Yıllar önce çayların demir mineralinin vücutta yararlı etkisini azalttığı ve anemi değdiğimiz kansızlığa neden olduğu sık sık tekrarlanırdı. Ve çocuk beslenmesi öneren doktorlar süt ile pekmez, yoğurt ile ıspanak ve çocuklara kahvaltıda...
Yıllar önce çayların demir mineralinin vücutta yararlı etkisini azalttığı ve anemi değdiğimiz kansızlığa neden olduğu sık sık tekrarlanırdı. Ve çocuk beslenmesi öneren doktorlar süt ile pekmez, yoğurt ile ıspanak ve çocuklara kahvaltıda çay içirmez, sıkı sıkı hastalarını tembihlerlerdi. Biz diyetisyenler ise doğru beslenme karışımlarını belirli miktarlarda yaptığımızda örneğin ıspanak yemeğini kıymalı yapar ve yanına yoğurt yedirilince ıspanağın içindeki demirin emiliminin azaltılmadığını bilir ve süreli danışanlarımıza daha doğru bilgi geçerdik. Ve toplumda şöyle bir akıl karmaşası yaşanırdı. Neden her tıp personeli birbirinden farklı öneriler veriyorlar, aklımız karışıyor denirdi. Bugün beslenme bilimi çok yol aldı ve biz diyetisyenlerin eskiden beri söylediği birçok öneri günümüzde daha rahat uygulanmaya başlandı. Bu aynen çayda olduğu gibi… Çay ülkemizde sudan sonra en fazla yaygın içilen ve severek tüketilen bir sıvı. Sıvı demek yetmez açıkçası bir antioksidan deposu, flavonoid içermesi ve flor mineralinden zengin olması diğer sıvılardan daha üstün olmasını sağlamaktadır. Eğer düzenli yeşil veya siyah çay içilirse kalp krizi geçirme riski azalabilir, içerdiği tiamin amino asidine bağlı olarak bağışıklığı güçlendirebilir, kemik yoğunluğunu arttırabilir, diş çürüklerini azaltabilir, böbrekte taş oluşumunu engelleyebilir, kimyasalların tetiklediği kanserden koruma sağlayabilir. Günde 3 ile 6 fincan arasında siyah veya yeşil çayı rahatlıkla içebiliriz. Ancak şişmanlığın son yılarda çok hızlı artması ile içilen içeceklerin de kilo üzerine nasıl etkileri olabilir, özellikle uzak doğu ülkelerinde görülen daha az şişmanlığın hem yiyeceklerinin hem de içeceklerinin çeşidine mi bağlıdır soruları gündeme gelmiştir. Ve özellikle yeşil çayı günde 4-5 fincana kadar içmenin vücut yağ dokusunda azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteren çalışmalar uzak doğulu beslenme uzmanları tarafından açıklanmaya başlamıştır. Böylece yeşil çay popüler olmuş, siyah çayı gölgede bırakmıştır. Oysa yeşil ve siyah çayın içerisindeki maddelerin çoğu benzer olmak ile beraber sadece bazı çayın içindeki özel maddelerin konsantrasyonlarında farklılık bulunmaktadır. Yani yeşil çayın etkisi varken siyah çayın etkisi yoktur diyemez ve ülkemiz insanlarının damak zevkine uygun ve alışkanlığı olan siyah çayı da kötüleyemeyiz. Belki siyah çay ile de kilo yönetimine uygun bir çalışma yapılırsa yeşil çayın etkisi gibi benzer sonuçları alabileceğiz. Aslında buradaki en önemli konu çayı siyah mı yeşil mi içelim? Önemli konu zayıflama uğruna içilen kontrolsüz bitkisel özlü çaylar. Gerçeklere baktığımızda kilo vermede etkin olacağı söylenen veya ima edilen bitkisel form çaylarının kullanıcıda gösterdiği asıl etki; laksatif yani dışkı çıkışını hızlandırıcı, diüretik yani idrar çıkışını arttırıcı veya terlemeyi arttırıcı olduğudur. Kilo verdirmek ile yakından uzaktan bir ilişkisi bulunmamaktadır. Son yıllarda bu konu üzerinde çalışma yapan Amerikalı beslenme uzmanları; bir form çayının kilo veriminde etkin olabilmesi için en az 2 ay günde 3 veya 4 fincan kadar kullanılarak olabileceğini fakat verilen kilo miktarının toplamda ayda 500 gram kadara çıkabileceğini göstermektedirler. Bir ayda yarım kilo için form çayı içilmeli midir sorusuna ise Amerikalı beslenme uzmanları hayır yanıtını vermektedir. Çünkü 2 ay boyunca kullanılan kilo verdirmeyi amaçladığı iddia edilen form çaylarının tahmin edilmeyeceği kadar ciddi sağlık üzerine olumsuz etkilerinin olabileceğinden bahsetmektedirler. Uzun süre kullanılan laksatif veya diüretik bazlı bitkisel karışımların; vücuttan su ve elektrolit dediğimiz potasyum, sodyum, fosfor ve klor kaybına bağlı olarak kalp sorunları ve kaslarda yoğunluğun azalmasına, önceden kalp hastalığı olanların kalp sorunlarının şiddetlenmesine ve solunum kaslarında zayıflamalara neden olabileceği belirtilmektedir.
BİR BİLGİ: Bitkisel çayların harmanlarında içeriğine giren bitkilerin mevcut zararlarını merak ediyor musunuz?
BARUT AĞACI KABUĞU: Böbreklere zarar verir.
ALOE VERA: Kanlı kolit ve kemiklerde iltihabik durumların artmasına neden olur.
SİNAMEKİ: Karaciğeri yorar.
REZENE: Mide asit salınımında arttırır.
ISIRGAN: Dilde şişmeye neden olur.
ANASON VE KEKİK: Alerjik reaksiyonları arttırır.
HİBİSKUS: Karaciğerin fonksiyonlarında bozulmalara neden olur.