SON dönem Türk ve Alanya siyasi yaşamına ilişkin gözlemim şudur:
SON
dönem Türk ve Alanya siyasi yaşamına ilişkin gözlemim şudur:
"Hiçbir siyasi otorite, aynı cephede savaştığı müttefikleri içinden, kendisinden daha yukarıda olan veya olabilecek potansiyeli bulunan; güçlü, sorun çözen, halkın daha fazla sevdiği, sevebileceği bir isim istemiyor."
Örnek mi?
Çok fazla uzağa gitmeyelim.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ex Başbakan Ahmet Davutoğlu arasındaki ilişki ve yaşanan son olaylar bunun en bariz delili olarak halen önümüzde duruyor.
Erdoğan-Davutoğlu ilişkisinin seyri son dönemeçte artık iyice ayyuka çıkmış, AKP'nin üst düzey isimleri tarafından bile, "Daha düşük profilli bir AKP Genel Başkanı ve Başbakan işbaşına gelecek" açıklamaları ile bu durum tescillenmiştir ve bugüne dek hiç duymadığımız kavramlar icat eden AKP tarafından Türk siyasi tarihi literatürüne "Düşük Profilli Başbakan" kavramı da armağan edilmiştir.
Başta dediğim gibi, sadece siyasi arenada değil, toplumun her sektöründe ve kesiminde; rütbe olarak üstte olan bir kişi, aynı kurumda çalıştığı, aynı partide hizmet verdiği, kısacası aynı cephede birlikte savaştığı kendinden daha altta olan bir başka kişinin daha popüler olacak bir çalışma yapmasını, bir beyanat vermesini istemiyor, daha açık bir ifadeyle "halk kahramanı" olarak anılmaması için çeşitli tedbirleri direkt veya endirekt müdahaleler ile devreye sokuyor, sokturuyor.
Misal, üst rütbedeki isim, kendisinden daha popüler olmaya başlayan alt rütbedeki ismi, "görüşmeleri ikinci katip seviyesine indirerek" cezalandırıyor ve tabiri caizse, "akıllı ol, otur oturduğun yerde, çok fazla sesin çıkarsa o koltuğu da rüyanda görürsün" mesajı veriliyor.
Alanya'yı örnek alalım.
Misal, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nden veya Alanya Belediyesi'nden gelen basın bültenlerinde kim hangi konuda açıklama yaparsa yapsın, haberin sonuna mutlaka ama mutlaka, "Falanca kişiler, şehre, mahalleye veya sokağa gelen hizmetlerden dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'e" ya da "Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'e teşekkür etti" notu düşülüyor.
Asıl kralın kim olduğuna özellikle vurgu yapılarak, böylece olası gizli veya açık cezalandırmaların, ikinci katip seviyesine indirilme teşebbüslerinin önüne geçilmeye çalışılıyor.
Veya...
Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) Başkanı Mehmet Şahin ya da AKP İlçe Başkanı Mustafa Berberoğlu ne zaman Alanya'ya gelen veya gelecek hizmetler noktasında bir açıklama yaparsa, o açıklamanın sonuna mutlaka şu klişe not ekleniyor:
"Bu hizmetlerin gelmesinde bizlerden desteğini esirgemeyen Alanyalı Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'na müteşekkiriz."
"Aslında bu cümle, bu klişeyi sık kullanan kişilerin de güçlerini ve oturdukları koltukların asıl sahiplerini işaret ediyor" desek, abartmış olur muyuz, bilemiyorum.
Neyse, gelelim asıl meseleye...
ALTSO Başkanı Mehmet Şahin, Alanya'daki meslek odası başkanları ile dün buluşup Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'i ziyaret etti.
Bakkallar, Şoförler, Metal İşleri, Pansiyoncular, Pazarcılar, Minibüsçüler ve Elektrikçiler Odası başkanlarının hazır bulunduğu toplantıda konuşan Başkan Yücel, esnafın krizi en hasarsız şekilde atlatması için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyip, "İnşallah bu kriz, bu kara günler bitecek" demiş.
Esnafın yanında duran, kriz olsa bile esnafın rahat etmesi için ne gerekiyorsa yapacağını söyleyen, kısacası, "yüksek profilli" bir belediye başkanı...
Öte yandan...
Oda başkanları adına konuşan ALTSO Başkanı Mehmet Şahin ise Başkan Yücel'in kendilerine her zaman yardımcı olduğunu belirterek, "Cumartesi günü Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı Antalya'ya geliyor. Kendisine sorunları ileteceğiz. Dün de Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ile görüştüm. Yakın bir zamanda oda başkanlarıyla ziyaret edip sorunlarımızı aktaracağız" diye konuşmuş.
Toparlayacak olursak...
300 bin nüfuslu koca bir turizm şehrindeki sorunların çözümü için buluşma adresi olması gereken, tek başına iktidar olan 65. Hükümet'in en yüksek temsilcisi konumundaki AKP İlçe Başkanı Mustafa Berberoğlu'nun akşamları kırsal mahallelere gidip iftar davetlerine katılması, bu ve benzer esnaf ve turizmci sorunlarına yönelik toplara pek girmemesi, daha doğru bir anlatımla "düşük profilli bir ilçe başkanı" görüntüsü sergilemesine rağmen...
ALTSO Başkanı Mehmet Şahin, belki bilerek, belki de bilmeyerek düşük profilli bir başkan olmadığını ve asla olmayacağını her fırsatta gösteriyor, esnafı için gerekirse Ankara'ya gidip sorunları anlatacağını gösteriyor.
Özetle, "Masaya yumruğu vururum, koltuğun hakkını da veririm" diyor.
Alanya'da siyasi otoritenin gözüne batmamak ve fincancı katırlarını ürkütmemek için sesi soluğu çıkmayanlara inat, alıyor esnaf temsilcilerini yanına, Alanya Belediye Başkanı'na gidiyor, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı'na gideceğini açıkça ilan ediyor ve düşük değil, tam aksine, yüksek profilden çözümün merkezi olarak adeta işaret fişeği çakıyor.
Sonuç olarak...
Esnaf ve halk üzerindeki popülaritesi bu ve benzer çalışmalarıyla giderek artan Mehmet Şahin, tahminime göre Alanya Belediye Başkan Adaylığı'na doğru koşar adım gidiyor.
Alanya'ya AKP içinden şimdiden ithal veya yerli bir aday düşünülüyor mu, AKP içinden "Ben de adayım" deyip az başını kaldıracak olanları nasıl bir akıbet bekliyor, yüksek profilli olmanın cezası veya düşük profilli olmanın ödülleri neler olacak, dilerseniz bu ve benzer mevzuları bir başka yazıda kaleme alalım...