Bir kadın, bir Cumhuriyet kadını olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına minnetimi yineleyerek başlamak istedim bugünkü yazıma. Herkes için vazgeçilmez Cumhuriyet. Ama bir kadın için havadır, sudur Cumhuriyet.
Cumhuriyet olmasa ne olurdu?
Herkes eşit şartlarda olmazdı.
Herkesin insanca yaşayamazdı.
Herkesin birey olamazdı.
Paşa dedemiz, paşa amcamız olmazsa, olanların hizmetine koşardık.
Hele kadınlar…
Evden dışarı adım atabilir miydi acaba? Eğitim alabilir miydi ki? Babasının şart koştuğundan başkasına varabilir miydi? Çalışabilir miydi? Evin hizmetçisi olmaktan öteye gidebilir miydi?
Cumhuriyet hepimizi eşitledi. Fırsatları herkes için kullanılabilir kıldı. Düşünsenize bu ülkede bir çobanın oğlu, üniversiteye gidebildi. Bu ülkeye Cumhurbaşkanı olabildi.
Biraz o günlerin koşullarından bahsedelim istiyorum. Bahsedelim ki; nasıl kuruldu bu Cumhuriyet hiç unutmayalım.
Biz yoktan kurduk bu Cumhuriyeti. Yırtık pırtık üst başla, yarık çarıkla kurduk. Aynı tasın içinde kuru ekmeği ıslatıp bölüşerek kurduk.
Bir imparatorluğun yıkıntılarından altından kalkarak, küllerimizden doğarak, yoktan var ettik biz bu Cumhuriyeti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde her bir milimetre karesi için kan dökülerek kuruldu bu Cumhuriyet. Kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla kuruldu bu Cumhuriyet.
Elde yok avuçta yok. Sırtımıza yüklenmiş onca borçla kurduk biz bu Cumhuriyeti.
Daha savaş sürerken İzmir İktisat Kongresi'ni topladı Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Her bir adım hesaplandı, planlandı. Cumhuriyetin ilk günlerinde neredeyse fabrikalar açıldı. Teknik okullar, üniversiteler kuruldu. Tarım politikasından, para politikasına kadar yepyeni bir düzen inşa edildi.
Cumhuriyetimizin henüz 10’lu yaşlarında uçak üretmeye başladığını biliyor musunuz?
Şeker fabrikaları kurduk Köy Enstitüleri açtık. Demiryolu ağını genişlettik. Demir ağlarla ördük yurdu.
Açılan her fabrikanın çevresinde sosyal alanlar, lojman, okul sinema, lokanta, hastane, cami, hamam yapıldı.
Tam da onuncu yıl marşında söylendiği gibi. Çıktık açık alınla on yılda her savaştan.
Şimdi üzülerek görüyorum ki mirasımıza sahip çıkamamışız. Maalesef o on yılda yaptıklarımızı satarak gelmişiz bu günlere.
Şimdi 'Delirdin herhalde' diyecek pek çok kişi ve 'Yerli otomobilimizi yapıyoruz. İnsansız uçak üretiyoruz' diyecekler. Elbette bunlarla da gurur duyuyorum. Ama bunlar zaten bugünün teknolojisi ile yapmamız gereken şeyler. Her ne kadar övgüye mazhar olsa da biz Cumhuriyet çocukları için yeterli değil. Zaten 100 yıl önce yaptık. 100 yıl önce!
Şimdi vakit yeniden küllerimizden doğma vaktidir. Vakit olanı satmak değil, olmayanı yapmak, olanı geliştirmek vaktidir. Vakit 101 yaşındaki Cumhuriyete layık olma vaktidir.
Canım Cumhuriyet…
Mine UZUN
Yorumlar
Trend Haberler
Antalya escort faciası: 1 ölü
Son dakika! Alanya'da sahilde bulunan genç kız cesedinin kimliği belli oldu
Antalya'da devasa miras sahiplerini buldu: 6 milyar dolar 3 mirasçıya kaldı
Alanya'da çevreyolunun neden ikinci kez kapandığı ortaya çıktı
Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Akbaş'ın acı günü
Son Dakika! Alanya Belediyesi'ne haciz şoku