"Balık baştan kokar", "Bal tutan parmağını yalar" gibi söylemler ile yolsuzlukların toplumda olağan karşılandığı bir gerçektir.
*
Halen toplumumuzda “yolsuzluklar ayakta alkışlanıyor” demek yerinde olur diye düşünüyorum. Öyle de denmiyor mu?
*
Yolsuzluk yapana "becerikli adam, aferin işini biliyor, altına son model araba aldırmış bravo, gemisini yüzdüren kaptandır, baba adamın oğlu işini biliyor" demiyor muyuz?
*
Yine bizim hakkımızı gasp edenlere "iktidar nerede o orada, her dönem işini yaptırıyor, adamın oğlu yeşil alan olan arazisini ticari alana çevirtmiş, yine imar planında kültür merkezi olarak işlenmiş yerini kaldırtıp ticari alana çevirtmiş" demiyor muyuz?
*
Bu sözlerle kamunun hakkını gasp edenleri ayakta alkışlayıp, becerikli, akıllı adam olarak görmüyor muyuz?
*
Bir çoğumuz ellerindeki para gücüyle imar planlarının içine edip, tüyü bitmemiş yetimin haklarının üzerine konanlara özenip imrenmiyor muyuz?
*
Böyle bir toplumda yolsuzluklar elbette artacaktır. Yargı sistemimiz de ortada.
*
Türkiye'de güçlü bir yargı sistemi kurmadan yolsuzluklarla mücadele etmek hayalcilik olur.
*
Aslında bu sorun, bu kavram karmaşası sadece bu bölgede değil. Türkiye’nin kanayan yarası haline gelmiş bir durum.
*
Yolsuzluğa en fazla batmış ülkeler arasında yer almanın üzüntüsünü vatanını seven her Türk gibi ben de içimde yaşıyorum. “Her toplum nasıl layık olduğu yöneticileri çıkarırsa, yine her toplum müstahak olduğu suçluları yaratır."
*
Eğer yargı bağımsızlığını ve güçlü yargıyı tesis edemezsek, yolsuzluklarla baş etmemiz elbette olanaksızdır. Yolsuzluklarla mücadelede başarılı olmanın temel koşulu, saydam yönetim ve hukukun üstünlüğüdür.
*
Bir yönetici kendisini hukukun üstünde görüp, ben istediğim gibi, istediğim çifte standart kararları alabilirim düşüncesiyle hareket edip anayasaya, hukuka, adalete meydan okursa bu duruma devletin üst düzey yöneticileri kulak tıkarsa, o ilçede, o ülkede kimse demokrasiden, hukuktan, adaletten söz edemez.
*
Ayakta alkışladığımız şu gemisini yüzdüren kaptanlar bu işi nasıl beceriyor dersiniz?
*
Söyleyeyim, yöneticiler ile şu gemisini yüzdüren kaptanlar karşılıklı bir beslenme ilişkisi içerisine giriyorlar. Bu beslenme ilişkilerinin birçoğu seçilmeden daha seçim çalışmalarında başlıyor. Seçildikten sonra da yöneten ile yönetilen iş adamları, göbek bağı ile birbirlerine bağlanmış oluyorlar.
*
Tabi altında yatan bir tek neden olabilir; birbirlerini dolaylı yollardan besleme.
*
Böyle olunca da imar planları yazboz tahtasına dönüyor. Emmin, dayın varsa hukuk da adalet de sen oluyorsun. Bir nevi yönetilen, karar verici konumuna geliyor. Ezilen de her zamanki gibi gariban halk oluyor.
Yolsuzluklar ayakta alkışlanıyor
Yakup Kocabaş
Yorumlar
Trend Haberler
Antalya escort faciası: 1 ölü
Son dakika! Alanya'da sahilde bulunan genç kız cesedinin kimliği belli oldu
Antalya'da devasa miras sahiplerini buldu: 6 milyar dolar 3 mirasçıya kaldı
Alanya'da çevreyolunun neden ikinci kez kapandığı ortaya çıktı
Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Akbaş'ın acı günü
Son Dakika! Alanya Belediyesi'ne haciz şoku