GÜN geçmiyor ki, Türkiye felaket üstüne felaket yaşamasın. Beşiktaş, Kayseri, Rus Büyükelçi Suikastı, Fırat Kalkanı Operasyonu şehitleri derken, şimdi de toplumda infial uyandıran, IŞİD tarafından çekildiği iddia edilen iki askerimizin...

GÜN

geçmiyor ki, Türkiye felaket üstüne felaket yaşamasın.
Beşiktaş, Kayseri, Rus Büyükelçi Suikastı, Fırat Kalkanı Operasyonu şehitleri derken, şimdi de toplumda infial uyandıran, IŞİD tarafından çekildiği iddia edilen iki askerimizin yakılarak şehit edildiği görüntüler.
Daha birinin acısını ve yasını tutamadan diğer bir acı haberin gelmesi, ülkemiz üzerinden son bir ay içerisinde oynan oyunların ne boyutlara geldiğinin göstergesidir.
Geçen hafta İstanbul'daki ve Kayseri'deki hain saldırılar sonucu vermiş olduğumuz şehitlerin üzüntüsünü yaşarken, bir yandan da provokasyonlara karşı çağrılarda bulunup, ülkemizi şer odaklarının istediği gibi bir kaos ortamına sürüklenmemesi için gayret gösterdik.
Geçtiğimiz yıl Alanya'da yaşanan olayların bizlere ne kadar zarar verdiğini ve kimlerin ellerini sıvazladığını gördük.
Alanya'nın vatansever gençlerinin, bahsetmiş olduğumuz bu şer odaklarının kirli tezgahlarına düşmemeleri için MHP başta olmak üzere Ülkü Ocakları ile birlikte sağduyu ve provokasyonlardan uzak durmaları hususunda çağrılarımızı yaptık.
"Neden sokaklara inmiyoruz?", "Neden bir şeyler yapmıyoruz?" gibi eleştirilere maruz kaldığımız da oldu.
Ancak milliyetçi ve ülkücü hareket mensuplarının ne zaman sokaklara ineceğini, ne zaman tepkisini göstereceğini, lider ve teşkilatlarının emir ve talimatları doğrultusunda karar verir.
Kaldı ki, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin de sosyal medya üzerinden yapmış olduğu açıklamada, "Milli mukavemetimizi kırmak, milli birliğimizi yıkmak için büyük bir oyun sahneleniyor. Birbirimize düşmemiz planlanıp provoke ediliyor. Ne kadar haklı olsak da, ne kadar dayanılmaz saldırılara maruz kalsak da, sağduyumuzu kaybetmeyeceğiz, dahası oraya buraya savrulmayacağız. Hainler sokakların karışmasını istiyor. Dağda yapamadıklarını şehirlerde görmeyi umuyor. Oyuna gelemeyiz, oyunculara kanamayız. İçimiz yansa da, provokasyonların cazip davetine tamam diyemeyiz. Binaların kundaklanmasını doğru ve makul göremeyiz" mesajı gayet açık ve net olarak provokasyonlardan uzak durmamız yönündedir.
Bizler sokak olaylarından uzak dururken, ülkemiz bir provokasyona daha maruz kalmış, Rus Büyükelçi Ankara'da suikast sonucu öldürülmüştür.
Rusya ile Türkiye Rusya Büyükelçisi'ne yapılan suikastın Rusya ile aramızda yeni bir soruna yol açmamasına, iki tarafında sağduyulu davranmasına sevinirken, tamamen teslim olmak gibi bir sonucun ortaya çıkmasına da tahammül edemeyiz.
Bunu sadece yapılan anlaşmaya bakarak söylemiyoruz. Rusya ile ilişkilerimizin hem uzak, hem yakın tarihteki seyri de böyle bir endişe taşımamızı kaçınılmaz kılıyor.
Suriye'de geldiğimiz son durum ise, koalisyon güçleri tarafından yalnız bırakılmış bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıya kaldığımız gerçeğidir. Fırat Kalkanı Harekatı sadece Türkiye'nin bölgede oluşturulmak istenen Kürt koridorunu kapatmak değil, ülkemize gelebilecek saldırıları orada durdurup bertaraf etme kararlılığıdır.
Yazımızın başında belirttiğim diğer bir vahim husus da, Suriye'deki teröristlerin iki askerimizi yakarak şehit ettiği görüntülerdir.
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'de bu vahim olay karşında "Sosyal medyada dolaştırılan ve iki askerimizin yakıldığını gösteren vahşet temalı video eğer doğruysa, eğer bu canilik yapılmışsa, IŞİD’in içte ve dışta tüm eli kanlı teröristleri son ferdine kadar yok edilmelidir. El Bab, bu şerefsiz zebanilerin tepesine yıkılmalı, alayı birden yakılmalıdır. Bu videonun gerçekle ilişkisi var mıdır? IŞİD’in elinde bulunan askerlerimizin son durumu nedir? Milli vicdanda beliren şüphe ve merak derhal giderilmelidir" açıklaması ile kamuoyunun derhal aydınlatılmasını istemiştir.
Bu düşüncelerle, El Bab kuşatmasında şehit olan askerlerimiz başta olmak üzere, hayatlarını vatan uğruna kaybetmiş bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.