Balyoz davasının birinci aşaması sonuçlandı. İkinci aşaması olan Yargıtay safhası beklenecek. Mahkemenin verdiği kararlardan çok, ordu mensuplarının özellikle de üst düzey ordu komutanlarının, darbe girişiminde bulunmaktan dolayı yargılanarak...

Balyoz davasının birinci aşaması sonuçlandı. İkinci aşaması olan Yargıtay safhası beklenecek.

Mahkemenin verdiği kararlardan çok, ordu mensuplarının özellikle de üst düzey ordu komutanlarının, darbe girişiminde bulunmaktan dolayı yargılanarak cezalandırılmaları Türk siyasi tarihinde pek alışık olmadığımız bir gelişme.Talat Aydemir olayı tabii ki çok farklıydı. İlk girişiminde affa uğramış, ikincisinde ise affedilmemişti.Çok daha önemlisi, o tarihte İsmet Paşa gerçeği vardı.Siyasi tarihimizde darbe geleneği Osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır.Bu konunun ayrıntılarına ileride gireceğiz.

Demokrasi bir kültür, aynı zamanda yaşam biçimidir. Demokrasiyi yeterince özümlemiş ve benimsemiş bir toplumda, darbe diye bir şey olamayacağı gibi, darbeleri ve darbecileri savunacak bir tek Allah’ın kulu bile çıkmaz.

Geri kalmış ya da bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, demokrasi tam anlamıyla oturmadığı, kurumsal bir yapıya bürünmediği için, belli görevlere gelmiş üst düzey bürokratlarıyla, belli ekonomik güce sahip büyük sermaye sahipleri ve toplumda şu ya da bu biçimde öne çıkma hesabında olan bazı uyanıklar, kolay yoldan ülkeye egemen olabilme adına, siyasetin üzerine bürokratik oligarşiye dayalı bir vesayet rejimini uzun yıllar sürdürebilmişlerdir.

Balyoz davasında yargının verdiği kararlara hem sevinebiliriz, hem de üzülebiliriz.

Sevincimiz, bürokratik oligarşinin siyasete direkt ya da endirekt müdahalelerinin özellikle de darbe geleneğinin en azından ortadan kalkma umudunun yeşermesi, suç işleyenlerin cezasını çekmeleri, belli bir ayrıcalık içinde sorumsuzca davranmalarının önüne geçilme ihtimalinin doğması olarak görebiliriz.

Üzülmemiz gerekense, gençler küçük yaşta, içi yeterince doldurulmamış, soyut anlamda vatan, millet sevgisi ile yoğrularak yetiştirilmekte. Askeri okullarda da bu çok daha abartılabilmekte.

Omzuna bir rütbe takan her asker, kendisini Atatürk gibi görmeye, vatanı koruma ve kollamakla birinci derecede sorumlu tutmayı bırakın, bu ülkenin kurtuluşunu sadece askerlerin sağladığını ve laik cumhuriyeti de askerin gerçekleştirdiği savı başta ordu mensuplarına olmak üzere, tüm topluma da dikta edildiği için, askerlerimiz özellikle de omuzu kalabalık paşalarımız, ne sivil siyaseti, ne de sivil inisiyatifi ciddiye bile almazlar. – DEVAMI YARIN - ***BİR FIKRASakıp Ağa

"Ağa, bu dünyada her şey senin için güllük gülistanlık. Nereye baksak her tarafta senin şirketlerini, fabrikalarını görüyoruz. CarrefourSA, TeknoSA, MarSA, YünSa, LasSA, ToyotaSA... Burada işin iş. Ya diğer tarafta ne olacak, orada ne yapacaksın, nasıl kurtulacaksın zebanilerden?"Sakıp Ağa gülmüş:"Merak etme, öte yanda da işimiz sağlam.Bir tarafımızda iSA, diğer tarafımızda MuSA..."