BİYOLOJİ kitaplarında sıkça geçen

BİYOLOJİ

kitaplarında sıkça geçen "Simbiyotik Yaşam" nedir? Kimler arasında görülür? Çeşitleri nelerdir?

Peki, "Simbiyotik Yaşam" mevzusunun Alanya siyasetiyle nasıl bir bağlantısı vardır?

Gelin isterseniz, giriş bölümü bir parça sıkıcı olacak ama öncelikle "Simbiyotik Yaşam" nedir, kaça ayrılır, bundan bahsedelim, sonra Alanya siyasetiyle ilişkisini birlikte irdeleyelim.

Bilimsel açıklama aynen şöyle...

"Simbiyotik Yaşam", canlılar arası ortak yaşam ilişkileridir. Birbirine benzemeyen, iki veya daha fazla sayıda organizmanın, birbirine daima yarar sağlama zorunluluğu olmaksızın, geçici veya sürekli bir şekilde yürüttüğü birlikte yaşam biçimidir.

Simbiyotik ilişkiler "kommensalizm", "mutualizm" ve "parazitizm" olmak üzere üç farklı şekilde görülmektedir.

KOMMENSALİZM

Diğer adıyla Tek Taraflı Ortaklık...

Şöyle izah ediliyor...

Birlikte yaşayan iki canlıdan birinin yarar gördüğü, diğerinin ise ne yarar ne de zarar gördüğü durumdur.

Örneğin; bazı yüksek gövdeli ağaçlar üzerinde yaşayan otsu çiçekli bitkiler, ağacın gövdesine tutunmaları sayesinde güneş ışığından daha etkin bir biçimde yararlanabilirken, ağaç ise bundan herhangi bir zarar görmemekte veya yarar sağlamamaktadır.

Kommensal, yani tek taraflı ortaklık biçiminde yaşayan bireyler, birbirlerinden ayrı olduklarında da yaşamlarına devam edebilirler.

MUTUALİZM

Diğer adıyla İkili Ortaklık...

Şöyle ifade ediliyor...

Her iki organizmanın karşılıklı yarar sağladığı simbiyotik ilişkilerdir.

Birlikte yaşamak bir anlamda evrimsel açıdan zorunlu hale gelmiş ve artık “zorunlu simbiyoz” adını almıştır.

Örneğin alg ve mantar birlikteliğinden oluşan likenlerde, mantarın görevi alge inorganik madde ve su sağlamaktır.

Alg ise, fotosentez sonucunda, bu birlikteliğe gerekli olan organik molekülleri sentezler ve oksijeni üretir.

PARAZİTİZM

Diğer adıyla Asalaklık...

Şöyle anlatılıyor...

Çifti oluşturan canlılardan birisinin (parazit) yarar, diğerinin zarar gördüğü (konak) birlikteliktir.

Yani bir canlının bir başkasının üzerinde ona zarar vererek yaşamasıdır.

Örneğin; bağırsakta yaşayan tenyalar ve solucanlar gibi.

"Gelelim, Alanya siyaseti ile simbiyotik yaşam arasındaki bağlantıya", diyeceğim ama buna gelmek için yüzyıl olarak henüz çok erken olduğunu, bu tür ilişkilerde bulunan kurum ve kuruluşlar ile kişi ve kişilerin burada bırakın isimlerini açık açık yazmayı, tarif ederken ima dahi edilmesini şahsen sağlığım açısından hayli sakıncalı buluyorum.

Ama siz benim ne demek istediğimi az buçuk anladınız zaten, çünkü biz yıllar süren ilişkimizde artık satırlarla değil gözlerimizle anlaşır kıvama geldik diye tahmin ve ümit ediyorum.

Şaka bir yana...

Bu satırları okuduktan sonra aklınıza gelen "simbiyotik" siyasetçilerin, sivil toplum kuruluşu yöneticilerinin, özellikle kamu kurumları amir ve memurlarının pozisyonunu enine boyuna düşünün bakalım.

Bugün hangi güçlü siyasetçi o makamlarda olmasa aslında hangi kamu kurumu yöneticisi şimdi o oturduğu koltukta olamazdı...

Veya...

Bugün falanca siyasetçi böylesine etkili olmasaydı, filanca sivil toplum kuruluşu yöneticisinin eli böyle rahat olmazdı...

Bakın isim vermiyorum, hiç kimseyi saçı, sakalı, boyu posu ile ima dahi etmiyorum.

Neyse neyse...

Siz benim ne demek istediğimi anladınız.

Farkındayım, yazının girişinde beklenti çıtanızı hayli yüksek tuttum ama bugünlük bu kadar, şimdilik hoşça kalın...

(DİP NOT: Kıymetli okuyucu. 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri'nde bir yere kıpırdayamayan, 7 Haziran'da zihinsel olarak hayli yorulan, yetmedi, 1 Kasım'da beyinsel olarak iyice yıpranan "fikir işçisi" bir kardeşiniz olarak sizlerden çok değil, sadece 1 hafta müsaade istiyorum. "Haftaya Pazartesi görüşmek üzere" diyor, hepinizi Allah'a emanet ediyorum)