7 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan tablo ve bu tabloda yer alan dört partinin tutarsızlıkları ve beceriksizlikleri, hatta uzlaşma kültüründen uzak, hükümet olmaktan, ülkeyi yönetmekten aciz oluşları ya da iktidarda yer almaktan...

7 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkan tablo ve bu tabloda yer alan dört partinin tutarsızlıkları ve beceriksizlikleri, hatta uzlaşma kültüründen uzak, hükümet olmaktan, ülkeyi yönetmekten aciz oluşları ya da iktidarda yer almaktan korkmaları nedeniyle, ülkenin nasıl bir krize sürüklendiğini hepimiz gördük.

İşte bu yüzden 1 Kasım seçimleri genel anlamda hayati önem taşımakta.

Siyasi istikrar Türkiye için şart.

Geçmişimize baktığımızda ülke koalisyonlar döneminde krizlere sürüklenirken, tek başına iktidarlar döneminde toplumun refah seviyesi yükselmiş, ülkeye ciddi yatırımlar yapılmıştır.

Siyasi istikrarı savunurken tek başına iktidardan söz ederken, illaki AK Parti tek başına iktidar olsun demiyorum.

Tek başına ister AK Parti, ister CHP ya da MHP olsun fark etmez.

Yeter ki, siyasi istikrar sağlansın.

Ben herhangi bir partiye değil, siyasi istikrara vurgu yapıyorum.

Oy kullanırken, genelde bu gerçeklere göre hareket etmemiz gerekirken, yerelde de Alanya’ya hizmet getirebilecek güçlü siyasetçileri öne çıkarıp desteklememiz gerekir.

Sıradan bir milletvekilinin, üst düzey bürokrat kadar bile etkinliği yoktur.

Bir siyasetçi, daha doğrusu seçimde milletvekili adayı olan kişi, hangi partiye mensup olursa olsun, en azından o partinin en önde gelen, güçlü bir ismi olmalı.

Sıradan bir milletvekili birinci dönemde ancak meclisteki odasıyla, lokantasını, sonra da meclisin diğer alanlarıyla, meclisin işleyiş biçimini öğrenebilir.

Bırakın mecliste yer alan tüm milletvekillerini tanımayı, kendi partisinin milletvekillerinin isimlerini bile ancak ikinci, üçüncü dönemlerde öğrenebilir.

7 Haziran seçimleri bu anlamda Alanya için büyük kayıp olmuştu.

Özellikle, AK Parti'deki üç dönem garabeti yüzünden Alanya’nın siyaseten medarı iftiharı Mevlüt Çavuşoğlu’nun meclis dışında kalması büyük bir kayıptı.

1 Mart seçimi, bu anlamda Mevlüt Çavuşoğlu gibi güçlü bir siyasetçiyi yeniden kazanmamızı sağladığı için, ne kadar sevinsek azdır.

Son yıllarda Alanya’ya yapılan yatırımların ve de aktarılan kaynakların çoğunun altında Çavuşoğlu’nun imzası var.

Bir siyasiyi ya da bir siyasi partiyi sevmeyebilir hatta ondan nefret de edebilirsiniz.

Ama bir gerçeği kabul edip yöreyi, yöre insanını hatta ülkeyi ve ülke insanını düşünerek bir değerlendirme yapma gerçekçiliğini ve de akılcılığını göstererek, yiğidi öldürmek istesek bile hakkını teslim etmemiz gerekir.

Atalarımız, marifetin iltifata tabi olduğundan söz ederken, "Allah kimseyi, yanlışı savunacak kadar cahil, doğruyu inkar edecek kadar da nankör yapmasın" demiş.

1 Kasım seçimlerinin, ülkemize, Alanya’mıza ve milletimize hayırlı uğurlu olmasını dilemekten başka yapacak bir şeyimiz yok!