başlangıcını yapmıştı. Ecevit, o tarihlerde CHP’nin yolunu bu “uyanış” üzerine çizmişti. Ecevit, inandığı sloganları hayata geçirdi. Hiçbir zaman korkmadı, ürkmedi.
Yılar sonra 2011 yılında, ilk kez CHP, bir sosyal demokrat partiye yakışanı yapıyor; demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarından taviz vermeyeceğini söylüyor. Ve bir sol partinin nasıl muhalefet yapacağını birilerine inat gösteriyor. CHP silkelendi, ayağa kalktı. Bir dev “kış uykusundan” uyandı. CHP partideki eski yöneticilerinin yani “politbüro üyelerinin” iç baskılarından, koltuk hesaplarından da sıyrıldı…
Genel merkezin tabiriyle “yeni CHP” benim tabirimle ise “yeniden CHP” muhalefet olmanın mecliste sadece “boş bidon” gibi durmak olmadığını ispatlıyor. Halk bu “dik duruşu” anlayacaktır. CHP’nin ne için mücadele ettiğini, bir muhalefet partisinin nasıl olacağını, demokrasi, özgürlük, hukuk mücadelesinin nasıl yüreklice verileceğini, gösterecektir. CHP’de “Ecevit Ruhu yeniden CHP” ile dirilmektedir. CHP bunu hantallaşmış örgütüne, baskı altındaki medyaya ve apolitik olmuş kamuoyuna rağmen en kısa süreçte başaracaktır. Bu başarı sonrasında taraflı, tarafsız herkes “CHP, şimdi ana muhalefet partisi oldu” diyecektir. Bunu dedirtecek kişiler de “yeniden CHP”nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve “yeniden CHP”ye inananlardır…